(Parti)lerimiz Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
79 - Ocak / Mart 2014
(Büyük Doğu; 28 Haziran 1946, Sayı: 35)
Daha dün bizi (TEK) yakıyordu; şimdi (ÇOK), yıkmak istidadındadır! Daha dün (TEK)in ceberutu altında inliyorduk; yarın (ÇOK)un hercümerci içinde harap olabiliriz! Daha dün baºtanbaºa memleket ve hakikati ezen (tek), yarın topyekûn aynı memlekette hakikati savurup yele veren bir (çok)la yer değiştirebilir! Daha dün her şeyi yanlış toplamıştık; ºimdi her ºeyi daha yanlış dağıtmaya savaşıyoruz!
Gaye bu mu?..
Ve bütün bunları, ismine, maymun (alfabe)lerinde yazılı olduğu gibi “Medeniyet dünyası” denilen Garplı madde ve mânâ izaflarına hoş görünmek için yapmaya mecbur kalıyoruz! Bu işe, çöküşümüzü tam 100 yıldır gayet sinsi hesaplar ve son derece gizli iç tesirlerle gerçekleºtirmeye çalışan Garbın çok yeni ve pek yaman bir tertibi diyebilirdim; eğer bugün Batı dünyasının gözünde bir kaygı belirtecek tarafımız kaldığına inansaydım!..
(Parti)lerimizin hiçbirinde, bir dünya görüşü değil, bir zıpzıp görüşü bile yoktur! Tek çıkış noktaları, güya (Cumhuriyet Halk Partisi)ne zıd olmak!.. Ona zıd olmak hüner midir ki?.. Âlemde ona zıd olmayacak şey, en geniş mânâsıyla şey, nesne tasavvur edebilir misiniz? Ona zıd olmak, yangına talaş atmayı doğru bulmamak gibi bir bedahettir! Fakat bütün bu zıdlar, kendi nefslerine karşı nedirler?... (Milli şefe açık mektup) tarzında bir (broşür)lük dünya görüşü reçetelerinden, merak etmeyin, kimse kurtuluş beklemiyor!.. (6 ok) yerine, 600 tok veya çok veya yok veya kok, veya fok; hepsi bu kadar!..
Heyhat ki, bize derhal lâzım olan, her şeyi yanlış toplamış olmanın aksülâmeliyle bu defa her şeyi yanlış dağıtmak değil, tek ve gerçek bir mihrak ve şekil altında dosdoğru toplamaktan ibaret!.. Bu da muhalif fırkayla değil, pek muvafık bir hamleyle olur!..
Ve işte halk bu hikmeti derinden derine sezdiği içindir ki, seçim gününü, evinde sayım günü gibi geçirmekte ve hiçbir ümide kapılmamaktadır!
(Parti), bizzat (parti) fikrine düşman ve bir (BÜTÜN)e sımsıkı bağlı olarak (Büyük Doğu Partisi) olabilirdi; eğer mücerret (parti) mefhumu, tez vakitte kokmuş palamutlar kadar ucuzlamış olmasaydı!
Hele şu (enflâsyon) günleri bir geçsin!..
(Bugünü değerlendirmede de yol gösterici olduğu için Üstad’ın 1946 seçimleri sonrasındaki tespitini takdim ediyoruz):
(Büyük Doğu; 7 Haziran 1946, Sayı: 35)
(…)
Vaziyet açıktır
Vaziyet açıktır. Türk milleti (Ce.Ha.Pe)yi sevmemektedir. Bunu hemen ispat edelim mi:
1.(Ce.Ha.Pe)nin tediyeli propagandası daha büyük bir soğukluk doğurmuştur!
2.Halk, hür seçime inandırılamamıştır!
3.Halk, bu duygusunu, seçime girmemek suretiyle göstermiştir.
4.(Ce.Ha.Pe)ye temayül eden gazete, derhal satıştan düşe düşe sıfıra ineceğini anlamıştır!
5.(Ce.Ha.Pe)ye aykırı giden gazetenin ruhunda ve sütunlarında hiçbir şey olmasa bile derhal tutunma istidadı gösterdiği; ve hattâ maalesef bir çoğunun sadece bu ticarî ölçüyle hareket ettiği belli olmuştur! Bu ne demektir?
Halk, (Ce.Ha.Pe)yi, yani kendi ismini taşıyan fırkayı, mümkün olduğu kadar sevmemektedir!
Hüküm
(Ce.Ha.Pe), istediği kadar şu veya bu tedbir ve tezahür plânında muzaffer görünsün; bu işte, bütün iç ve ruhî tezahürler cephesinde dâvayı topyekûn kaybetmiştir. (Ce.Ha.Pe)ye düşen, parasını daha fazla çarçur etmeksizin, Türk milletinin hakkı olmak bakımından hazineye devretmek ve sarayının kapısına şu levhayı asmak samimiyetini göstermektir:
“Kazandık! Fakat hakikatte kaybettik. İşi son bir hâlisiyet hamlesiyle bitirmek için artık millî istiskali anlamaya ve kapılarımızı kapamaya karar vermiş bulunuyoruz!”
|