Amerikanla?my? Arap aydynlary Medya Sepeti Sayı:
52 - Nisan / Haziran 2006
Dr. Süleyman Salih Arap vatanı, Amerika’dan daha fazla Amerikalaşmış bir kültür tanıyor. O kadar Batılılaştılar ki; Batılılar bile onarı kıskanıyor. Arap halklarını nefret ettirecek darar Araplarını ve Müslümanlıklarını bıraktılar. İçlerinden bir çoğu güvenlik organlarıyla irtibatlı ve bu organların halklara baskı yapmasını, vatandaşlara işkence etmesini, göstericileri vurmasını ve seçimlere hile karıştırılmasını “meşru” görmekteler.
Hal böyleyken, özgürce yaşamamızı, despotluk ve diktatörlük ateşinden çıkmamızı isteyen ABD’yi savunmaktan geri de durmamaktadırlar.
Her hangi bir Arap televizyonunu açsanız, onları karşınızda bulursunuz. TARİHİ BİRBİRİNE KARIŞTIRIRLAR. Yanlarında İslâm zikredildiği zaman sanki yılan sokmuş veya şeytan görmüş gibi ayaklanırlar. İslâm’a yönelik cehaletlerini ve ahmaklıklarını ortaya koyarlar. “Binbir Gece Masalları”yla tarihi birbirine karıştırırlar ve Amr Bin Elas’a, Harun Reşid ve Osmanlı hilâfetine suçlamalarda bulunurlar. İslâm’ı terör, şiddet ve kadına baskıyla suçlarlar. İslâmcılar’dan Yahudiler’e yönelik tutumlarını açıklamalarını isterler. Amerikanlaşmış aydın, efendileri Amerikalılar gibi ortaya bir şey koyma becerisini kaybetmiştir.
BUSH’UN SATILMIŞ ASKERLERİ
Okumak için vakitleri yoktur. Bir kanaldan diğerine, oturumlara ve gazetelere koşar. Burada söylediklerini orada tekrarlar. İçlerinden bazıları solcuydular. Hemen sağa atladılar ve Sovyetler’in yıkılması ve Bush’un “Bizden olmayan bize karşıdır” ilanından sonra liberal oldular. Bu yüzden kalben ve kalıp olarak Amerikanlaştılar ve terörle Bush’un gizli ordusunda satılmış askerler oldular. Doların kokusu dünya kurallarının oyunlarını geride bıraktığı için İslâm’a karşı birbiri ardına saldırılarda bulunuyorlar ve köktencilik, taassup ve programsızlık gibi Amerikan terimlerini tekrarlıyorlar. Halka inemedikleri için halk da onları anlamıyor. Halka karşı üstünlük taslıyorlar ve onları hor görüyorlar. Bu yüzden insanlar birçok Arap kanallarını izlemiyor artık.
ÜMMER DİYALOGLA İLGİLENMİYOR
Diyalog programları ise komedi sahnelerine benziyor. Çünkü ümmet diyalogla ilgilenmiyor ve halkın önem verdiği sorunlardan uzak duruyorlar. İçlerinden hiç biri metnin dışına çıkamıyor ve sırf diyalog kurmak için bir araya geliyorlar. Her birinin hedefi güvenlik güçlerine ve ABD’ye kendisinin İslâm’a daha fazla saldırdığı ve terörü yuvasında vurabileceği mesajını ulaştırmak. Arapça’ları da yetersiz. İngilizceleri de berbat. Konuşmalarında iki dili birbirine karıştırmaktalar.
HALK BUNLARA İTİBAR ETMİYOR
Bu Amerikanlaşmış aydınlar halkı cezp edemiyor. Bu yüzden küstahlığa ve kibre başvurmakta, halkları ise anlamamakla suçlamaktalar. Oysa sorun, Batılılaşmış fikirlerini Arapça ifade edememelerinde. Asil Araplar dillerinin zenginliğini ve kalplere ulaşmak için nasıl kullanacaklarını bildiklerinden Amerikanlaşmış aydın tartışmayı sürdüremez. Bu yüzden diyalog terbiyesi ve ahlakına uymaz, Amerikan suçlamaları ve terimlerine başvurur hemen. Birkaç yıl sonra ABD, Arap topraklarından yenilerek çıktığı gün, bu Amerikalı aydınlar ordusunun görüntüsünü hayal debiliyorum.
AKIBETLERİ KÖTÜ OLACAK
Onların akıbeti Lübanlıları boğazlaması için İsrail’e destek olan Güney Lübnan ordusunun akıbetinden daha iyi olmayacak kesinliskle.
Yine bu aydınların akıbeti, Amerikalılara aldatılma duygusunu veren ve onları ağır bir yenilgiyle çıkacakları Irak trajedisine sürükleyen Ahmet Çelebi’nin akıbetinden daha iyi olmayacak. Bu aydınlar yakında kendilerini sınırda bulacaklar. Ne ABD’ye gidebilecekler ne de Arap vatanında yaşaya bilecekler.
El Şark (Katar); 26.05.2006, Arapça’dan çeviri: Halil Çelik (Vakit, 28.05.2006)
|