Artık tasada ve kıvançta ortak değiliz Medya Sepeti Sayı:
78 - Ekim / Aralık 2013
Tasada ve kıvançta ortak olmak...
Öyle tarif ederdik “millet” olmayı, değil mi...
Milli maçlarda kendi takımımızı bir yana bırakıp hepimiz milli takımı tutardık. Olimpiyatlarda kazandığımız altın madalya hepimizi yerinden hoplatır, kürsüde milli marşımız çalınırken hepimizin gözleri yaşarırdı. İhracaatımız arttığı, milli gelirimiz yükseldiği, uluslararası kredi kuruluşları notumuzu yükselttiği zamanlarda birlikte sevinir, birlikte gururlanırdık. Dünya Türkiye'ye bir haksızlık yapınca birlikte hırslanırdık.
Artık öyle değiliz...
Daha ilkokul sıralarında öğrendiğimiz o tarif artık geçerli değil. Tasalarımızın ve kıvançlarımızın taban tabana zıt hale geldiği günler yaşıyoruz. Cumartesi gecesi olimpiyat sonuçları açıklandığında gördük acı tabloyu: Bir kısmımızın tasası, diğerlerinin sevinci oldu. Bir kısmımız hüzünle kapatırken televizyonlarını, bir kısmımız taa yüreklerinden kopup gelen sevinç çığlıkları atıyor, sağa sola zafer tweetleri yolluyordu.
Yaşasın başarmışlardı. Haftalardır yürüttükleri Türkiye aleyhtarı lobi sonuç vermiş, Türkiye kaybetmişti!
Çünkü bu Türkiye artık “Tayyip'in Türkiye”siydi...
Ne zaman başladı bu? (...) epeydir yaşanan bir olay.
(...) “Benim yönetmediğim ülke batsın!”
Dedikleri işte bu.
Başlangıçta saf bir iyimserlik içindeydim. Hele birkaç yıl geçsin; Ak Parti yaşam tarzına karışmadığını ortaya koysun, bu korkuları geçer, iktidarı kabullenirler, diyordum.
Yanılmışım. On yılı aşkın bir zaman geçti. Kimsenin hayat tarzına karışılmadığı gibi, hayal bile edilemeyecek iyileşmeler yaşandı. Türkiye kendini ikiye katladı. Ama onların Ak Parti düşmanlıkları azalmadı, arttıkça arttı.
Yanılgım şuydu: Onların dertlerinin Türkiye'nin nasıl yönetildiği değil, kimin tarafından yönetildiği olduğunu anlayamamıştım. Artık çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştı ki bu düşmanlıkları kaybettikleri “eski Türkiye'yi” geri almadıkça artacak. Onlar, bu ülkede yaşayan diğer insanlarla eşit vatandaş olmayı asla kabullenemiyor. “Ayakların baş olmasını” hazmedemiyor. O zamana kadar aşağıladıklarıyla eşit sayılmayı kazanılmış haklarını kaybetmek olarak algılıyor.
Benim üstün olmadığım, benim borumun ötmediği, benim damgamı basmadığım; kurallarını benim koymadığım ülke olmaz olsun, diyor ve gözlerini kırpmadan batırmak için çalışıyorlar.
Kürtlük-Türklük, Alevilik-Sünnilik, bizi bölemedi.
Ama Beyaz Türkler'in iktidar hırsı bölüyor işte...
Kaderde, tasada ve kıvançta ortak değiliz artık.
Bir millet değiliz belki de... (Gülay Göktürk; Bugün, 09.10.2013)
|