Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5204 kez okundu.     8 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Ystanbulun Fethinde manevi yardymlar - Ali Eren

  Sayı: 52 - Nisan / Haziran 2006

Sultan Fatih, İstanbul’un Fethi hakkında Akşemseddin Hz. İle sohbet ederken, “Bana öyle bir dua öğret ki, fetih için bana yardımı olsun” der. Akşemseddin Hz. De, “Zirin, ‘Destur Yâ Şeyh Ahmed’ demek olsun. Şeyh Ahmed’den himmet (yardım) taleb et” der.


Bu zikre devam eden Fatih sorar: “Şeyh Ahmed kimdir ki, tazarru ve niyaz eyledim?” Akşemseddin Hz. nin cevabı: “Şeyh Ahmed, bu zamanın tasarruf sahibi ve kutbudur.”


Şeyh Ahmed, Özbekistan’da / Semerkand’da bulunan Ubeydullah Ahrar Hazretleridir.


Fatih, bu zikrini fetih esnasında devamlı surette tekrarladı ve fetih müyesser oldu. (Enîsî, Menâkıb-ı Akşemseddin. Süleym. Kütüb. Hacı Mahm. Kısım. No: 4666, v. 10a-10b)


İsmi geçen Ubeydullah Ahrar Hz. nin torunu Hâce Muhammed Kasım şunları anlatıyor:
“Ubeydullah Ahrar Hz. bir gün, öğleden sonra aniden atının hazırlanmasını istedi. Atı hazırlanınca, binip Semerkand’dan sür’atle çıktı. Talebelerinden bir kısmı da arkasından gittiler. Biraz yol aldıktan sonra, Semerkand’ın dışında bir yerde talabelerine, “Siz burada durunuz” dedi. Kendisi, Abbas Sahrası’na doğru hızlıca sürdü. Onu bir müddet daha takip eden Mevlâna Şeyh ismindeki meşhur talebesi diyor ki, “Sahraya vardığında, atını sağa-sola sürmeye başladı. Sonra birdenbire gözden kayboldu.”


Hazret daha sonra evine döndüğünde, talebeleri nereye/niçin gittiğini sordular. O da, “Türk Sultanı Muhammed Han (Fatih) kâfirlerle harb ediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardıma gittim. Allahü Teâlâ’nın izniyle gâlib geldi, zafer kazanıldı” buyurdu.


Ubeydullah Ahrar Hz. nin, bu hadiseyi nakleden torunu Muhammed Kasım, babası Hâce Abdülhâdî’nin de şunları anlattığını naklediyor:
“Bilâd-ı Rûm’a (Anadolu’ya) gittiğimde, Fatih Sultan Mehmed Han’ı oğlu Sultan Bâyezid Han, bana babam Ubeydullah Ahrar’ın şeklini tarif etti ve ‘O mübarek zatın beyaz bir atı var mıydı?’ diye sordu. Ben de, beyaz bir atının olduğunu ve bazen ona bindiğini söyledim. Bunun üzerine Sultan Bâyezid bana şunları anlattı:
“Babam Fatih Sultan Mehmed Han bana şunları anlattı: İstanbul’u fethetmek üzere harb ettiğim sırada, harbin en şiddetli bir anında, Şeyh Ubeydullah Ahrar Semerkandî Hazretleri’nin imdadıma yetişmesini istedim. Bir zat, beyaz bir atın üstünde hemen yanıma geldi ve bana ‘Korkma’ buyurdu. Ben de ‘Nasıl korkmayayım, bir türlü kale düşmüyor’ dedim. Ben böyle söyleyince, elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım, büyük bir ordu gördüm. ‘İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen falan tepenin üzerine çık. Üç defa kös vurdur ve orduna hücum emri ver’ buyurdu. Emirlerini aynen yerine getirdim. O da, bana gösterdiği ordusuyla hücuma geçti. Böylece düşman hezimete uğradı ve İstanbul’un Fethi müyesser oldu.” (Hoca Sadedin Efendi, Tâcü’t Tevârih, 1, s. 437; Nişancızâde Mehmed bin Ahmed Muhammed b. Ramazan, Mir’ât- Kâinat, İstanbul, 1290, 1-11, s. 58-59)


Sultan Fatih, kuşatma günleri uzayıp fetih gerçekleşmeyince, vezir Ahmed Paşa’yı Akşemseddin Hz. ne gönderip fethin kesin zamanını sormuş, O da, “Cemâziyel evvel ayının yirminci günü seher vakti” demişti. (Solakzâde, Tarih, s. 200; Enîsî, 4666, v. 9b)
Aynen dediği gibi olunca, Akşemseddin Hz. ne fethin zamanını nasıl bildiğini sordular. Cevap verdi: “Kardeşim Hızır (aleyhisselâm) ile ilm-i ledünnîde Kostantiniyye’nin fethini vaktiyle (daha önce) keşfetmiştik. Fetih gerçekleştiği gün Hızır’ı gördüm. Birçok veliler ile askerin önünde kaleye girdiler. Kale fetholunduktan sonra Hızır kardeşimi gördüm ki kale duvarı üzerine çıkmış oturmuştu.”


(Kaynağımız: Çamlıca Basın Yayın A.Ş’nin Osmanlı Tarihi, c, 1. 02125124101)
Değerli okuyucular, nice İslâmî zaferleri tayin eden esas unsur, manevî yardımlardır.
(Vakit, 01.06.2006)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : yadigar    23.06.2010
Yorum : ALLAHIMböyle güzel kullarının dünyada yardımlarını ahirette şefaatlerini bize çok görme .




Ekleyen : süleyman     04.06.2010
Yorum : biz kim yorum kim bize had ve şükür etmek düşer




Ekleyen : Edip    03.04.2008
Yorum : Oğlumun adını bu mübarek zatı bilmeden koymuştum şimdi içim içime sığmıyor...Böyle bir isim koyduğum için




Ekleyen : Hilal    
Yorum : BÖYLE GÜZEL YÖN VEREN İMAN IŞIKLARIMIZ SAYESİNDE AYAKTAYIZ




Ekleyen : birol    
Yorum : allaha şükür aynı tasarruflara sahip veliler günümüzdede yaşıyor




Ekleyen : enis    
Yorum : allah rahmet eylesin mekanları cennet olur inşallah allah c clu bizlerede iman nasip ettsin amin




Ekleyen : ?mit    
Yorum : allahın rahmeti ve bereketi üzerınıze olsun.yazınızı okudum fakat kafama takılan birşey vardı.akşemseddin fetihin zamanının ne tarıhte olacagını bılmesi buna bir insan olarak nasıl vakıf olmuş anlamış degılım unutmayınızki gayb allahın yanındadır.selam ve dua ile.




Ekleyen : seha    
Yorum : rabbim şefaatlerine nail eyleyip ahirette beraber eylesin





 
(YKTYBAS) GAZY OSMAN PA?A... - Sayı 60
Ystanbulun Fethinde manev... - Sayı 52
Necip Fazyl’yn poetikasy-... - Sayı 44
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593345
 Bugün : 3886
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631101
 Bugün : 747
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim