Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3201 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.

Millî politikada devirler
Necip Fazıl Kısakürek

  Sayı: 87 - Ocak / Mart 2016

Millî politikada beş devrimiz var:

Birincisi,  kuruluştan Kanunî’ye kadar (267 yıl) atılma ve yayılma devri… İkincisi,  Knunî’nin oğlu Sarı Selim’den Tanzimata kadar  (273 yıl) korunmaya çabalama devri…  Üçüncüsü,  Tanzimat’tan Meşrutiyet’e kadar (70 yıl)  yabancıya sığınma ve boyun eğme devri…  Dördüncüsü,  Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e kadar (14 yıl) delirme ve başını kayalara çarpma devri… Beşincisi de,  Cumhuriyet’ten bugüne kadar  (54 yıl)  Batı’ya kapılanma ve özünden uzaklaşma devri…

Birinci devrede millî politika diye bir şey düşünmeye ve aramaya ihtiyaç yoktur. Cemiyetin temel harcı iman, vecd, aşk, hamle ve kuvvet, millî politikayı kendi kendine yürütür.

İkinci devrede, vecd ve aşkın gölgelenmesi ve yerini aşksız ve hikmetsiz kışır ezbercilerine bırakması yüzünden öyle bir çöküşe yol açılır ki, evvelâ millî politikayı helâk eder.

Üçüncü devrede,  suçu nefslerinde bulacakları yerde İslâmiyet’te arayan tersinden Batı yobazlarının eliyle alafrangalığa özenme, ancak “düvel-i muazzama” dedikleri devler ve heyûlâlar arası rekabetlerden faydalanma ve sadece “idare-î maslahat” hünerine akıl erdirebilme çığırı açılır ve Frenklerin  (sublime porte)  adını verdiği  “Bâb-ı Âli”nin Avrupalı sefirlere kavaslık makamı olmasıyla devam eder.

Dördüncü devre,  Tanzimatçılar üzerinde Batılının teşhisiyle  “Hasta Adam”ın gûya tepkisi…  Hakikatte ise birdenbire delirmesi ve devlet gemisini kayalara bindirmesi… Bu sefer de millî politikanın yerini Türk’e Merih yıldızında vatan ararcasına bir ütopya cinneti alır.

Beşinci devre olarak, İstiklâl Savaşlarıyla Türk’ün madde plânında kurtuluşundan sonra ruh plânında batırılışı takip eder; ve Batı’ya kapılanışın bedeli olan bu hareket hiçbir zaman o kapıdan içeriye alınmayışı-mızla neticelenerek bizi Tanzimat çizgisinin ister istemez ve körü körüne hedef tuttuğu noktaya vardırır. Bu nokta, bir zamanlar topyekûn insanlığa söylenecek sözü ve teklif edilecek nizamı varken bunları devre devre zaafa uğrattıktan sonra büsbütün feda etmenin ve iki rakip kutup arası göstermelik bir madde istiklâl içinde mânen sömürgeleşmiş olmanın ifadesidir ki, bu vaziyette millî politika istidadına ne kadar uzak bulunduğumuz besbelli…

Altıncı devir nasıl açılabilir?

Altıncı devir,  İslâmî mânâda Doğu milletlerini güdücü, yekpareleştirici ve sımsıkı bir blok halinde Batı’nın karşısına dikici bir anlayışla açılabilir ki, bu da, gücümüzün şartlarına göre, veremliyi (halter) idmanına davet etmek gibi bir şeydir.

Hazin; ama ne yapalım ki, böyle!.. (Necip Fazıl; Çerçeve 4, 6 Aralık 1977)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Yavuz    29.02.2016
Yorum : Müslümanların birbirleri arasındaki savaşları, mücadeleleri özetle tevhidsizliği görünce, bu olayları tetikleyenlerin Üstad'ın altıncı devir diye bahis buyurduğu devrin gelmemesi için bilinçli olarak hareket ettikleri görülüyor.





 
Devletleşen şiilik... - Sayı 122
Kıraat kitabı... - Sayı 121
Benim halim... - Sayı 120
İslâm’ı yenilemek... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem
İranın neye ihtiyacı var?


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14503040
 Bugün : 3193
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 628837
 Bugün : 50
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 60
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim