İtikad ve İman Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
99 -
“Allah’a inandım de ve dosdoğru yürü!”... Hadis meâli...
İtikad, mücerret inanma keyfiyeti... İnsanoğlunun perdelerini açmak üzere geldiği kâinatta, ulvî mânâlar ve üstün gerçekler manzumesini doğrulama ve benimseme şuuru... İman ise, bu manzûmenin merkezî mânâ noktasına bağlanma duygusu...
İtikadın dâiresi din, imanın da merkezi yaratıcı kudret...
Böylece dinin tarifi de meydana çıkıyor: Din, topyekûn varlığı icad eden yaratıcı müessire bağlı itikatlar manzumesidir.
İtikad ve iman, gören, işiten, koklayan, tadan, dokunan ve bu beş hassenin birleşiminde ve ötesinde duyan, sezen ve düşünen insanın, nereden ve niçin geldiği suâli üzerinde, kendisini vücuda getirici MUTLAK MÜESSİRE ve onun kanunlarına inanması diye çerçevelenebilir.
Mutlak müessir, insana varlık veren mutlak “var”... Adı da Allah...
İnsanda ilk his, mahlûk olduğu, yokken var edildiği ve yaratıcısı olmayan yaratığın olamayacağı bedâhetidir. (İman ve İslâm Atlası)
|