Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1234 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Anadolu; Âb-ı hayat
Kadir Bayrak

  Sayı: 106 -

Uzun zamandır, cemiyete ümitsizlik hali pompalanıyor. Kasıtla ve bir plân dâhilinde. İçinden geçtiğimiz hastalık sürecinin de bu amaca hizmet ettiğinden şüphem yok. Ne acı ki iki gününü birbirine eş geçirenin aldanacağı prensibine baş kesmiş ve sırf bu sebeple en dinamik olması beklenen kesim, bu algıya diğerlerinden fazla kapılıyor. Şahit olduğum dost meclislerindeki sohbetler, ne zamandır “biz adam olmayız”, “bu cemiyetten bir şey olmaz” cümlesiyle bitiyor. Küllerinden doğma, basiret, feraset, Anadolu irfanı gibi tabirlere, bir daha asla kök bulmaz, yeşillenmez, asılları tarihin derinliğinde kalmış nostaljik hislenmeler olarak bakılıyor.

Bu halin tabii bir neticesi olarak hepimiz, toptancı bir anlayışla “insan”ı merkeze alarak şehirleri, bölgeleri, ülkeleri, milletleri etiketleme yarışı içindeyiz. Falanca şehirli, filanca gruptan, şu partili mi; hükmü ver, mührü vur; ondan adam olmaz deyip her türlü hakareti, iftirayı reva gör… Bu yanlışın, inandığımız değerlere göre en basit karşılığı kul hakkına girmek… Buna rağmen hayatın her alanında hele sosyal medya denilen mecrada birbirinin hakkına giren, birbirinin günahını sırtlanan o kadar çok ki… “Gerçek müflis kim?” hadisinin tecellisine bütün zamanlardan daha fazla muhatabız bugün…

Evet, cemiyette bir bezginlik, yılgınlık, tembellik, yeis hali var. Fert ve toplum plânında, değerlerinden uzak hayat sürmenin neticesi olarak ortaya çıkan daha başka arızalarımız da sayılıp dökülebilir. İnkâr edecek değiliz. Ama adı her ne olursa olsun bütün bu menfi hallerimiz, koca milleti bir kalemde silip atmayı gerektirmiyor. Nice günahsızların olduğunu da unutmadan bu sayılanlar, bizi günahkâr yapar mı yapar ama cemiyetin bütününü saran bir itikat arızası yok ki milletimizde. Şükür ki yok, binlerce hamd…

“Allahın O’nu murâd ettiği için kâinatı yarattığı Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber birdenbire muazzez sahabilerinin meclisine girip onları günahlarından korku ve dehşet halinde görüyorlar ve hitap ediyorlar: “Allah isterse hepinizi helâk eder, bana yeni sahabiler halkeder, onlar günah işlerler ve affedilirler…” (İman ve İslâm Atlası, Necip Fazıl, Ekim 1981, sayfa 56)

Bütün zamanların ve mekânların, insin, cinin ve bütün varlığın peygamberi Gaye İnsan ve Ufuk Peygamberin mübarek dudaklardan böyle bir müjde dökülmüşken, bu ümitsizlik halini nasıl izah edeceğiz… Kimden ümidimizi kestiğimizin farkında mıyız…

Değil mi ki İstanbul’da Ayasofya, Süleymaniye, Sultan Ahmed, Edirne’de Selimiye, Bursa’da, Sivas’ta, Erzurum’da, Diyarbakır’da Ulu Camiler ayakta, Anadolu bütün haşmetiyle ayakta demektir.

Maddesi tamam ama ruhu yok mu diyeceksiniz?

Anadoluyu bir mekânın değil mânânın adı olarak anlıyorsanız, ki öyle anlamak gerekir, Bosna’dan Horasan’a, Kırım’dan Kudüs’e, Yemen’e o mânâ, yani bütün bir Anadolu kıtası da ayaktadır. Zira onu her dem taze tutan Mevlâna’nın, Yunus’un, Şeyh Edebâli’nin, Akşemseddin’in, Emir Sultan’ın, Hacı Bayram’ın ve daha nice büyüklerin nefesi taptazedir, hayat vericidir. Sırf bu sebeple Anadolunun çeşmelerinden akan su, âb-ı hayattır.

Yakın zamanlarda şahit olduğumuz iki haberi bu gözle okumak gerekir. Daha önce hiç görmedikleri, tanımadıkları insanları sadece aç kaldıklarını söylemeleri üzerine imkânlarının el verdiği en güzel şekilde doyurmak için çırpınan Diyarbakırlı çocuklar, saf, tertemiz duruşlarıyla Anadolu irfanının ete kemiğe bürünmüş örnekleridir.

Susuzluktan ölmek üzere olan köpeğe su verene, üç piyade hac sevabını bağışlayan velî muhakkak ki “Her bağrı yanana su vermekte büyük ecir vardır.” hadisini hakkıyla anlamıştı… Sivas’ta çeşmeden su içerken yanına yaklaşan köpeğe ayağındaki lastik ayakkabıyı çıkarıp onunla su veren teyzemizin fiilinin değerini varın siz takdir edin. Teyzemiz bağrı yanan dilsiz kula su verirken, onu habersiz bir şekilde kameraya alan kız çocukları da takdire değer. Onlar kameraya aldıkları fiilin değerini biliyor, takdir ediyor ve bunu bütün insanlığa yayıyorlar.

Kader plânında hiçbir şey ama hiçbir şey sebepsiz değil. Bağrında Eyüp Sultan’ı (ra) misafir eden Anadolunun, Anadolu insanının irfanına güvenelim. İmam-ı Rabbanî Hazretleri, Allah’ın, kâinatı her an helâk edip her an yeniden yarattığını buyuruyor. Her an taptaze, her an orijinal. Bizi diri tutan Anadolu irfanını kaybedersek, Allah korusun, bir an gözümüzü kaparız ama açtığımızdaki kâinat az önce bıraktığımız olmayabilir. Daha vahimi biz de olmayabiliriz…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509295
 Bugün : 229
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629093
 Bugün : 4
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim