Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1160 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Modern dünya rüya mı, kâbus mu?
Erdal Kurtuldu

  Sayı: 106 -

Derviş rüya görür ve şu sahte, kurgu olan modern dünyada onun karşılığını izler. Bu onun için ilâhî bir teyiddir. Düşünce boyutunu aştığı anda, yani kendi kendine kendinden geçtiği anda (rüya âlemi, mükaşefe, murakabe), aklın zincirlerinden kurtulduğu vakit, aşkınlık peçesini kaldırır ve ona yüz gösterir. Peygamberlik mesleğinin 46 cüzünden biri olan rüyalar, hayatı sadece görüntüden ibaret sanan ve metafizik boyuta safsata ve saçmalık gözüyle bakanlar için bir şuuraltı boşalmasından ibarettir.

Modern insan, ilâhî olanla irtibatını bile isteye kopardığı için rüya göremez. Bu sebeble kendi dünyasını rüyaya çevirmeye çalışır ki, boşluklar dolsun. Özünü (selfie) yitiren, özsüz ve yurtsuz insanın sürekli sosyal medyada kendini paylaşması, sahte bir öz yaratma çabası bu eksikliğe binaendir. Dünyasını rüyaya çeviremeyen pek çoğu bunalıma girer. Rüyadan alınan hazzı ve lezzeti, antidepresanda bulur ve anlamsız lezzetlerin kurbanı olup, anlamını tamamen yitirir. Freudyen bir psikoloğun rüya yorumuyla, sırtında binlerce yılın irfanını taşıyan ârifin, hayatı ve rüyayı yorumlaması bir olur mu? Nefs-i emmaresinin emriyle konuşan biriyle, nefs-i kamilesinden konuşturulan bir olur mu a canım? Elbette olmaz. Şunu da hatırlatmakta fayda mülahaza ediyoruz. Freud’un rüya yorumları, metafiziğe sırtını dönüp büyük bir ızdıraba düşen Batı insanına (çok saçma ve absürd olmasına rağmen bu soyutlamalar) umut vermiştir.

Şayet modern insan dünyasını rüyaya çevirmeyi başarırsa diğer insanların hayatını kâbusa çevirir. Çünkü onda ilâhî bir teyidin aksine, nefsin ve şeytanın teyidi vardır. Batı dünyası bu bakımdan binlerce yıldır gelmiş geçmiş medeniyetler içinde bir kaza olarak görülmelidir. Dinin, fizik ötesinin, maneviyatın, rasyonel olandan hariç herşeyin uzaklaştırıldığı bir dünyada, pek çok insanın düştüğü derin boşluk tahmin edilemeyecek kadar büyük. Büyük filozofların kelâmlarıyla kendini tatmin süresi dolmuş gibidir.

Gizemden soyunan ve soyundurulan Avrupalı insan, mistik olanla irtibatını nasıl kuracağının yollarını bulamıyor. Bir temele dayanmaktan iğrenen, sürekli yeniyi yaratmazsa kaosa düşecek olan, aynı fikirde olmayı mankurtlaşmak sayan düşünürlerle ve sanat dünyasıyla nereye kadar gidilebilir? İlâhî bir teyidden yoksun bu insanlar, insanı nereye götürür? Yarı yolda bırakacağı kesin, çünkü pek çoğu nereye gittiğini bilmemektedir. Karanlık bir mekânda şüpheyle yavaş ve hızlı olarak atılan adımlar, kalabalıklara ve düşünmeye veda etmiş insanlarca dans etme fiili olarak görülüyor ve gösteriliyor. İşin idrakine varanlar ise pek az. Bunlar mühim sorunlar ve sorular.

Heidegger ki fırlatılmışlık (geworfenheit) duygusuyla hareket etmiş bir düşünür, farkındalığı ya da hakikati ölmeden evvel şiir de aramıştı. Oysa artık Batı öyle bir karanlığa düçar oldu ki, gökyüzüne kapısını öyle kapadı ki, şairlerin nesli kurumuş gibidir, çünkü şairlerin ekserisi gökyüzünün çocuklarıdır. Rüya ve kâbus ikileminden buralara kadar geldik. Çünkü bu bahsettiğimiz hususların pek çoğu bunlarla alakalıdır. Şiir, sanat, mistisizm rüyaların beşiğinde büyütülmüştür asırlardır. Hattâ biz pek bilmesek de veyahut bilmek istemesek de, pek çok buluş, bilimsel çalışmanın nihai noktaları rüyalarla gerçekleşmiştir. Bizim insanımızda şairlerin nesli tükenmez, çünkü rüya görmeye devam ediyoruz. Osmanlı’nın süt emdiği iki mühim anneden biri olan İbn Arabi (k.s)’ye göre hayat bizzat rüyadan ibarettir ve yorumlanması gerekir. Anadolu’muzun verimli ve münbit aşk ve gönül coğrafyasında bu dünyayı muhteşem yorumlayan tabirciler (sanatçı, ermiş, derviş, düşünür, ozan, âşık) hiç eksik olmamış ve olmuyor. Hiç de eksik olmasın. Ümidimiz ve umudumuz bu yöndedir.

Evet, bizlere rüya olarak gösterilmeye çalışılan modern dünya, kâbustan ibarettir. Gücü eline alanların görmek istedikleri rüya sebebiyle, milyonları kâbus yaşamaya zorluyorlar. Müslüman düşünürlerin bu hayatı, kâbusu ve sahte ve kurgu olan rüyayı yani bizim kurmadığımız bu dünyayı, çok iyi yorması ve anlaması zaruridir.

Modern dünyanın ortasında yani kâbusun göbeğinde, uyanıkken bile rüya görmeyi becerebilen kalenderlerden olma niyazıyla efendim...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Osman Cemal Kızılaslan    14.02.2021
Yorum : Evet, sayın Erdal Kurtuldu hocamızın yazdığı bu yazdığı bizzat Kardelen dergisinde okumuştum . Şimdi de karşıma çıktı filhakika herkesin okuyup üzerinde derin mülahazalar yapılması gereken nezih bir yazı. Fikrin değerini bilenlere...




Ekleyen : Süleyman Okur     06.11.2020
Yorum : Güzel tesbitler... Yüreğine kalemine sağlık. Mevlam nice faydalı yazılar kaleme almak nasip etsin inşaallah...





 
Cehâletin istilası... - Sayı 107
Modern dünya rüya mı, kâb... - Sayı 106
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15717922
 Bugün : 1053
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656131
 Bugün : 44
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim