Toplumumuzda sünnet kavramı İlkay Coşkun Sayı:
108 -
Hz. Peygamber’in kendi döneminde İslâm toplumunu, akide, ibadet, tebliğ, eğitim, ahlâk, hukuk, siyaset, ekonomi gibi çeşitli alanlarda kısacası bireysel, toplumsal ve evrensel olmak üzere hayatın her alanında, yönlendirip yönetmede, Kur’ân başta olmak üzere, esas aldığı ilke ve prensipler bütününün oluşturduğu bir “zihniyet” veya “dünya görüşü”dür sünnet tanımı. Başka bir taraftan sünnet, Hazreti Peygamberin yolu olarak tanımlanır. Kur’ân yorumlaması, sonra da uygulamasıyla ilgili esasları taşımaktadır. Örneğin Allah’ın emri olan namaz ve abdestin nasıl uygulanacağını bize sünnet gösterir ve öğretir.
Peygamber Efendimizin (Sav) İbn Mace’den nakledilen bir hadisi şerifinde; “kim benim öldürülmüş sünnetlerimden bir sünneti ihya ederek insanların onunla amel etmelerine vesile olursa, o insanların kazanacağı sevabın aynısını almış olacaktır. Kim de bir bid’at ile amel edenlerin yüklenecekleri günahlardan hiçbir şey eksiltmeden onların günahlarının aynısını yüklenmiş olacaktır” demiştir. Unutulan sünneti ortaya çıkarana, uygulayana sevabın verileceği hadisi şeriflerde, dinî kaynaklarda çokça yer almaktadır.
Peygamberimizin sünnetini yaşama, Müslüman kimliğini içselleştirmekle, günlük hayata aksettirmekle ve bu kaideleri uygulamakla mümkündür. Şekilcilikten daha çok özü kavrama ve bu öz üzerine hareket etmekle mümkündür. Bu da hem teorik hem de pratik üzerinde hareket etmekle olur.
Kur’ân’ın ve sünnetin etkisini, günlük hayatın birçok alanında gözlemleyebiliriz. Dinî bayramlar, düğünler, cenaze merasimleri, ibadetler, başkaca birçok dinî ritüeller ve içtimaî hayatın geneli olarak sıralayabiliriz. Kur’ân hükümlerini hayata uyarlamada sünnete başvurulur. En çok uygulanan, işe başlarken besmele çekmek ve karşılaşmalarda selâm vermek gibi uygulamalar hayatımıza nakşettiğimiz sünnetlerdendir.
Coğrafi şartlar, iklim, yaşam şekilleri, kültür gibi etkenlerden dolayı Müslüman toplumlarda değişimler, farklılaşmalar da görmek mümkün. Bunlarla beraber Müslüman bireyi daha görünür kılmak, gayri müslimlere benzememe gayretlerini de görmekteyiz. En basitinden bir şekliyle gayri müslim uzun saç veya kısa saça meylettiyse, Müslüman’ın bunun tersi tercihlere meyletmesi bunlardan biridir. Kur’ân ve sünnetin ışığında, erkek ve kadının giyimi kuşamı, takısı, yaradılışına, fıtratına uygun bir şekilde ele alınıp değerlendirildiğini de görmekteyiz.
Hayatta, Müslüman için misafir ve komşu çok önemlidir. Bu ehemmiyet daha çok dinimizin bize öğrettikleriyle vücut bulmuştur. Kırk Kud-sî hadis içerisinde yer alan bir hadiste Resulullah (Sav) Efendimiz şöyle buyurur; “Misafire ikram ediniz. İsterse kâfir olsun” Ümmetin ve bütün insanlığın iyiye, güzele, doğruya, adalete tevdi etmesini arzulayan Peygamber Efendimiz yine bir kudsî hadisinde; “merhametli olanlar ki bunlara, rahman olan Allah da merhamet eyler. Yerde olanlara merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet ederler”
Eve, selâm vererek girmekte sünnetlerden biridir. Enes Bin Mâlik (R.a) şöyle rivayet etmiştir. Resulullah (Sav) bana buyurdu ki: “Evlâdım! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki sana ve ev halkına bereket olsun” (Tirmizî). Selâm verme gibi sünnetler kültürümüzle iç içe girmiş kimliğimizi, milletimizi oluşturan değerlerden biridir. Özellikle bizden önceki neslin, her cuma günü, namaz öncesi banyo yaparak ve cuma günü gusletme sünnetini devam ettirdiğine şahit olduk. “Allah temizdir, temizliği sever” (Hadisi Şerif - Müslim) gibi birçok Hadisi Şerif, Müslüman toplumunun yaşayışında yerini almıştır. Müslüman’ın koku sürmesi, misvak kullanması, tuvalet âdâbı olarak belirtilen, çorapları çıkarmak, paçaları sıvamak, sol ayak ile girip sağ ayak ile çıkmak gibi eylemler sünnetlerden bazılarıdır.
Kur’ân, sünnet, içtihat gibi sıralama fıkhî anlamda ve dinimizin temeli ve özü anlamında sünnetin olmazsa olmazımız olduğu gerçeğini unutmamamız gerekir. Bununla birlikte iman, düşünce ve davranış boyutuyla da sünnetin getirdikleri çok önem arz eder. Kur’ân ve sünnetin rehberliğinde aile içi iletişimde de bu değerler evlerimize sirayet etmiş, batı aile yapısının yanında hep bir adım önde artı değer olarak yerimizi almışızdır.
Asrısaadetten beridir günlük yaşantılar çok değişime uğrasa da her şeye rağmen Kur’ân’ın ve sünnetin, tespit ve tanzim etkisini her zaman görmek mümkün. Ümmetimizin, milletimizin ruhuna nüfuz etmiş Peygamberimizin sünnetleri, Müslümanlar arasında ibretamiz bir şekilde hayatiyetini sürdürmektedir. İslâm ümmetini, batının kültür emperyalizmine karşı koymada, sünnet kuvvetli bir zırh olacaktır. Hâşâ, sünneti görmeme, saymama gibi bâtıl anlayışlarının yolu hep deizm’e hep bâtıla çıkmaktadır. Bunun gibi yanlış yollarla mücadeleler her daim sürmelidir, sürecektir de.
KAYNAKÇA
1-İslâm Düşüncesinde Sünnet, Mehmet Hayri Kırbaşoğlu, Ankara Okulu Yy, Ank. 2013
2-Kur’ân ve Sünnet Aydınlığında Aile İçi İletişim, Şaban Karaköse, Rağbet Yy, 2011
3-Eskimez Yeni Hz. Peygamberin Sünneti, M. Hayri Kırbaşoğlu, Otto Yy, Kasım 2013
4-Sahabe Uygulaması Olarak Sünnete Bağlılık, Dr. Aynur Uraler, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yy, İst. 2012
|