Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     510 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

”Ateş Bandosu” Mustafa Celep ilk şiir kitabı üzerine
İlkay Coşkun

  Sayı: 118 -

“Ateş Bandosu” Şair Mustafa Celep’in ilk şiir kitabı. Ebabil Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşturulmuş. Yirmi şiirin yer aldığı kitap altmış iki sayfa hacmindedir. Şairin hayatının ilk yirmi sekiz yılını kapsayan şiirlerden oluşmaktadır. “Sakındım Bir Ömür Ben Şehirli Olmaktan”, “Şu Okunan Ezanın Hatrına”, “Ayağa Kalkarak Ortadoğu”, “Sana Susmanın Silah Olduğunu Öğreteceğim”, “Çekiç Sesi, Uçuk Beniz, Demirden Sağnaklar”, “Ben O Hançerden Konuşmaya Geldim” belli başlı şiir isimleridir. Şiir isimleri bir nevi okura fikir vermektedir. Bu şiirlerde olduğu gibi şiir isimlerinin uzunluğu dikkat çekmektedir. Ek olarak şair, kitabını anne ve babasına atfetmiştir.

Şairlerin ilk kitapları hep dikkatimi celp etmiştir. Çünkü ilk kitaplar daha çok öznellik taşımaktadır. İlk kitaplar kurguya ve tadilata daha az uğramaktadırlar. Daha samimidirler. Genelde insan, özelde şair daha çok kendi dünyasında mürekkeptir. Daha çok şairler ilk eserlerini acemi bulmaktadırlar. Hattâ ilk kitaplarını fellik fellik saklayanlar vardır. Pek ortalarda görünmesini istemezler. Ama yine de her türlü olumsuz bakışlara rağmen ilk kitapların heyecanı, samimiyeti bambaşkadır. Sonuçta şairler ilk kitaplarıyla beraber daha önem kazanırlar ve bu şekilde tevarüs ederler.

Şiirlerde en çok dikkatimi çeken şey, aşk olgusuyla beraber şiirlerin sesinin yüksekliğidir. Yer yer vaveyla ve haykırış boyutlarında bir ses yüksekliğidir bu. Bu ses, rindane bir tavırla beraber yol almaktadır. Şair, içindeki sesi şiirleriyle pekiştirmektedir böylelikle. Bu aşk ve ses, lirizm ve insanî iletilerle de yol almaktadır. Şiirlerde yapı olarak, ses tekrarlarından (aliterasyon) bolca faydalanıldığını görmekteyiz. Okuru yer yer soluklandıran bu tekrar dizeleri ki şiirlerin omurgasını oluşturmaktadır. Daha çok şiirlerde yüksek sesle beraber akıcılık ve ritim kendisini hissettirmektedir. Başka bir ifadeyle tekrar dizeleri temeline oturtulmuş şiirler desek de yeridir. “…Ben buradayım siz gidin ben gelmiyorum/Siz gidin ben boynumu bükmüyorum/Secdelerdir beni serinleten bu solgun odalarda –otel odalarında-/Ben buradayım konuşmak/Ben buradayım savaşmak/Ben buradayım ışık ışık ışık…” (sayfa 13)

Arkaik kimi kelimeler şiirlerde dikkat çekmektedir. “Müntekim, müsekkin, mücehhez, zinhar, münadi, hırpani, sağrı, tecimen, mükedder, meşdut, şetaret, birsam, bezzah, argaç, derişik, bîilaç” gibi kimi kelimeleri örnek olarak verebilirim. Bu sözcüklerle şair, dağarcığında istiflediği yeni seslere ve yeni söyleyişlere yol vermektedir. Şiirlerde, İsmet Özel, Zarifoğlu ve Rimbaud’un izlerini de görmekteyiz. İsmet Özel ile mektuplaşmalarını ve bu bağlamda kendi gelgitlerini şiirleştirmiştir. Bunlarla beraber şairin mekân edindiği yerler de olan Sakarya, İstanbul, Ankara isimleriyle de karşılaşmaktayız. Başka bir şiirinde de “Benim Boşnak yüzüm” ibaresi yer almaktadır mesela.

Şiirlerde bir durum tespiti, bir dua hali, bir gelgitler içeren aşk hali kendisini hissettirmektedir. Şiirlerde otuz yer de “kadın” ifadesi, on sekiz kez de “kız” ifadesi geçmektedir. Sayarken gözümden kaçmış olanları da olabilir. Bunlarla beraber, “kadınım”, “bay” gibi isimlendirmeler de bulunmaktadır. “…Bu kızlar bu kızlarda var savruluşum/Bu parça parça bölük pörçük benliğim bu çoraklığım/Bu dinç yüzlü çocuklarda coştuğum bir sestir bu/Bu koca koca şehirler ortasında sıkılganlığım” (sayfa 10) “Kadınlar ve kızlar” ifadesinin şiirlerde çokta yer aldığını söylemiştik. Bunların bir kısmı şu şekildedir. “Zincirli kadınlar”, “şehvetle tepinen kadınlar”, “toprak esen neşeli kadınlar”, “uzun saçlı müntehir kızlar”, “gümrah sesli kızlar” şeklinde bir kısmını sıralayabilirim. Dua ve temenni ile başlayan şiirler, yine güzel bir dua ve temenni şiiriyle nihayetlenmektedir. “…Acılar parçalanmış bir beden değil hayır anımsamıyor da/ Teşekkürler Tanrım hayat güzel yâri yârânı yaşamaya geldim…” (sayfa 61)

Şiirlerde “aşk” önemli bir yer tutmaktadır demiştik. Bu sadece karşı cinse duyulan bir iştiyak hali değildir tabi ki. Aşkla hasbıhal ve çaba şeklinde yol alınmaktadır. Öyle ki aşk, kolu kırılıp yen’in içinde kaldığı bir sosyalite hali değil midir? Her aşk mücadeleyi ve hattâ savaşı da beraberinde taşımaz mı? Aşk ne kadar gürültü yapmış olsa da devamında sükûneti barındırmaktadır. Gençliğe, ergenliğe vurguyla beraber, daha çok sorgulamaları da içerisinde taşımaktadır. Şairin ifadesiyle “Ömerce” taşınması gereken bir ruh halidir bu. Bu durumu “Hz. Ömerli günler” olarak isimlendirmiştir şair. Belki de tasavvuftaki ilâhî aşkın sapağında, talisinde bir ara yol olmasıdır. Şairin dediği gibi “Hayat aşkla kaimdir her şey her şey zatıyla” (sayfa 20) Bu aşk olgusuyla beraber şair, sorgulamalarda da bulunmaktadır çokça. “…Yüreğine ellediğimiz dünya bize pıtrak/ yüreğine ellediğimiz dünya bize serhaddir” (sayfa 31) başka bir şiirinde dünyayı şu şekilde betimler: “…Palazlanmış türkülerle ağır bir içkidir yaşamak/ Devingen bir gövdenin morluğu mudur taş beşikler gibi karşımda/ Dünyanın gelip de kemiğe dayanması nedir” (sayfa 49) Şair, bir yerde sarih olmayan kimi yaşadıklarını, kırgınlıklarını, aşkını, gelgitlerini ve bakış açılarını şiirlere nakşetmektedir. Mesela bir şiirinde Ortadoğu’daki yaşanan sıkıntılara karşı Amerika’nın kanlı güller gibi bakışından bahsetmektedir. Başka bir şiirinde “…Bir ayetle çınlayan kalbim çoğalmaktadır” (sayfa 47) mısraında olduğu gibi inanç temelli bir bakışı da taşımaktadır.

Şair yaralı insandır. Ayağına hiç taş değmeyen şair yok gibidir. Derin yaralanmışlıklar dipte çırpınmayı getirmektedir. Şair, sözü eşeleyerek avuçlar dolusu içlenendir. Şair, şiirin gücü ve iştiyakıyla hayata, aşka, inanca, itirazlarına, bizi biz yapan değerlere göndermelerde bulunur böylelikle. Velhasıl şiiri şiir yapan noktalar yakalanmış ve şiirin tadına, kıvamına ulaşılmış güzel şiirler bunlar. Şairin istiflediği yeni sözlerden müteşekkil güzel şiirler okudum. Son olarak sözü yine şaire bırakalım ve sesli bir şiir bölümüyle yazımızı nihayetlendirelim. “…Kin tutarak değil ama intikam alarak/Etini ötele dişiliğini ötele özünü al katıştır kalbime/Mutfaktan kilerden lokantalardan/yüzümü getir bırak hançere” (sayfa 34) Okunmasını tavsiye ederim. İyi okumalar.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Ayağa kalk Sakarya... - Sayı 120
Filistin... - Sayı 119
”Ateş Bandosu” Mustafa Ce... - Sayı 118
"SALKIM SÖĞÜT SUYA KÜSMÜŞ... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15270698
 Bugün : 785
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 646596
 Bugün : 34
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim