Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     66 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

”Ateş Bandosu” Mustafa Celep ilk şiir kitabı üzerine
İlkay Coşkun

  Sayı: 118 -

“Ateş Bandosu” Şair Mustafa Celep’in ilk şiir kitabı. Ebabil Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşturulmuş. Yirmi şiirin yer aldığı kitap altmış iki sayfa hacmindedir. Şairin hayatının ilk yirmi sekiz yılını kapsayan şiirlerden oluşmaktadır. “Sakındım Bir Ömür Ben Şehirli Olmaktan”, “Şu Okunan Ezanın Hatrına”, “Ayağa Kalkarak Ortadoğu”, “Sana Susmanın Silah Olduğunu Öğreteceğim”, “Çekiç Sesi, Uçuk Beniz, Demirden Sağnaklar”, “Ben O Hançerden Konuşmaya Geldim” belli başlı şiir isimleridir. Şiir isimleri bir nevi okura fikir vermektedir. Bu şiirlerde olduğu gibi şiir isimlerinin uzunluğu dikkat çekmektedir. Ek olarak şair, kitabını anne ve babasına atfetmiştir.

Şairlerin ilk kitapları hep dikkatimi celp etmiştir. Çünkü ilk kitaplar daha çok öznellik taşımaktadır. İlk kitaplar kurguya ve tadilata daha az uğramaktadırlar. Daha samimidirler. Genelde insan, özelde şair daha çok kendi dünyasında mürekkeptir. Daha çok şairler ilk eserlerini acemi bulmaktadırlar. Hattâ ilk kitaplarını fellik fellik saklayanlar vardır. Pek ortalarda görünmesini istemezler. Ama yine de her türlü olumsuz bakışlara rağmen ilk kitapların heyecanı, samimiyeti bambaşkadır. Sonuçta şairler ilk kitaplarıyla beraber daha önem kazanırlar ve bu şekilde tevarüs ederler.

Şiirlerde en çok dikkatimi çeken şey, aşk olgusuyla beraber şiirlerin sesinin yüksekliğidir. Yer yer vaveyla ve haykırış boyutlarında bir ses yüksekliğidir bu. Bu ses, rindane bir tavırla beraber yol almaktadır. Şair, içindeki sesi şiirleriyle pekiştirmektedir böylelikle. Bu aşk ve ses, lirizm ve insanî iletilerle de yol almaktadır. Şiirlerde yapı olarak, ses tekrarlarından (aliterasyon) bolca faydalanıldığını görmekteyiz. Okuru yer yer soluklandıran bu tekrar dizeleri ki şiirlerin omurgasını oluşturmaktadır. Daha çok şiirlerde yüksek sesle beraber akıcılık ve ritim kendisini hissettirmektedir. Başka bir ifadeyle tekrar dizeleri temeline oturtulmuş şiirler desek de yeridir. “…Ben buradayım siz gidin ben gelmiyorum/Siz gidin ben boynumu bükmüyorum/Secdelerdir beni serinleten bu solgun odalarda –otel odalarında-/Ben buradayım konuşmak/Ben buradayım savaşmak/Ben buradayım ışık ışık ışık…” (sayfa 13)

Arkaik kimi kelimeler şiirlerde dikkat çekmektedir. “Müntekim, müsekkin, mücehhez, zinhar, münadi, hırpani, sağrı, tecimen, mükedder, meşdut, şetaret, birsam, bezzah, argaç, derişik, bîilaç” gibi kimi kelimeleri örnek olarak verebilirim. Bu sözcüklerle şair, dağarcığında istiflediği yeni seslere ve yeni söyleyişlere yol vermektedir. Şiirlerde, İsmet Özel, Zarifoğlu ve Rimbaud’un izlerini de görmekteyiz. İsmet Özel ile mektuplaşmalarını ve bu bağlamda kendi gelgitlerini şiirleştirmiştir. Bunlarla beraber şairin mekân edindiği yerler de olan Sakarya, İstanbul, Ankara isimleriyle de karşılaşmaktayız. Başka bir şiirinde de “Benim Boşnak yüzüm” ibaresi yer almaktadır mesela.

Şiirlerde bir durum tespiti, bir dua hali, bir gelgitler içeren aşk hali kendisini hissettirmektedir. Şiirlerde otuz yer de “kadın” ifadesi, on sekiz kez de “kız” ifadesi geçmektedir. Sayarken gözümden kaçmış olanları da olabilir. Bunlarla beraber, “kadınım”, “bay” gibi isimlendirmeler de bulunmaktadır. “…Bu kızlar bu kızlarda var savruluşum/Bu parça parça bölük pörçük benliğim bu çoraklığım/Bu dinç yüzlü çocuklarda coştuğum bir sestir bu/Bu koca koca şehirler ortasında sıkılganlığım” (sayfa 10) “Kadınlar ve kızlar” ifadesinin şiirlerde çokta yer aldığını söylemiştik. Bunların bir kısmı şu şekildedir. “Zincirli kadınlar”, “şehvetle tepinen kadınlar”, “toprak esen neşeli kadınlar”, “uzun saçlı müntehir kızlar”, “gümrah sesli kızlar” şeklinde bir kısmını sıralayabilirim. Dua ve temenni ile başlayan şiirler, yine güzel bir dua ve temenni şiiriyle nihayetlenmektedir. “…Acılar parçalanmış bir beden değil hayır anımsamıyor da/ Teşekkürler Tanrım hayat güzel yâri yârânı yaşamaya geldim…” (sayfa 61)

Şiirlerde “aşk” önemli bir yer tutmaktadır demiştik. Bu sadece karşı cinse duyulan bir iştiyak hali değildir tabi ki. Aşkla hasbıhal ve çaba şeklinde yol alınmaktadır. Öyle ki aşk, kolu kırılıp yen’in içinde kaldığı bir sosyalite hali değil midir? Her aşk mücadeleyi ve hattâ savaşı da beraberinde taşımaz mı? Aşk ne kadar gürültü yapmış olsa da devamında sükûneti barındırmaktadır. Gençliğe, ergenliğe vurguyla beraber, daha çok sorgulamaları da içerisinde taşımaktadır. Şairin ifadesiyle “Ömerce” taşınması gereken bir ruh halidir bu. Bu durumu “Hz. Ömerli günler” olarak isimlendirmiştir şair. Belki de tasavvuftaki ilâhî aşkın sapağında, talisinde bir ara yol olmasıdır. Şairin dediği gibi “Hayat aşkla kaimdir her şey her şey zatıyla” (sayfa 20) Bu aşk olgusuyla beraber şair, sorgulamalarda da bulunmaktadır çokça. “…Yüreğine ellediğimiz dünya bize pıtrak/ yüreğine ellediğimiz dünya bize serhaddir” (sayfa 31) başka bir şiirinde dünyayı şu şekilde betimler: “…Palazlanmış türkülerle ağır bir içkidir yaşamak/ Devingen bir gövdenin morluğu mudur taş beşikler gibi karşımda/ Dünyanın gelip de kemiğe dayanması nedir” (sayfa 49) Şair, bir yerde sarih olmayan kimi yaşadıklarını, kırgınlıklarını, aşkını, gelgitlerini ve bakış açılarını şiirlere nakşetmektedir. Mesela bir şiirinde Ortadoğu’daki yaşanan sıkıntılara karşı Amerika’nın kanlı güller gibi bakışından bahsetmektedir. Başka bir şiirinde “…Bir ayetle çınlayan kalbim çoğalmaktadır” (sayfa 47) mısraında olduğu gibi inanç temelli bir bakışı da taşımaktadır.

Şair yaralı insandır. Ayağına hiç taş değmeyen şair yok gibidir. Derin yaralanmışlıklar dipte çırpınmayı getirmektedir. Şair, sözü eşeleyerek avuçlar dolusu içlenendir. Şair, şiirin gücü ve iştiyakıyla hayata, aşka, inanca, itirazlarına, bizi biz yapan değerlere göndermelerde bulunur böylelikle. Velhasıl şiiri şiir yapan noktalar yakalanmış ve şiirin tadına, kıvamına ulaşılmış güzel şiirler bunlar. Şairin istiflediği yeni sözlerden müteşekkil güzel şiirler okudum. Son olarak sözü yine şaire bırakalım ve sesli bir şiir bölümüyle yazımızı nihayetlendirelim. “…Kin tutarak değil ama intikam alarak/Etini ötele dişiliğini ötele özünü al katıştır kalbime/Mutfaktan kilerden lokantalardan/yüzümü getir bırak hançere” (sayfa 34) Okunmasını tavsiye ederim. İyi okumalar.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
”Ateş Bandosu” Mustafa Ce... - Sayı 118
"SALKIM SÖĞÜT SUYA KÜSMÜŞ... - Sayı 117
Türk Kimliği... - Sayı 116
Bursa Bağlamında Şehir Ol... - Sayı 115
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (119):
Dünyanın gözü önünde işlenen bu kaynağı da gayrımeşru vahşet; ve suçlusu Yahudi, yardakçıları ve Siyonizm

Son Eklenen Yorumlardan
 Kıymetli İlkay hocam, metnimi ince ince lezzetlendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Kaleminiz var ... fatma pekşen

 Teşekkür ederim değerli dostum Faruk.İlginiz bizi sevindiriyor.... Ekrem Yılmaz

 Kalemine yüreğine sağlık arkadaşım. Selam ve muhabbetle... Faruk aktı

 Böylesi bir eser hiç yorum almamış hayret ki hayretttttttt nasıl olur anlamıyorum ....Etkili anlatım... yasemin olgaçay

 Mükemmel bir yazı. Yüreğinize sağlık. ... Beyza Şen


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Tek dünya devleti
Toplulukları idare etme hakkı kimin?
İslâm ve Devlet
Adâlet mülkün temeldir
Caretta carettaydı adı


Ali Erdal - Toplulukları idare e...
Ali Erdal - Olayların akışı her ...
Ali Erdal - Dünya kralı
Kadir Bayrak - Devletimiz daim olsu...
Bedran Yoldaş - Sallandı yer ve gök
Ekrem Yılmaz - Türkiye’nin manzaras...
Ekrem Yılmaz - Kalem-kılıç
Dergi Editörü - Tek dünya devleti
Site Editörü - Adâlet mülkün temeld...
Acıyorum - Kalem-Kılıç
Necip Fazıl - İslâm ve Devlet
Necip Fazıl - İç ve dış düşman – Y...
Necdet Uçak - Osman Gazinin bey se...
Necdet Uçak - Dünya
Kardelen Dergisi - Gelecek Sayı Konusu
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Penceresiz kalanlara
M. Nihat Malkoç - Herkes tarafından se...
Hızır İrfan Önder - Beni kalbine göm
Zaimoğlu - Devlet fikri
Zaimoğlu - İşte söz
Ayhan Aslan - Pencere
Mehmet Balcı - Olmuş
Mehmet Balcı - Daha güzelsin
Hikmet Öztürk - ”Dünyanın en tatlı ş...
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Av. Mustafa Büyükgüner - Ehl-i kubur
Halis Arlıoğlu - Niçin düşmanlar
Murat Yaramaz - 1915
Murat Yaramaz - Kısmet
Mahmut Topbaşlı - Zaman duaya durdu
Cemal Karsavan - Arzu denizinde fırtı...
İlkay Coşkun - ”Ateş Bandosu” Musta...
Özkan Aydoğan - Caretta carettaydı a...
İlknur Eskioğlu - Hazır mıyız?
Selahaddin Yıldız - Şehid
Fatma Özger Bilgiç - Ayşe’m umursamaz
Deniz Sarıtop - Bana selâm olsun
Emine Öztürk - Yumurta
Mustafa Makas - Devlet
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 12497733
 Bugün : 3241
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 593420
 Bugün : 42
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 78
 118. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 18 Kasım 2023
Künye | Abonelik | İletişim