Ne Bekliyoruz? Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
57 - Temmuz / Eylül 2007
Cemiyet mi şahsiyeti doğurur, şahsiyet mi cemiyeti? Bu dâva tavuk ve yumurta masalına benzese de biz şahsiyetçiyiz. İlâhî iradenin, umulmadık cemiyetlerde ve bilinmedik anlarda tepeden indirdiği peygamberler, dâvamızın en sadık ispatçılarıdır.
Cemiyetlere şahsiyet doğurma istidadını yine büyük fertler aşılar; ve fertle cemiyet arasında, karşılıklı, birbirini doğurma âhengi devam edip gider. Fakat hâkim, galip ve ilk müessir, bizce şahsiyettir.
Memleketin kurtuluşu dâvasında bizi bazen bedbin görenler, hakikatte ne olduğumuzu bu ölçüye göre tayin etmelidirler. Mademki tepeden inme zuhurlara inanmışız, bedbin olamayız. Bu inanış, ebedî bir ümit içinde kalmak için kâfidir ve zaten müslümanın şiarıdır.
Kanaatimiz şudur ki, Türk cemiyeti bugün, bizzat yetiştirme istidadını vaat ettiği normal fertler eliyle kurtulamaz, battıkça batar. Bu cemiyetin akımına göğüs verecek ve onun yeni bir hale ifrağ şuurunu besleyecek, büyük çapta bir ferdî zuhur lâzımdır ki, her şeyi şahsiyet ve onun bağlı olduğu fikir mihrakına iliştirsin; cemiyeti de şimdiki sakat ve hastalıklı doğumlarından kurtarsın.
Öylesine bir çürüme bünyesine varmış bulunuyoruz ki, tepeden inme; evet, safları yararak ve damları delerek gelecek bir zuhurdan başka hiçbir şey bizi kurtaramaz.
Bu tarife göre beklediğimiz zuhurunu ancak ihtilâl yolundan geleceği sanılmasın. İhtilâllerin, beklenen şahsiyetleri getirmek yerine onları büsbütün kaçırdığı ve sindirdiği artık bir bedahettir. Fikir ihtilâlleri ise asrımızda artık hiçbir şans sahibi değildir.
Böyle olunca beklediğimiz ferdî zuhur, ancak fikirde, (organize) ve aksiyoncu fikirde olabilir. Bu fikirle halka nüfuz edilir ve onun iradesiyle başa geçilir.
Şu var ki, bu fikir ne bir parti programına sığabilir, ne de ölü bir vaaz gibi sadece baş sallama kadrosunda kalabilir. Kanunun verdiği haklar arasında son haddiyle tesirli, fiil çapında tesirli, yangın, yıldırım, su baskını, çığ gibi bir fikirdir bu.
Zuhuru bu safhada bekliyor; ve bütün vatanı kasırgaya boğacak bir fikir soluğu arkasından, demokrasi ölçüleri içinde yığınların mânevî yürüyüşe geçmelerini biricik yol kabul ediyoruz.
Neredesin, fikir (tomson)uyle dirilecek ruh ihtilâlcisi, üstün fert ve büyük şahsiyet?..
Bu vatan kalacaksa sen mutlaka geleceksin!..
(03.07.1965; Çerçeve 3)
|