Demokrasya Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
58 - Ekim / Aralık 2007
Komüniste göre, kendisinin âlenen ve her vasıtayla propaganda yapamadığı, yapınca kitleleri arkasından sürükleyemediği, zira, tegallüp ağalarının güneşi zindanlara hapsettiği ve meydanlara çıkarmadığı her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Yahudiye göre, millî iktisat ölçülerinin beslendiği, millî bütünlüğün gizli istismarlardan korunmasına çalışıldığı, yani millî bünyenin korkunç bir yeniçeri gibi ekalliyet cellâdı olmakta devam ettiği ve insaf diye bir şey tanımadığı her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Dönmeye göre, milletle hükûmet arasında uygunluğa doğru gidildiği, resmî dairenin millî iradeyi temsile başladığı, bu yüzden en azîm bir felâkete yol açıldığı, hakikat ışığının ebedî bir kargaşalık ve çarpışmadan doğduğunun unutulduğu, felâketin biricik devası olarak millet ve hükûmet arasındaki bağların törpülenemediği, liberalizmanın başını yürüyemediği, kısaca millî bünyede birliğe gidildiği her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Masona göre, hurafelere inanmanın devam ettiği, ırk ve kavim safsataları içinde halkın tereddiye götürüldüğü, millî sâfiyenin mukavemet edebildiği, gizli Yahudi saltanatının ferdî ve zümrevî sermaye terakümüne yol bulamadığı, neticede geniş ve cömert insaniyet dururken, insanların millet ve taassup bataklığında çırpınmasına göz yumulduğu, açıkçası beşerî aşk ve beynelmilel kemale pranga vurulduğu her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Garp hayranı züppeye göre, şahsiyet diye bir şeyin hâlâ ağır bastığı, maddî ve manevî yerlilik diye bir ölçüye bağlı olanların yaşadığı, şu bunak dedenin daima evin üst katında öksürmeye devam ettiği, Amerikalılık gayretinin bir türlü takdir edilemediği, demek ki müzelerdeki balmumu tiplerin ellerindeki kırbaçla insanları güttüğü, insanların başına yular arandığı her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Halk Partiliye göre, eski hesaplara el atılmak ihtimalinin belirdiği, inkılâbın tenkidine müsaade edilmek gibi vahşî bir küfre meydan açıldığı, eski bir Başbakanın "inkılâp yobazları" diye ortaya bir tabir attığı, bütçe taksimi, adalet tevzii işinin kendilerinden başka ellere geçtiği, nihayet milleti yoktan varedenlere karşı en ağır nimet küfranının işlendiği ve en ağır eşkiyalığın hüküm sürdüğü her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
İslâmiyet düşmanına göre, 163’üncü maddeye rağmen camilerde Allah ve Resûlü’nün büyüklüğünden bahseden âyetlerin cehren okunmasına müsaade edildiği, "Allah kork!" sözünün göz göre göre takip edilmediği, böylece vatan hainliğinden büyük suçluların örtbas edildiği ve böylece sınıfî tahakküm ve ruhî dolandırıcılığın çeteleştirildiği her yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Deyyusa göre, Türk kızlarının millî ve mücerret mânâlariyle cihan avrat pazarlarına sürülmesine zıt sesler çıktığı, bu seslerin boğulamadığı, millî infial çapına yükseldiği, neticede güzellik, (estetik) ve serbestliğin bu kadar ağır bir zulüm altında inletildiği yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Verem mikrobuna göre, uzviyetteki müdafaa unsurlarının kuvvetli olduğu, hemen zavallı mikroplar üzerine çullanıldığı, onları boğduğu, gıdasız bırakıldığı, bir kese içinde adaletsizce zaptettiği her bünyede demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Hırsıza, yankesiciye, katile göre, polisin bulunduğu yerde demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Şu halde demokrasya, her bâtılın tek tek hayat hakkı ve oluş hürriyeti aradığı bir zemin olduğuna göre, bu bâtıllardan her birinin gözünde, öbür bâtıla yer verildikçe demokrasi eksiktir. Böyle hükûmetlerin şefi de diktatördür.
Gelin siz, şimdi bu şartlara göre demokrasya nerededir, nedir ve nasıldır, hesap edin! Müslümana gelince, zaten demokrasyayı aramaz ve sormaz. Zira onun, hakikati "tek"de bulmak yerine "çok"da aramak ve ebeden kaybetmek sistemi olduğunu bilir, aradığı şeyin de kendisinde değil, İslâm’da olduğuna inanır.
|