Ter?r Site Editörü Sayı:
60 - Nisan / Haziran 2008
Sevgili okurlar, bildiğiniz üzere her yeni sayı ile birlikte bir sonraki sayının konusunu kamuoyuna duyuruyorduk. Ellibeşinci sayımızın çıkması ile de elinizdeki Kardelen'in konusunun "Terör" olduğunu duyurmuştuk sizlere.
Terör konusunu ele almak için, gelin ilk olarak "terör" kelimesinin etimolojisine bakalım.
Terör kelimesinin en yakın kaynağı olarak Anglo-Fransız "terrour" kelimesini gösteriyor sözlükler. Ancak kelimenin ilk çıkış yerinin Eski Yunan kültürü olduğunu görüyoruz. Eski Yunan'da "korku", "titreme" anlamlarına gelen "tremein", "trein", "terrere" kelimeleri günümüzde kullanılan "terror" kelimesine kaynaklık ediyor (Merriam-Webster Sözlüğü). Etimolojiye girmemin nedenini önceki "Site Editörü" yazılarını takip eden okurlarımız anlayacaklardır. Bu konudaki düşüncem, kelime veya kavramın, çıktığı kültür ile birebir ilişkili olduğudur.
Günümüze baktığımızda ise, ne yazık ki, terör kelimesi İslâm ile beraber anılan bir kavram haline gelmiş durumda. Zannedersiniz ki, terör İslâmî bir kavram.
Bunun en büyük dayanağı da, insanlık tarihinin belki de en büyük terör saldırılarından biri olan "11 Eylül" olaylarıdır. 11 Eylül saldırıları, bir çok şey için bahane olarak kullanıldı Amerika ve yandaşları tarafından. Kitle imha silâhı var diye işgal ettikleri Irak'ta beşinci yıllarını doldurdular... Üstelik bir tane bile kitle imha silâhı bulamadan... Tüm müslümanlara potansiyel terörist gözü ile bakılmaya başlandı. Özellikle saldırılardan sonraki dönemde, biraz esmerseniz, adınız da Abdullah, Muhammed gibi bir müslüman ismi ise başka şüpheye (!) gerek olmadan sizi uçaklardan indirebiliyorlar ve gözaltına alabiliyorlardı.
Ancak bu saldırıların belki de en kötü sonuçlarından biri, İslâm'ı ve Rasûlullah'ı duymamış kimselerin gözünde müslümanlığın terör ile yan yana anılır hâle gelmesidir. Düşünün, müslümanlıkla ilgili doğru dürüst duyumu, bilgisi olmayan biri, medyasından terör ile İslâm'ın boca edildiği haberleri dinledikçe, ekranlarda terör haberleri ile beraber Bin Ladin'in resmini gördükçe kafasında bir İslâm profili çiziliyor ve ne acıdır ki, bu profilde İslâm ile terör iç içe.
Bu konuda gayreti olanlar var mıdır yok mudur ayrı mesele ama, oluşan bu kötü intibayı düzeltmek için ne kadar çaba sarfetmek gerekir tahmin edemiyorum. Dünyadaki milyarlarca kişiye ulaşıp, "Hayır, İslâm bu değil!.." demek ne kadar mümkündür? Ve bizim bunda sorumluluğumuz ne kadardır?
*
Sevgili okurlar, ellibeşinci sayımızın siteye aktarılmasından sonra anket bölümünü devreye aldık. Yazarlarımızdan Mustafa Büyükgüner'in koordine ettiği anket çalışmalarımızdan ilkinde sizlere "2007'nin en önemli olayı sizce neydi?" diye sorduk. Anketimizin şıkları ise, "Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi", "Seçimlerde Ak Parti'nin oylarını artırması", "Irak'ın kuzeyinde yapılan operasyonlar", "İhracatın ilk defa 100 Milyar Doları aşması", "DTP'nin Meclis'e girmesi" şeklindeydi.
İlk anketimizin süresi, yenisinin devreye alınması ile Mart sonu itibari ile bitti. Bu anketimize gelen oy sayısı 515. Dağılım ise şöyle: "Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi: 180, % 34,9", "Seçimlerde Ak Parti'nin oylarını artırması 54, % 10,5", "Irak'ın kuzeyinde yapılan operasyonlar 161, % 31,3", "İhracatın ilk defa 100 milyar doları aşması 24, % 4,66", "DTP'nin Meclis'e girmesi 96 % 18,7".
Nisan itibari ile ikinci anketimiz devreye alınmış durumda. Bu sefer okurlarımıza AK Parti'nin kapatma davası ile ilgili bir soru yönelttik: "Parti kapatma davası açıldıktan sonra sizce Ak Parti yönetimi ne yapmalı?" Okurlarımız, sitemizin anasayfasından anket için oy kullanabilirler.
İyi okumalar.
|