Ba?ary ve haddini bilmek Hüseyin Kete Sayı:
63 - Ekim / Aralık 2008
Hayata geçirilemeyen bilgi ve fikirler hayallerimizin kahramanlarıdırlar. Ama eyleme geçen en küçük beceri ise bizim huzur ve mutluluk kaynağımızdır.
Başarmak gayeye ulaşmak çok çalışıp çok ter dökmek, yorulmak değil, bilakis az da olsa devamlı sebat ederek sistemli olarak hedefe kilitlenmektir.
Başarmak, devamlı yapılan işte gizlidir.
Sabrın sınırlarını zorlamak başarı ve zaferdir, çatlaması ise yenilgi ve hüsrandır.
İnsandaki bilgi tecrübe veya fikir eksikliği önemli yanılgılara yanlış anlamalara, hatalı anlamlara yol açabilir...
Lâzım olan ilimleri kaynağından değil de, kulaktan dolma bilgilerden alarak hareket edenler hüsrana sürüklenir...
Muvaffak olmak için elimizden gelen bütün şartlara tevessül edip, gereklerini yaptıktan sonra neticeyi Yaratıcı'ya havale etmek tevekküldür.
Tevekkül sahipleri de muvaffak olurlar...
Kusuru hep karşımızdakilerde aramak, bizim noksanlığımızdır.
Başımıza gelen veya gelmesi muhtemel olan bütün nahoş hadiselerin sebebini, en önce değil de, en son nefsimizde aramak bizim cahilliğimizdendir...
Hataların menşei, yaratılış gayesinin sınırlarını ihlâl etmektendir.
Gurur, kibir ve kendini üstün görmenin, asıl yanılgı olduğunu bir anlayabilsek!..
Başarı ve muvaffakiyetler, çalışma ve azmin doğru orantılı neticeleri değil, belki de bu sebeplere yapışmanın Yaratan tarafından mükâfatlandırılmasıdır!..
Aksini düşünmek Yaratıcı'yı devre dışı bırakmağa çalışmak olur ki, en büyük yanılgı budur; gurur(!).
Başarmak, zafer elde etmek insanı yüceltmez; hedefe varmak için çaba sarf ederken, acizliğimizi, çaresizliğimizi idrak edip Yaratıcı'mızdan yardım talebinde bulunarak O'na sığınmak insanı yüceltir, şereflendirir.
İnsan hiçliğini idrak ettiği nisbette büyüktür...
Kendini bilmeyen, keşfedemeyen, kalbi, ruhu, vicdanı tanımayan, kavrayamayan neyine güvenerek büyüklenir ki (!).
İnsan sırrını çözemeden, insanların başına geçip idareciyim diyen "insan"cıkların vay haline...
|