MYLENYUM AYIBI Hüseyin Kete Sayı:
67 - Temmuz / Eylül 2009
Cumhuriyet mitingleri, falan filân... Bunlar nedir? Bir ara rektörler yürüyordu, sonra lâik ve Atatürkçü profesörler yürüdü vs.. Daha sonra neler gördük... Ergenekon Terör Örgütü'nün çetecilik ve gayri meşru bütün faaliyetleri gözler önüne serildi, daha da serilmekte...
Devamla 27 Nisan bildirgesi, kursaklarda kalan darbe girişimleri derken bir albayın hazırladığı iddia edilen "Ak Partiyi ve Gülen'i bitirme" plânları.. Bugün de (16 Haziran 2009) bir Ergenekon tetikçisinin itirafları internet sitelerine düştü. Adam eylemleri bir bir sayıyor ve daha yakalanmamış. Tekirdağ'da şunu öldürdük bilmem nerede şunu işledik. Birileri yıllardır rejimin kurucusunu ve lâikliği dibine kadar istismar etti. Niyetleri buna devam etmek... Fakat millet artık uyandı, bunları yutmuyor!!! Hem de dibine kadar kullandınız, daha elinizde bir şey kalmadı ki kullanasınız! Ne darbesi, ne kurtuluşu? Millet sizden kurtulacak, kurtarıcılardan kurtulacak inş... Şimdiye kadar kendi menfaatlerini düşünmek ve çıkar elde etmekten başka bu millet için ne yaptı bunlar? Bir Allah'ın kulu çıkıp bunu bize açıklasın. İşte şunları, şunları sizin için yaptık, nankörler desin bize... Sayabilecekleri bir şeyler değil "bir şey" var mıdır?
Varsa bilen söylesin. Tam tersine hep millete hakaret ve hep milleti aşağılama: Seçimler biter millete, aptallar ne seçeceğini bilmiyorlar, derler. Millet Gül'ü cumhur reisi seçer kutlamazlar, selâmlamazlar, davetlerine katılmazlar vs.. Fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış... Ne gam; sanki millet onları tınlıyor. Ve hattâ yok sayıyor ve dediklerini dinlemiyor, gazetelerini okumuyor ve tam tersini yapıyor. Nasıl cuntacıların parmak doğrulttuğunu değil de Özal'ı seçmişti milletim... Onları ademe mahkum ediyor, kendileri ile baş başa bırakıveriyor. Onların istismarcı ve çıkarcı olduğunu pek iyi biliyor çünkü. Böylelerin rejimin ideolojik yapısını bir takım içi boş kavramlarla yüceltirken, onu koruma ve kollama altına alırken acizliklerini açığa vurmak olan vazife çıkarımları bile menfaatlerini savunmaktan başka bir şey değildir. Bunlar en acımasız menfaatperest ve zalimlerdir.
Rejim ve lâiklik adına "inancı" ve dinî hayatı baskı altına alacaksın, almak isteyeceksin ve sonra demokratım falan diyeceksin.. Bunu kim yutar... Af edersiniz "kim yer!"
Bu olmaz...
Herkesin yasalar önünde eşit olduğunu söyleyeceksin, anayasana yazacaksın ve sonra "ben daha eşitim" uygulamalarına kalkışacaksın!
Olmaz... Bu da olmaz ve "yemezleeer".
Kemalist düşünceyi her şeyin üstündeki değermiş gibi genç beyinlere kazımaya çalışacaksın, fikri esir, vicdanı esir gençlik murat edeceksin, sonra millete ve değerlerine varoş kültürü muamelesi yapacaksın?!
Olmaaaz... Milenyumda böyle şeyler çok ayıp...
Herkesin kendini özgürce ifade edeceği, kültür ve inancını kimseden çekinmeden, korkmadan yaşayacağı; Hür bir rejim özlediğini ifade edeceksin ve millete parya muamelesi yapacaksın. Bunun neresi eşitlik, bunun neresi hürriyet, bunun neresi lâik, neresi demokrasi? Eğer öyle bir şey varsa... İçinden çıktığı topluma ihanet etmek ne demektir? İnsan kendi menşeini hor ve hakir görür mü? Hiç insan geldiği, içinden çıktığı yeri yerer, kötüler mi? Böylelerine ne ad verilir sizlere bırakıyorum.
İnsan kendi halkına düşman muamelesi yaparak ne kazanabilir ki... Batıya mı yaranır. Batı böylelerinin yüzüne tükürür. Belki ona bile layık görmez.
Bir de benim boynuma mürteci yaftası takıyorsun! Fakat işine gelen sahte şeyh ve hocaları nasıl dinliyor ve ileri sürüyorsun. Nasıl sırası geldi mi kerhen "ben de müslümanım" diyorsun!
Olur mu? Bu da olmaz!..
OSMANLI'YI üç-beş Laurence'in yıktığı düşünülürse, bugün içimizde kaçı mevcut acaba? Acaba yeni Laurensler ağabeyleri gibi yetenekli, becerikli değiller mi?
Toplumu içten kemiren bu kurtların, kenelerin eceli acaba kimlerin elinde çok merak ediyorum.
Ve diyorum ki bu babayiğit her kimse mutlaka kahramandır!
|