Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5669 kez okundu.     5 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

"Yasak Kitap'tan" Se?meler
Medya Sepeti

  Sayı: 49 - Temmuz / Eylül 2005

Cumartesi günkü yazım, geniş bir ilgi uyandırdı. Necip Fazıl Kısakürek’in 1968 yılında Toker Yayınları tarafından basılan ‘Vahidüddin - Vatan Haini Değil Büyük Vatan Dostu’ kitabı elimde. Son Osmanlı Padişahı ile ilgili olarak Ecevit’in başlattığı tartışmanın bugüne uzanan temel kaynağı bu söz konusu kitap, hâlâ yasak.

İddiaları her ne olursa olsun, tüm yasaklara karşı bir insan olarak, bu kitap’tan bazı pasajlar aktaraca- ğım. Tartışmayı, bu aktarmaların ardından, somut veriler üzerine daha sağlıklı biçimde yürütürüz.

Necip Fazıl, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Padişah’ın bilgisi ve desteği dahilinde gittiği ve kendisine bu amaçla 25 bin altın lira verildiğine ilişkin iddiasını, 10 belgeye dayandırmakta. Birinci belge, Ankara Hükümeti’nin Maliye Bakanı Hasan Fehmi Bey’den alınan bir bilgi. (Sabahattin Selek, Anadolu İhtilâli, Sayfa 117): ‘...İstanbul’dan ayrıldığı sıralarda Dahiliye Nezareti’ni işgal eden Mehmet Ali Bey, Paris’te çıkarttığı La Republique Enchené adlı gazetesinde 9. Ordu Kıta’aatı Müfet- tişi’ne verdiği 25 bin liraya ait makbuzun klişesini yayınlamıştır. İşte Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya götürdüğü para bundan ibarettir...

Dahiliye Nezareti örtülü ödeneğinden ödenen bu parayı Mehmet Ali Bey, yanında emniyet şube müdürlerinden Râdi Bey olduğu halde, Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a götürecek vapurun hareketinden biraz önce gelerek bizzat vermiş ve klişesi yayınlanan makbuzu da orada Râdi Bey yazmıştır.’Padişah, Mustafa Kemal’i ikna etti!’

İkinci belge, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin o günlerde Mısır’da basılan bir eseri. Bu eserin elde kopyası yok. Bilindiği kadarı ile Mustafa Kemal’in Anadolu’ya Vahidettin tarafından gönderildiği öne sürülmekte.

Üçüncü belge, Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu Sultan Yaveri Ali Nuri Bey’in Başyaver Naci Bey’e söylediği muhtelif kitaplara geçen ‘Padişah, Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya geçmeye ikna ettiği’ şeklindeki sözleri.

Dördüncü belge olarak, Kâzım Karabekir Paşa’nın İnönü’nün tek şef döneminde toplattırılan Notları’nda kullandığı benzer ifadeler gösterilmekte.

Beşinci belge, Necip Fazıl’a göre, bizzat Vahidettin tarafından Mustafa Kemal Paşa’ya verilen Hatt-ı Hümayûn: ‘Yâveran-ı şehriyarîm- den Erkân-ı Harbiye Mirlivası Mustafa Kemal Paşa’ya: Harbi Umumînin müttefikîn hesabına zıyaı üzerine tahassül eden vaziyet-i siyasiye, ecdâd-ı izâmm mülkünü ve makam-ı Hiláfet ve Saltanatımı müşkül ve tehlikeli bir sahaya sürüklediğinden, Hükûmet-i Seni- yemin kararı veçhile tâyin olunduğunuz mıntıkada âsayişi temin ve merz-i şâhaneme mugayir ahvalin hudûsunu men’ile cümleten def-i sâile bezl-i cehd-ü gayret ederek milletimin masuniyetini tey’id ve mülkümün eyad-ı mütearrizînden tahlisi için yekvücut olarak hareket edilmesini selâm-ı şâhanemle asker ve memuîne ve ehaliye tebliğini irade ettim.’ ‘Askere, memura ve halka irademdir’

Yani, işin bugünkü Türkçesi ile: ‘Yaverlerim- den Kurmay Tuğgeneral Mustafa Kemal Paşa’ya: Genel Savaşın müttefikler hesabına kaybedilmesi üzerine doğan siyasi durum, büyük atalarımın mülkünü ve hilafet ve salta- nat makamını çetin ve korkulu bir yere sürük- lediğinden, hükümetimin kararıyla atandığı- nız mıntıkadan asayişi sağlamak ve şahane rı- za ve dileğime aykırı hallerin meydana gelme- sini engelleyerek ve topyekûn korkulu şeylerin def’ine cehd ve gayret göstererek milletimin dokunulmazlığını gerçekleştirmek ve memle- ketimin saldırgan ellerden kurtulmasını sağla- mak için tek vücut halinde davranılmasını, şahane selamımla beraber asker ve memurlara ve halka bildirilmek üzere irade ettim!’

İlginç... Diğer 5 belgeyi de yarın gözden geçirelim ve tartışalım.

(Halit KAKINÇ: 26.07.2005)

‘Dumlupınar sonrasında şehitlerin ruhuna fatiha’ (2)

Necip Fazıl Kısakürek’in Yasak Kitabı’ndan diğer belgeleri bugün aktaracağım. Mustafa Kemal, Sultan Vahidettin tarafından Anadolu direnişini örgütlemek için görevlendirilmiş midir - yoksa bu iddia hayal mahsulü müdür, karar verecek olan ben değilim. Okuyalım ve tartışalım. Okuyabilmemiz için de önce bu kitabın üzerindeki yasağı kaldıralım.

Kısakürek’in 6. belge olarak kabul ettiği olgu, genç kumandanların yeni tayinlerle birliklerinin başına gönderilmesi ve bu tayinler hakkında, ‘...Yoksa halimiz Endülüs’e döner; bir şey yapabilmek için bu kumandanların kıt’aları başında olmaları lâzımdır’ şeklindeki kayıtlara geçen sözleridir.

7. belge, yaveri Ali Nuri’nin İstiklâl Savaşı sırasında Vahidettin’in tavrı hakkında verdiği bilgilerdir: ‘Vahidüddin, Anadolu Hareketi’ne ait zafer ve muvaffakiyet haberleri geldikçe, saadetinden ne yapacağını bilemezdi. Nitekim Dumlupınar zaferinde, selâmlık resmi, Padişah’ın emriyle, Yıldız camiî yerine Sultan Selim camiînde ve ihtişam içinde yapıldı ve şehitlerin ruhuna fatiha okundu...

Bâzı ric’at ve arazi kaybetme ânlarında o kadar üzülürdü ki, duyduğu acıyı belirtmek kabil değil... Sakarya müdafaa ve çekilmesi sırasında üzüntüsü son haddine varmış ve Ankara’nın düşmesi ihtimaline karşı korkusu, onu çılgına çevirmişti...

Askerî vaziyette en küçük fenalık onu nasıl kahredip yaralıyorsa, en küçük iyilik de saadetinden uçacak hâle getiriyordu. Sultan Vahidüddin Kuva-yı Milliyecilere karşı olmak veya lanet okumak şöyle dursun, en büyük korku ve ıstırabını onların mücadeleyi kaybetme ihtimalinde yaşıyordu...

Mareşal Çakmak: ‘...Hain değildir!’

8. belge, Kadir Mısıroğlu’nun ‘Sarıklı Müca- hitler’ adlı kitabından alınmadır. Bu kitapta, Vahi- dettin’in Mustafa Kemal Paşa’ya Millî Mücadele için yardımlarının savaş boyunca da devam ettiği ve 25 bin lirada kalmayıp 500 bin liraya ulaştığı ile- ri sürülmektedir. Bu iddianın kaynağı olarak, Şeh- zade Mahmut Şevket Efendi’nin konuya ilişkin beyanı gösterilmektedir.

Kısakürek, 9. belge olarak tarihçi Enver Behnan Şapolyo ve gazeteci yazar Tekin Erer ile arasında geçen bir diyaloğu vermektedir. THY’nin Ankara terminal binasında, şahitlerin huzurunda Kısakürek Şapolyo’ya Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya Vahidettin tarafından gönderilip gönderilmediğini sorar. Cevap 2 kelimeden ibarettir: ‘Kabul ediyorum.’ Aynı soruya Tekin Erer de şöyle cevap verir: ‘Bu, herkesce malum bir hakikat!..’

10. belge, Kısakürek’in Mareşal Fevzi Çakmak’ın Çankaya’daki köşkünde Mareşal ve damadı Burhan Toprak ile yaptıkları uzun bir söyleşidir. Söyleşinin sonunu, Mareşal Çakmak, şöyle noktalar: ‘...Ben, Vahidüddin’in vatan haini kabul edemem. Son sözüm bundan ibaret... Başka bir şey de söyleyemem...’

Refet Paşa: ‘Mustafa Kemal’i sevk etmiştir’

Aslında, Necip Fazıl Kısakürek Yasak Kitap’ta 10 değil 12 belge aktarmakta, fakat taşıdıkları önem bakımından son ikisini ayrı bir başlık altında değerlendirmektedir. Yazarın ve iddia sahibinin yolundan yürüyelim biz de aynı yöntemle hareket edelim.

11. belge, Kurtuluş Savaşı’nın önde gelen komutanlarından ve Terrakiperver Fırka’nın kurucularından Refet Paşa ile yaptığı 2 sohbettir. Bu sohbetlerden trende gerçekleşen ilkinde, Eskişehir Garı’nda Refet Paşa, şöyle konuşur: ‘Şu, İtalya’da sürünen Vahidüddin’in encamına bak! Bu talihsiz hükümdar, vatanını kurtarmak için elinden geleni yapmış, amma sonunda kimseye yaranamamış olmak şöyle dursun, ismi vatan hainine çıkarılmış bir bedbahttır. Ben onun Mustafa Kemal’i bu işe sevk ve teşvik eden tek adam olduğunu yakından biliyorum. Elbette bu hakikat bir gün tarihe intikal edecektir.’

Yarın Refet Paşa ile Kısakürek’in bu tarihten 30 yıl sonra Ankara Palas’taki sohbetlerinde söylediklerine ve belki de bu belgeler arasında en ciddisi olan TBMM Zabıt Ceridesi’ne yer vereceğim.

(Halit KAKINÇ; Star, 26.07.2005)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Atila Sarp    03.09.2007
Yorum : Konuyu Alman-İngiliz merkezli değil, Türkiye merkezli ele aldığımızda, Türkiye'nin bağımsız,milli,demokratik bir devlet olması,yani 200 yıl süren uygarlaşma, Büyük Türk Devrimi süreci yaşaması, 1920-22 de Mustafa Kemal'e yani tam bağımsızlığa karşı olanları nasıl adlandıracağız. Vatansever-Vatan Haini ayrımı 250 yıl içinde 1919-1922 lerde yaşanmıştır. Bugünkü Vatan adını verdiğimiz coğrafya, bana göre, bir dengenin değil, Vatan sahibi olmanın, vatanseverliğin bir ürünüdür.Vatansız kalmanın ne olduğunu ancak bu duyguyu tevarğs edenler anlayabilirler. Mustafa Kemal-Vahdettin ikilemi şahıslardan sarfınazardır, ama bellidir ki Vahdettin vatansever değildir, ümmetsever olabilir. Atila Sarp




Ekleyen : Burak Ta?    
Yorum : Bende Sultan Vahdettin'in vatan haini olmadığını düşünüyorum.Bu yasaklı kitap bende de var.Necip fazıl gibi çok ama çok değerli bir şahsiyet böyle tarihi bir olayın gerçeklerini bizlere sunmuştur Ama görüyorruzki bazı kişiler hala olayı başka yönlere çekmekte.Necip fazıla ve Sultan Vahdettine Allahtan rahmet diliyoruz.Bu ülkeye en çok katkısı bulunan bir çok insandan ilk sıralarda gelecek iki kişi saygılar...




Ekleyen : ismail ?zen    
Yorum : üstadım. bizi aydınlattığınız içi size minnettarım,




Ekleyen : Alperen    
Yorum : Ben bir misalle başlamak istiyorum. Yıllar önce Yanılmıyorsam bazı millet vekillerimiz Norveçe Giderler orada bir atın üzerinde bir kıral heykelini görürler ve bu heykel ülkenin hertarafında bulunmaktadır ve dikkatlerini çektiği için Norveç yetkililerine sorarlar ve derlerki; dikkatimizi çekti bu heykel önemli birimiydi? ülke yetkilileri bu bizim kralımızdır. Kendisi yaptığı savaşların hepsini kaybetti, bu cevap karşısında bizim yetkililer biraz şaşırarak peki ama savaş kaybeden bir kıralın heykelini neden ülkenizin her tarafına diktiniz. Norveçli yetkililer şu cevabı verirler; Evet bizim kıralımız hersavaşta yenildi ama sonuçta bizim için ülkesi için savaştı der. Bizim kiler dahada çok şaşırırlar.Sonuç olarak şuraya gelmek istiyorum bizler millet olarak nezamanki vatanı için mücadele etmiş insanları anlar sever, taktir edersek inanıyorumki bu çelişkiler yumagından kurtulacağız.




Ekleyen : MUAMMER    
Yorum : bencede sultan vahdetin hain deildir zaten hain olsa atatürk ü göevlendirmezdi daha güçsüz birini görevlendirebilirdi





 
Erdoğan: Pısıp geri adım ... - Sayı 78
Artık tasada ve kıvançta ... - Sayı 78
?nl? yazarlardan ?stad yo... - Sayı 67
M. Kemal'in gizlenen vasi... - Sayı 64
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591343
 Bugün : 1884
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630706
 Bugün : 353
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim