Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2444 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?in zulm?nden ka?ty, Yylmaz zulm?ne yakalandy
Medya Sepeti

  Sayı: 61 - Ekim / Aralık 2009

(...) Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kadir'in Britanya'daki temsilcisi olan Dr. Enver Tohti ile birlikte, çalıştığı otele gidiyoruz. (...) Tohti, Londra'daki bu otelde komilik yapıyor. "Mesut Yılmaz yüzünden Türkiye'den kaçmak zorunda kaldım, şimdi bu işi yapıyorum" diyor Tohti. "Mesut Yılmaz ile kişisel bir sorununuz mu vardı?" sorusuna, "İsterseniz, Mesut Yılmaz'a gelene kadar size hayatımı anlatayım da Uygurlar'ın neler çektiğini anlayın" şeklinde cevap veriyor.

"Ben Urumçi'de doğdum, büyüdüm. Urumçi'de 13 sene kanser cerrahı olarak çalıştım. Çalıştığım zaman kanser sayısının çok fazla olduğunu gördüm ve bunun nedenini araştırmaya başladım. Araştırmalarımda Doğu Türkistan'daki kanser hastası sayısının güneydeki Çin bölgelerinden yüzde 35 daha fazla olduğunu gördüm. Bunun sebebi ise 1963-1996 yılları arasında Doğu Türkistan'daki Çin'in gerçekleştirdiği 48 atom bombası denemesidir" diyen Tohti, Urumçi'deki kanser vakalarının artışıyla ilgili ilginç bir örnek veriyor: !1994'te, çalıştığım hastane 500 yataklıydı. Kanser hastası sayısı artınca bu sayı 2000'e çıkarıldı. Bizim hemen güneyimizdeki Çin bölgesindeki kanser hastanesindeki yatak sayısı ise 8000. Orada  100 milyon Çinli yaşıyor, biz ise 20 milyonuz. Sadece yatak sayısı ve nüfus oranı, Doğu Türkistan'daki kanser vakalarının çok fazla olduğunu gösteriyor."

Tohti araştırmalarından sonra Uygurlar arasında bir hayli yüksek olan kanser vakalarıyla ilgili bir belgesel film yapıyor ve bu film büyük yankı uyandırıyor. Sonrasını yine Tohti anlatıyor: "Filmi yayınladıktan sonra hakkımda dava açıldı ve 'devlet sırlarını ifşa etmekten 20 yıl hapis cezasına' çarptırıldım. Devlet sırrı denilen şey de, Uygurlar üzerinde denenen atom bombası. Yani bu kararla Çin, Uygurları denek olarak kullandığını kabul ediyor. Hapis cezası alınca ben de Türkiye'ye kaçtım ve İstanbul Çapa Tıp Fakültesi'nde kanser cerrahı olarak çalışmaya başladım."

Çapa'da 1997-98 yılları arasında doktorluk yapan Tohti, neden Türkiye'de kalmadığına dair sorumuzu şu şekilde cevaplıyor: "O dönemde Başbakan olan Mesut Yılmaz, 'Doğu Türkistan Çin'in toprağıdır' şeklinde sözler söyledi. Çin'le yapılan anlaşma gereği, Doğu Türkistanlılar'ın Türkiye'deki tüm faaliyetlerine yasak getirildi. Ben 20 yıl hapis cezası aldığım Çin'e gönderilmekten korktum, çünkü anlaşma gereği bizler 'sakıncalı' kişiler olarak tanımlanıyorduk. Ben de bunun üzerine İngiltere'ye kaçtım ve buraya iltica ettim. Yıllarca doktorluk yaptığım ülkemde Türkiye'den sonra bu otelde şimdi komilik yapıyorum.

Tohti, Londra'da tanıştığı bir Türk'ün kendisine 'Düzce'de hastanem var. Gel orada çalış" dediğini 2005 yılında gittiği Türkiye'den nasıl geri gönderildiğini ise şu cümlelerle anlatıyor: "Arkadaşımın teklifini kabul ettim ve 2005 yılında Türkiye'ye gittim. Ben şu anda İngiltere pasaportu taşıyorum ve bu pasaportumla gittim. Daha önce yapılan anlaşmada 'sakıncalı' olarak görüldüğümüz için Türkiye'deki gümrüklerde ismimiz kayıtlıydı. Havaalanına vardığımda, pasaportumu verdim. "Sakıncalı' olduğumuz kayıtlarda çıkınca 5 saat boyunca sorguya alındım ve hava alanından çıkarılmadan İngiltere'ye geri gönderildim. (...) Şimdi Türkiye Uygurlar'a sahip çıkıyor. Başbakan'a 'Uygurlar'a soykırım yapılıyor' dediği için minnettarız. (...) Çin'deki bir çocuk politikası nedeniyle, bugün Çinli ereklerin sayısının kadınların sayısından 50 milyondan daha fazla. Çünkü Çinliler kız çocuklarını istemedikleri için kız çocuklarını bebekken ya da doğmadan öldürüyorlar, ille de erkek çocukları olsun istiyorlar. (...) Çin hükümeti, Doğu Türkistan'dan 2004'ten bugüne kadar 16-25 yaşı arasında, hiç evlenmemiş 900 bin Uygur kızını Çin bölgelerine götürdü ve buradaki Çinli erkeklerle evlendirdi. Fabrikalarda çalıştırmak ve ailelerine katkıda bulunmak için götürdüğünü söylüyor Çin ama bu kızlar oraya gittikten sonra evlendiriliyor. Eğer Uygur aileleri kızlarını vermek istemezse bu sefer de altından kalkamayacağı yüklü miktarda para cezası veriyor. Parayı veremeyeceği için de doğal olarak hapse atılıyor. (...)" (Mehmet Nedim ASLAN; Vakit, 17.07.2009)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Erdoğan: Pısıp geri adım ... - Sayı 78
Artık tasada ve kıvançta ... - Sayı 78
?nl? yazarlardan ?stad yo... - Sayı 67
M. Kemal'in gizlenen vasi... - Sayı 64
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15720674
 Bugün : 3805
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656527
 Bugün : 440
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim