KENDY KUYUSUNU KAZANLAR Hüseyin Kete Sayı:
63 - Ocak / Mart 2009
Resmî tarih ile çelişen bilgilerin belgeleri son zamanlarda demokrasi ve özgürlüğün sınırlarını genişletmek adına yapılan açılımlarla bir bir ortaya çıktıkça, insanın insanlığından utanası geliyor.
Rejimin kendilerine sunduğu bir takım özel imkân ve fırsatlardan faydalananların yürekleri ve zihinleri sistemden beslenenlerin; lâikliği, çağdaşlık ve devrimleri kalkan yaparak nemalananların, tek tip insan yetiştirme anlayışına sahip olanların tükendiği gün bugündür. Son çırpınış beyhude ve bütün gayretler boşunadır: Sistem tıkanmıştır!
Toplumun dayandığı din, ahlâk ve kültür değerleri ile çatışan bir sistem, adı ne olursa olsun ilelebet payidar olamaz. Son derece karmaşık gözüken problemlerin içerisinde çözüm için önemli noktaları yakalamamız ve bunlardan elde edilen bilgiler ışığında sonuca ulaşmamız mümkündür. Ancak, kendi fikir ve düşüncesinin dışındakilere hayat hakkı tanımayan, ideolojik ön yargılardan kurtulamayan hasta beyinlere, psikolojik tedaviye muhtaç oldukları nasıl ve kim tarafından anlatılabilecektir.
Din karşıtı bir hayatı överek inançlı kesimi rencide edenler, çeşitli oyun ve kurgularla toplumun kendi iradesi ile tercih yapmasına fırsat vermeyenler, dini hayatı mutlak surette vesayet altına alıp, kendilerine göre sınır çizmeyi arzu edenler ve kuruşluk dünya menfeati uğruna binlerce takla atanlar karşı çıktıkları dinden başka hiçbir iksirde psikolojilerini düzeltecek tedaviyi bulamayacaklardır. Resmi ideolojiyi din yerine sunanlara bu toplum yüz vermemiştir. Savunucularına kucak açmamıştır. Lâiklik dinin alternatifi yapılmak istenmiş, bu da tutmamıştır. Ecdadını hainlikle suçlayıp, sövdürme politikaları da pirim yapmamıştır.
Bugün ezber bozucu, zihin ve demokrasi açılımlarından söz edilirken, cumhuriyetin ilk dönemlerindeki ağır ve bunaltıcı şartları geri getirmenin hayalini yaşayan fosil beyinliler aynı mevzuatla bugün gelişen ve değişen toplumu idare edebilecekler mi?
Meclis kürsülerinden demokratik açılımlara karşı çıkanlar Dersim’e atıf yaparak aynı uygulamaların tekrarı için model olarak özlem duyanlar, bugün aynı zulmü, haksızlığı, hata ve yanlışları yapabilirler mi? Buna güçleri yeter mi?
18 sene baskı, dayatma ve şiddetle ezanı Türkçe okutan zihniyet, bugün ezanı tekrar cebirle baskı ile yeniden değiştirip Türkçe okutabilir mi? Bunu yapmaya güçleri yeter mi?
Bugün Dersim de ve Anadolu’nun çeşitli illerinde yapılan yanlış ve hatalı uygulamaları tekrarlayabilme gücünde kudretinde kimse yoktur. Olamaz da... Kimsenin buna cesareti yermez.
Kendisi gibi düşünmeyen inanmayanları düşman ve öteki gören zihniyet çökmüştür. O günler geride kalmıştır. Tarih bu zulümleri yapanlardan bir gün hesap soracaktır.
Binlerce yıllık ekonomik, siyasî, sosyal, kültür ve inancından damıtılarak ortaya konan kendi öz değerleriyle çatışan sistem ve ideolojilere iyi gözle bakılmamış insanlara tarafından sindirilmemiş sonunda ise hak ile yeksan olup gitmişlerdir.
|