POLİTİKA NEDİR ve NE DEĞİLDİR? Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
64 - Nisan / Haziran 2010
Bence politika, ona sırf kendi cephesinden bakılınca şudur:
Fertten cemiyete, cemiyetten devlete kadar, tek ve toplu nefslerin kendi aralarında, kendilerini müdafaa ve zıt nefsleri körletme dâvasının ilimle karışık san'atı...
Fakat bu kadar, politikaya müstakil ve metbu (tâbi olunan) bir vücut tanımamız için yetmez. Onun, kendi vücudiyle beraber tekâmül edebilmesi için, mutlaka daha üstün ve gerçek metbu bir vücuda ihtiyaç vardır. İş bu vücudu bulabilmekte ve politika hünerini kaba menfaat oyunu olmaktan çıkarmakta...
İşin içine kaba menfaat, sadece menfaat için menfaat girince, miskin hile de peşinden girer. Onun içindir ki, politika, mefkûresiz dünyalarda basit hilekârların zanaatı bilinir; ve bu yüzden tilki soyuna benzer bir insan zümresinin inhisarı altındadır. Arslanlar bu makama tenezzül etmez. Eğer politika, kabını çatlatan ve etrafa yayılan bir gaz gibi, bütün bir imân sisteminin tahayyüz hassası adına iç görücü bir meleke olursa arslan işi olur. Halbuki âdi ve umumî mânasiyle meslekleşmiş politika ve politikacının bütün gayesi, güneşin doğuşu ve batışı arasındaki kısa zaman parçasını istismara çalışmaktan öteye geçmez.
Meslekî politika ve politikacıda “yarın korkusu” yoktur. Ebediyet kapısına bağlı cemiyet nizamlarının fâtihleri, asırları avlamak için kan ve hıçkırık içinde can çekişirken, meslekî politikacı, fâni saatleri ve günleri tasmasına takmış, zevk ve kahkaha içinde can besler. İşte (gündelik politika) tâbirinin, kolay, âdi, iğrenç fakat şâmil meslek sırrını bu noktada aramalı... Onun içindir ki, içtimaî tefekkür sistemi eğer bir otomobilse, onun mahrum mühendisi, büyük tefekkür adamı; mâlik şoförü ise politikacıdır.
Vâkıa, kurnazlık zekâ olmadığı gibi, politika da tefekkür değildir; o ayrı...
Hele günün dünya politikası, bütün beşerî itikat ve emniyet dayanaklarını çökertecek ve bütün bir içtimaî cinnet belirtecek kadar hile dehâsında yükselmiştir. Yeni zaman dünya politikasına göre, artık hiçbir el sıkılamaz, hiçbir taahhüde güvenilemez, hiçbir hesaba bel bağlanamaz.
Böylece politika, körü körüne emrinde çalışacağı intanî kutup yerine, şeytanî bir merkezden istiklâl diploması aldı alalı, yani kendi başına meslekleşti meslekleşeli, “En büyük hile, hileyi terk etmektir!” hikmetinden gafil, günü birlik hayatın köşe kapmaca cümbüşünden ibaret, hazin ve ebedî bir kayıp olmuştur.
(Tanrı Kulundan Dinlediklerim, 2. Baskı, 1984)
|