Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4883 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?ayda Dem
Ali Hasan Güner

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2005

Asteğmen olarak göreve başladığımız ilk günlerde, birlik komutanımız olan albayın; defalarca, gülümseyerek ve büyük bir samimiyetle söylediği bir sözü askerliğini yapan herkes en azından bir kere muhakkak duymuştur: "Çayda dem, askerlikte kıdem…" Biz, özellikle birliğe ilk katıldığımız oryantasyon eğitimimiz sırasında bu sözü o kadar çok duyduk ki, açıkçası ben bu sözün askerlik mesleğinde güzel bir şaka olduğunu düşünmeye başlamıştım. Katıldığımız her toplantıda "Asteğmenler, ona dikkat edeceksiniz, şunu şöyle yapacaksınız, buna kesinlikle taviz vermeyeceksiniz ve (tabii bir gülümsemeyle) unutmayın çayda dem, askerlikte kıdem"… Bu tekerlemenin ne kadar ciddi olduğunu göreve başladıktan birkaç gün sonra hemen anladım.

Askeriyede hakikaten kelimelerle anlatılamayacak kadar keskin bir hiyararşik disiplin var. Bırakın üst rütbelerin alt rütbelere hakim olmasını, aynı rütbedeki subaylar bile birbirlerine karşı kıdemlerine, yani o rütbede kaç yıldır bulunduklarına bakılarak komuta etmeye hak kazanıyorlar. İki rütbenin kıdemi aynı mı, o halde de kuvvetine, ardından sınıfına bakarak komutanı belirleyeceksiniz ve ona göre tertip alacaksınız. Eyvah, iki eş rütbeli ve kıdemli subayın kuvvet ve sınıfları da mı aynı, telaşlanmayın canım, sicil numaralarına bakın, birisi harp okulunda daha başarılı olmuştur ve mezuniyet derecesi yüksek olarak diğerinin önüne geçmiştir. İşte bir aradalarken söylediklerini emir telakki edeceğiniz subay… Askerlerin kendi aralarında tertipçilik yaptıklarından yakınanların, komutanlardaki bu hiyerarşik disiplini görüp, onlara yaraşır bir disiplin gösterdikleri için, askerleri gözlerinden öpmeleri gerekir.

Benim asıl duyduğum zaman gülümsememe sebep olan mesele ise daha da başka. Meğer bu komutanların eşleri de birbirlerine karşı komutanların rütbelerine göre hiyerarşi oluştururlarmış. Misal olarak söylüyorum, küçük bir birlik komutanı olan herhangi bir albayın eşi de, o birlikteki bütün subay ve astsubay eşlerinin lideri oluyor. Yani o birlikte yer alan eşlerin altın sıralarını ve çay partilerini o albayın eşi, hanımefendi, organize ediyor… En azından onay veriyor. Bunu öğrendikten sonra bir astsubay arkadaşımın anlattığı şu hadiseye daha fazla gülmüştüm. Arkadaşım bu olayı farklı kişilerden defalarca duyduğunu söyleyip, doğru olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek anlattı:

Emekli bir albay vefat etmiş. Askeri tören eşliğinde cenazesi kaldırılacak. Cenaze namazı için saf tutulduğunda müezzin efendi sesleniyor "Er kişi niyetine cenaze namazı". Bu çağrıyı işiten cami avlusundaki müteveffa albayın eşi hanımefendi, hemen itirazda bulunuyor "Eşim er değil, albaydı" diye. Müezzin de bozuntuya vermeden düzeltmeyi yapıyor "Albay kişi niyetine cenaze namazı"… "Buyurun cenaze namazına" diyecek değildi elbette. O anki üzüntüsüyle, er kişi niyetine kılınacak cenaze namazından sonra, dostlar arasında albay karısı olarak değil, er karısı olarak anılacağını ve ona göre hürmet göreceğini düşünmüş olabilir belki. Müezzin de üzüntüsünü bir kat daha arttırmamak için isteğini kırmamış olmalı.

Arkadaşım bunu anlatınca benim de aklıma bir espri geldi. Avrupa Birliğine katılmak için müzakerelere başladığımız şu günlerde, Avrupalılara, her konuda olduğu gibi muhakkak ülkemizdeki katı askeri hiyerarşik disiplin de ters gelecek. Ve bir şekilde bunun yumuşatılması istenecek. Temelleri yüzelli yıl öncesine dayanan Avrupa'yla entegrasyon hedefine ulaşmak için komutanlarımız da, belki tutumlarından tavizler vermeye başlayacak. Mesela şöyle bir sahne Avrupa Birliğinin genişlemeden sorumlu komiseri için ne kadar manidar olurdu değil mi: Komutanının her söylediğine büyük bir disiplin içinde "Emredersiniz komutanım" diyen askeri (Sizin de anlayacağınız gibi, burada askerden kasıt, rütbe ve kıdemce o komutanının astı olan her hangi bir subay, astsubay veya erdir) komutan, Avrupa Birliği hedefini de göze alarak, şöyle uyarır: "Ben emretmem evladım, rica ederim!.."

Bize sürekli "Çayda dem…" tekerlemesini söyleyen komutanımız yakında emekliye ayrıla- cak. Veda yemeğinin ardından gelecek çayların demini yemeğe katılan subayların rütbelerine göre ayarlayarak masaya getirseler, komutanımız için ne güzel bir anı olur kim bilir? En demli çay ona, ardından biraz açığı yarbaylara, biraz daha açığı binbaşılara ve bu şekilde devam ederek en açığı da biz asteğmenlere… Bu durumda astsubaylara sıcak şerbet, er ve erbaşlara da birer bardak soğuk su düşer; ama olsun, askeri hiyerarşi içinde paylarına düşene razı olacaklardır emin olun…

Bu kadar demden ve kıdemden bahsettikten sonra çayı demli içtiğimi bilen dostlarım merak etmişlerdir. Açık çay içen komutanımın yanınday- ken ben yeşil çay içiyorum, ama tasalanmayın erlerin yanında en koyu çay hala bana geliyor.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Tuz koktu... - Sayı 79
Bari, Köroğlu'nu Dinleyin... - Sayı 73
Ters K??e... - Sayı 47
Bir baky?ta ku? gribi... - Sayı 47
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15277503
 Bugün : 7590
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647480
 Bugün : 917
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim