Gözlerin Nihat Kaçoğlu Sayı:
65 - Temmuz / Eylül 2010
Bakışların bakışıma değince
Aşkın şimşeğini çakar gözlerin.
Teveccüh eyleyip gülümseyince
Beni can evimden yakar gözlerin.
Kara mı, kahve mi, rengi bir başka.
Şefkâti bir başka, sengi bir başka.
Dil-i biçâreyi salınca aşka
Bir nehir misâli akar gözlerin.
Eder yüreğime cevr ü cefâyı;
Zavallı tâlihim görmez vefâyı.
Bazen de ruhuma verir sefâyı;
Bana mütebessim bakar gözlerin.
Elem-i ömrüme arkadaş olur;
Gönlüm gözlerinde teselli bulur.
Sitem ettiğinde içim burkulur;
Boynumu zamansız büker gözlerin.
Cevrinin şûlesi kaplar semâyı.
Cemâlin andırır melek-simâyı.
Hala çözemedim bu muammâyı,
Zehir mi şerbet mi şeker gözlerin?
Ne Venüs, ne Leylâ; yoktur emsâli.
Hayâl-i şâm eder bana visâli.
Temennilerimi yaprak misâli
Ömür ağacından döker gözlerin.
Peri mi, melek mi, nedir esrârı?
Hazânda gönlüme eker bahârı.
Perişân gönlümü deler nazârı,
Kalbimi bedenden söker gözlerin.
Nihâd'ı yandırır aşkın nârına,
Bende-i şâh eder intizârına.
Benzer yücelerde dağın karına,
Ruhuma apansız çöker gözlerin.
|