Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2912 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

ÇÖKEN YAPILAR –Zümrüt Sitesi KONYA-
Ali DERVİŞAĞALAR

  Sayı: 44 - Nisan / Haziran 2004

SON DAKİKA (Kardelen matbaaya verildiği sırada Konya’dan gelen 11 katlı apartmanın çökmesi ile ilgili yazıyı ehemmiyeti sebebiyle matbaadan alıp, ancak bu sayfayı değiştirerek, takdim ediyoruz.)

Kurban bayramının ikinci günü, Konya’nın merkezinde, yapımı 1997 yılında tamamlanarak içine oturulan ancak, 2000 yılında iskân izni alınabilen 11 katlı lüks bina bir anda çöküverdi. Canlı bulunması umutları biterken 11 metre yüksekliğindeki un ufak olmuş enkazın altında yüze yakın ceset olduğu tahmin ediliyor. Konya böyle bir felâketi ilk defa yaşadı.

Saat 20.15, ısı sıfırın altında, ışık yetersiz, etrafı kaplayan kalın toz-topak tabakası, çaresize yıkıntının üzerine çıkan insanların ellerine ne geçerse aşağıya atmaları, cadde üzerinde kilitlenen trafik, oyuncaklar, halılar, kilimler, özel eşyalar, bu halde bile hırsızlık yapmaya çalışanlar, şok halindekiler, bağıranlar, ağlayanlar… Kimse ne yapacağını bilmiyordu.

Ancak önceden bilinen çok şey vardı. 1997 yılında yapımı tamamlanarak yerleştirilmeye başlanan siteye, Bayındırlık Müdürlüğü’nün oturulmaz raporuna rağmen 2000 yılında iskân müsaadesinin verilmesi, binanın bazı yerlerinde çatlakların olması, yakın zamana kadar binanın içinde bir toz bulutuyla birlikte tarif edilemeyen bir kokunun bulunması ve kapıcının tek tek daireleri dolaşarak sorması (ki bu durumun binada hareketin başladığının belirtisi olduğu söyleniyor), felâket günü binada olan sarsıntılar ve deprem oluyor sanılması, yüz binlerce Frenk parasın satılan-alınan daireleri yapanların daha önce yaptıkları sitenin durumu gibi birçok belirti var.

Belirtilere rağmen yapılanlar ne? Verilen iskân müsaadesi; dairelerin değeri düşer diye çocukların göz ardı edilmesi; kapıcının şüphelerinin kayda değer görülmeyerek önemsenmemesi; binada olan sallantıların deprem sanılması, belki de en önemlilerinden biri olan, daha önce yapılan ve takviyelerle ayakta duran diğer bina… Neticede, belirtilere karşı müthiş bir kayıtsızlık ve üzerlerini örtme durumları var. Ama maalesef sonunda bina üzerimizi örttü. Yaşananları anlatmak çok zor.

Zümrüt Apartmanı, hal-i pür melâlimizin müşahhas bir gerçeği. Bu acı gerçek, üzerimize yıkılan birçok yapının verdiği acıları canlandırıyor. Bu millet neler gördü ama insanlarımız yıkılacak yapılara payanda olmaya devam ettiği sürece korkarız ki altında kalacak.

Her şey gözler önünde olduğu halde, ilgili birçoğumuzun birçok gerçeği bildiği halde yanlışlara sessiz kalıyoruz. Adeta tiyatro oynuyoruz, rol yapıyoruz ve oyun sonunda ortaya bir suçlu çıkarıp kurtulmak istiyoruz. Bizim suçlarımı da yüklenerek vicdanımızı rahatlatacak bir suçlu.

Kötüler ve kötülüklerden oluşan bir yapıyı, ancak iyiler ve iyilikler ayakta tutabilir. Kötüler bu yüzden iyilere muhtaçtırlar ama iyiler onlara değil. Asıl mesele de iyilerde sanki. Yoksa bu iyiler!?..

Yapılan iyileştirmeler ile iyileşmeyecek yapıların yıkılması gerekir. Buna engel olanları içinde iyilerin önemli bir yeri var!..

“Prensibim değil kimsenin işine karışmam”

“Burada bir şey yok”

“Gemisini yürüten kaptan” gibi sözlerden sonra, “Orada kimse var mı!..” sesleri bir kez daha duyuldu Konya’da.

SÖYLENECEK NE KALDI Kİ!..


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
ÇÖKEN YAPILAR –Zümr... - Sayı 44
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592459
 Bugün : 3000
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630999
 Bugün : 646
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim