Sorunlu Muhalifler Mustafa Kınıkoğlu Sayı:
47 - Ocak / Mart 2005
Ülkemizin en çok dinlenilen radyo programcılarından biri... Ben de arada dinliyorum. Radyolardaki en muhalif ses diyebiliriz.
Ben muhalif sesleri gruplara ayırıyorum. Bir grup, Serdar Turgut’un dediği gibi, sadece sorun üreten ama çözüm üretmeyenler. Aynı gruptakiler trenlerde dağıtılan keklerin Ülker markalı olmasına tahammül edemezler. Aynı zamanda bir hastanenin kullanılmayan bir bölümünün mescit olarak düzenlenmesine de şiddetle karşıdırlar. Bu grupla ilgili kişi ismi vermiyorum. Emin olun, hemen aklınıza gelecektir.
Diğer grup ise esaslı, tutarlı muhalifler. İşini hakkı ile yapan, dinleyince veya okuyunca “doğru söylüyor” dedirtenler. Yeri geldiği zaman hakkını veren, yeri geldiğinde ise kimsenin gözünün yaşına bakmadan, mevkiyi parayı bir kalemde silip atan, kimseye minnet duymayan aydınlar. Bu gibi isimlere rahatlıkla örnek verebilirim. İlk aklıma gelen Nihat Genç.
Radyo programcımız, ne yazık ki ilk gruba yakındı. Ama geçenlerde dinlediğim programından sonra kesinlikle bu gruba dahildir dedirtti bana.
Konu, Kurtlar Vadisi Irak filminin ilk galası.
Programcımız diyor ki özetle; 10 milyon dolar para harcıyorsun, ama galadaki kokteylde içki ikram etmiyorsun. Ayrıca filmin içinde de, şıhlar, tarikatlar ve bunların verdikleri mesajlar var. Filmi izlerseniz, galasında içki ikram etmediklerini göz önüne alarak izleyin, mesajları daha iyi anlayacaksınız.
Şimdi kendimi onun yerine koymaya çalışıyorum, ama gene de işin içinden çıkamıyorum. Neden bir filmin galasında içki ikram edilmemesi birisini rahatsız eder. Acaba arkadaşımız şu ana kadar yapılan tüm galaları takip etmiş midir? Aralarında içki ikram edilmeyenler varsa, onları da eleştirmiş midir?
Filmin çok ilgi göreceği muhakkak, acaba bu kadar ilgi görecek bir film olmasaydı yine de rahatsız olur muydu? Bu arkadaş, kendisini düğününe davet eden bir arkadaşını, düğünün içkisiz olması dolayısı ile eleştirir miydi? Arkadaşa denilebilir ki;”Gala benim galam, film benim filmim, ne ikram edeceğime ben karar veririm, misafir umduğunu değil bulduğunu yer.”
Anlaşılıyor ki, Kurtlar Vadisi Irak, dindar insanların hoşuna gidecek mesajlar içeriyor. Bağımsız bir yapım olduğundan dolayı buna kimse bir şey diyemez. Belki de sorun bu tür mesajlar içeren bir filmin bu kadar ses getirmesi, bu kadar başarılı olmasıdır.
Birinci gruptaki muhalifler, işte bu tür başarılara tahammül edemezler. Onlara başörtüyü sorsan, köyde annelerimizin tarlada çalışırken tozdan korunmak için taktıkları bir aksesuardır. O yüzden okumuş veya okumak isteyenlerin takmak isteme- sinin altında muhakkak başka bir şey vardır. Onlara göre müslümanlık köyde camiye devam eden birkaç yaşlı amcadan ibarettir. Sadece onlara hoş- görü ile yaklaşırlar. Ama aklı başında, okumuş ilim irfan sahiplerinin üniversitelerde okurken mescit istemeye hakkı yoktur.
Bu kişilerin dediklerine sorgulamadan hak verenler olsa da, mantıksız yorumları dikkate almayan hatta bunlara tepkilerini dile getirenlerin sayısındaki artış sevindirici. Toplum ne kadar bilinçli olursa bu tür gevezelikler de o kadar sivrisinek vızıltısına döner.
|