Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1911 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

"O"
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 99 -

Şüphesiz ki, Efendimiz varlık âleminin “Ekmel’i”. En çok kemâle ermiş demek bile yakışıksız, sanki ikinci bir kişi ile karşılaştırma yapılabilirmiş gibi... Yegâne kemâl sahibi… Böyle olmasaydı bizler için “güzel bir örnek - üsvetu’n hasene” olur muydu? Bir kişinin herkese örnek olması için örnek olunacak her konuda en önde olması gerekir.

Efendimiz’in özelliklerinden biri de beliğ olmasıydı. Az sözle çok şeyler anlatan biriydi Efendimiz. Az sözle çok şey anlatmak şairane bir üslubu akla getiriyor. Bu yüzden, belki iyi şairler için Efendimiz’in “beliğ” sıfatının varisleri diyebiliriz. Meselâ Ziya Paşa’nın şu beyti Âlemlerin Rabbi olan Allah’ı düşünürken ilk aklımıza gelmesi gerekenleri çok güzel ifade ediyor:

İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez

Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez

İnsanoğlu sınırlı bir varlık. Sınırlı ama “Evvel, Âhir, Bâtın, Zâhir” olan “Sınırsız’ın (cc)” “ruhumdan ruh üfledim” dediği, kendisine halife seçtiği bir varlık... Sınırsız olan (cc), sınırlı olana kendisini anlatırken, doğal olarak, sınırlı olanın dünyasındaki sıfatları kullanıyor. Böylece öğretmenin ve öğrenmenin temel kurallarından biri de bize öğretilmiş oluyor.

Kulları Allah’ı Kur’an-ı Kerim’de veya hadis-i şeriflerde geçen isimleri ile tanıyor, bilmeye çalışıyor. Ancak şu unutulmamalı ki, bir varlığın ismi kendisi değildir. İsim o varlığı işaret eder. Mutlak sınırsız ve mutlak güç, irade sahibi olan bir varlığı (sanki O’ndan başka bir şey var da) sınırlı bir varlığın isimlendirmesi ile sınırlamak mümkün mü? Ama, bu terazinin sıkleti çekmesi için değil, biraz olsun anlaması için bu sıfatların bilinmesi gerekiyor.

Allah’ı sıfatları ile biliriz. O Rezzak’tır, tüm canlılara rızıklarını verir. O Semi’dir, Basar’dır. Her şeyi duyar, görür. O Rahmandır, Rahimdir. Ve O Allah’tır yani “tanrıdır”.

Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın Hz. Âdem’e “isimleri öğrettim” âyetinin zahirî anlamı ona eşyayı (eşya şey kelimesinin çoğuludur) öğretmesi olarak tefsir edildiği gibi bâtınî olarak “ona Allah’ın isimlerini verdi” demek olarak da tefsir edilir. Bu yüzden her insanda Allah’ın isimlerinden kendi miktarınca vardır. Bir tanesi hariç: “Allah”. Allah da “O’nun” isimlerinden biridir. Bu isim Allah’ın ilâhlık, tanrılık sıfatını anlatır. Ve insanlarda olmayan tek isim Allah ismidir, Allah ilâhlığı hariç diğer tüm isimlerinden insanlara değişik miktarlarda vermiştir.

Evine ekmek götüren bir kişi evdekiler için Rezzak olur, çocuklarını kayıran bir kişi onlara Kayyum olur, bir anne Rahman sıfatının tezahürü ile yavrularına şefkatli olur, merhametli olur.

İnsanın sınırlı aklı ile O’nun Zât’ını anlaması mümkün değil. Bu yüzden Allah insana insandan tezahür etmiş. Peygamberlik diye bir kurumun olması bunun en büyük göstergesi. Yine Esmaü’l Hüsnâ’da yer alan veya almayan diğer sıfatlarını da kulları üzerine insan aracılığı ile gösteriyor. İşte çalışıyorsunuz maaşınızı yani rızkınızı patron veriyor, zahirde rızık veren patron ama mutlak Rezzak olan sadece O. Anne çocuklarına merhamet ediyor, yemiyor yediriyor, Allah’ın Rahman ismi çocuklar üzerinde anne vesilesi ile tezahür ediyor ama mutlak Rahman olan sadece “O”...

Allah’ın kulları üzerinde tezahürü ile ilgili farklı boyutlar var. “Ne yöne dönersen dön O’nun vechi oradadır” âyeti bir boyutu... Üzerinde söz söylemeye haddimiz olmadığını söylemek bile hadsizlik olacak şu satırlarda ise bambaşka bir boyut var:

Muhammed'dir Cemâl-i Hakk'a mir'ât

Muhammed'den göründü kendi bi'z-zât

O’na mekân izafe etmek zahiri olarak sınırlama içerdiği için mümkün değil. Ama duada ellerimizi semaya kaldırıyoruz. Bu mekân izafe etmek değil çünkü mekân ve makam ayrı şeyler. Biz orada bir makama dönüyoruz. Göğe doğru dönüş bir yüceliği işaret ediyor. Hep dediğimiz gibi, sınırlı dünyamızdaki semboller, isimler, sıfatlar ve kavramlarla sınırsız olanla ilişki kuruyoruz.

Dua ederken bu sınırsızlığın farkına varsak bu kadar rahat dua edebilir miydik? Dualarımızı düşünün, Allah’ım şunu nasip et, bunu ver, şu olsun, bu olmasın… Bu dil kasıt içermese de biraz hadsizlik içermiyor mu? En azından veriver, ediver denmesi biraz daha edebe uygun.

Mesnevî-i Manevi’de, Allah’ın azameti ile ilgili güzel bir bölüm var, bu bölümde namazın hareketlerinin çıkış noktası anlatılıyor. Kul Allah’ın karşısına çıkıyor, bu hal kıyam haline işaret... Allah’ın azameti ve gelen sorular karşısında önce dik duramaz hale geliyor ve ellerini dizlerine yaslayıp destek arıyor, bu hal rükû haline işaret, sonra bu destek de yetmiyor, kul ayakta duramaz hale geliyor ve yere kapanıyor, bu da secde haline işaret... Sınırsız (cc) karşısında kula belki de en lâyık hal secde değil de nedir?

Sınırsız bir varlık ve sınırlı bir varlık (!) arasında, sınırlının dünyasındaki aşk, muhabbet gibi kavramların varolmasının mümkün olmadığını söylüyor büyüklerimiz. Çünkü bu tür ilişkiler aynı cins varlıklar arasında olabilir. Ve ekliyorlar, bu yüzden Allah’la olan ilişkimizde gelmek istediğimiz her durum için karşımıza Sınırsız olanın bize tezahür için Resûl tayin ettiği Efendimiz’i koymalıyız. Şunu demek istiyorlar, Allah’ı sevmek mi istiyorsun, Resûlünü seveceksin. Allah’ı üzmemek mi istiyorsun, O’na yakın mı olmak istiyorsun, Resûlünü üzmeyecek davranışlarda bulunmaya çalışacaksın, Resûlüne yakın olacaksın. Nisa suresi 80. âyeti bu durumu formüle ediyor: “Kim Resûle itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur”. Büyükler yine diyorlar ki, bu âyetteki itaat kelimesinin yerine istediğiniz kelimeyi koyun, formül doğrudur. “Kim Resûlü severse, Allah’ı sevmiş olur”, “Kim Resül’ü üzerse Allah’ı üzmüş olur” gibi…

İnsan... İplikte büklüm, suda bir anlık suret...

ALLAH... Olmanın O'na mahsus olduğu kudret... (nfk)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Emanet gazete isteyen, “bakabilir miyim?” diyor; “okuyabilir miyim” değil… Demek okunması gereken gazeteler, bakılır duruma düşmüş; yani albüm olmuş… Hem de (görmeyen gözlere yazıklar olsun) “fuhş albümü”…
Ortada bir basın olmadığına göre, neyin krizinden söz ediyorlar?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190703
 Bugün : 1745
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642408
 Bugün : 136
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim