Sen yokken Ramazan Ateş Sayı:
77 - Temmuz / Eylül 2013
Sen yokken
Şarkın garbına ağlardım
Ütopyaların gizli ayrıntılarında saklıydın
Çilekeş yalnızlıklarım, cefaydı omuzlarıma
Dönüp kendi kendime ağlardım
Sen yokken
Susmuştu yıldızlar
Sönük sönük bakardı gözlerime
Züleyhalar adını bilmezdi
Mahkûmdu, Yusuflar
Karanlıkta, aydınlığa kör bakanlar
Dirilerinden utanır,
Ala boyanır, uzun saçlar…
Sen yokken
Kör süzgeçlerden kısık sesler yükselir
Anılmazlıklar kıyı köşelerde, izbelerde
Damlalar kururdu çöllerde
Bad-ı saba esmez oldu seherde
Sen yokken
Yağmur yüklü bulutların
Mercan kayalıklarında saklı saltanatı
Uğramaz yara, ağyara
Ekin başlarında saklı
Sen yokken
Cılız gibi görünen yeşilciklerin
Baharı zorlayan nadanları
Sükûtun feryadı, çığlık çığlık
Dehlizlerde kıvılcım, ziya arardık
Sen yokken
Gurubunu gördük güneşin
Soğuk yüzleri gerçeklerin
Bin bir inkisar
Kirlenmiş yapraklar
Ferini kıran ümitlerin
Pençesini hissettik bir zaman
Sen yokken
Kenan beklerdi, Yakup misal
Pusulayı karıştırmış ruhsuz oyuncaklar
Kalbi, beyni mideye yedirmeye niyetli
Enaniyet asrında eneler çifteli
Allanıp, pullanarak biraz da yaltaklanarak
Döndürdüler bir zaman
Sen yokken
Dön içine göm kafanı gönlüne, nafile
Kurtlanmış ağaç…
Dayanmış ilahi mesnede
Mazinin enkazı, meşrep ihtilafı
Murdar, iliğimde
Sana hasret, sana müştak
Bir sen var dileğimde.
|