Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3792 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Tanım: Her Şey Dansa Dahil Her Şey Dansa Dair
Mehmet Hasret

  Sayı: 79 - Ocak / Mart 2014

Çok alıştık; bir şeyi cephelerle, kıyaslarla, sıfatlarla görmeye, onu illa kelimeye dökmeye; çok alıştık tanımlar içinde, tanımlamalar üzerinden tanımama, tanınmama usulleri geliştirmeye…

Üst kimlikler-alt kimlikler; belki sosyoloji tarzı kategorik gözlerin yaptığı söz ihanetleri bunlar; olanı bıçaklamak gibi; felsefe bile, Kant’ın ağzından “olduğu gibi olan şey”, “kendinde olan şey” diye içrek evrenler söylemiş; kelimenin bileştirmediğini bir üst telkinle yapmaya çalışmış; bu paragraflarda değil o telkin, olsa olsa, her şeyden öte “burada olmayan” diye “öz”lenen şeyde…

Bu başına buyruk tanımların, hallerin, düzenlerin; hepsinin üzerini çiziyorum…

Hiç sebebi yokken bir filmden kesitler, bazı olaylar anlatacağım; bir “Uzak-doğu” hikâyesi, çünkü bir film ister kötü, ister iyi olsun bir şey anlatırken en rahatı ondaki anlamları bir kurguyla başka bir anlama dönüştürmektir, körlemesine kendi bulacaklarındansa, sohbet içinde işlenmiş bir cevher olarak buldukların daha iyi, bu aynı zamanda bir örnekleme de sağlar sana…

Dans etmeyi çok seven, ama bulunduğu toplum gereği sanat ve müzikle, bu tür performansla uğraşanlar, eğer kadınlarsa; bir nevi cariye olmak zorundalar; bulundukları toplumda keskin çizgilerle sınıf ayrımı var çünkü, toplum tabakaları, soylular, bürokratlar, halk tabakaları gibi… Soylular da bu tür sanatlarla ilgileniyor, ama bunların hepsi erkek ve devlet adına üst düzey danışmanlar… Benim anlatacağım kısım, filmin sonuna doğru bir kesit…

Filmin başrolündeki kız, ona verilen görev icabı; yani dansçıların amiri olabilmek için, bir yarışmaya katılmak zorunda… Yarışmanın ondan mesele edinmesini istediği şey,  “en iyi dans nasıl olur”, sorusuna cevap bulması; bu sebeple kendi dansını icat etmesi şart, ancak öyle sahne alabilecek ve yönetici olabilecek… O da bunun üzerine içinden geçiriyor; “eğer bir dans icat edeceksem, bu tabaka gözetmeden herkesi etkilemeli, sadece soyluları değil” ve sonuçta halka açık pazara gitmeye karar veriyor, pazarın ortasına büyük bir hasır seriyor ve başlıyor dans etmeye, içinde tanıma dayalı bir tasarı olmadan, bütün halkın ağzı açık, herkes hayranlıkla seyrediyorlar onu…

Derken bir bilge geliyor; şöyle bir bakıyor sahneye ve kızdığını belli ediyor, sonra kıza sözlerini duyuruyor “ülkenin en iyi dans eden sanatçısı buradaymış diye geldik, ama gelin görün ki  burada olan kişi, sadece, ülkenin en iyi cariyesiymiş” bu sözler anında çarpıyor kızı ve kız, bu hakaret yüzünden dans etmeyi kesmek zorunda kalıyor, bilgenin peşinden yola, ona yetişebildiği her yerde, “söyledikleriyle o, ne demek istedi” sorusunu soruyor; bilge cevap vermiyor, peşinden koşturuyor kızı, kız ise hikmeti keşfetmek üzere ısrara devamda…

Bilge ve çevresindekiler, kamelya gibi bir yerde oturuyor; kız ayrılmak zorunda olduğu için gidiyor ve öğrencileriyle baş başa kalıyor bilge… Ve öğrencilerden biri soruyor “efendim dansı, kötü müydü”… Bilgenin cevabı ilginç; “yoo, aksine çok güzeldi, her şeyi doğru yaptı, güzel icra etti dansını”… “Peki yanlışı neydi”… “Yanlış olan, öyle bir sanatçının kalbinin yanlış bir yerde, yanlış şeyler için atmasıydı”…

Daha sonra kız, günlerce pazarda dans etti, makyaj yapmadı, cilve yapmadı, sadece dans etti…

Sonra yarışma günü geldi çattı; rakibi, ondan önce, belli tanımlar içinde gelenekten gelen bazı özgün dansları sentezleyerek bir icra yaptı…

Az sonra, bizim kıza geldi sıra, o elinde bir tanım olmadığı için sadece dans edeceğini söyledi “dans değerlendirme kurulu”na, kuruldakiler köpürdü tabi, geleneğe karşı geldiği için, ama yarışmanın başkanı, jüriye tanım sunmadan dans icrasına izin verdi… O da dans etmeye başladı, ilk başta herkes kızgınlıkla bakıyordu kıza, üstelik kız dansını icra ederken bir müzik de eşlik etmiyordu ona; ama kız, kalbinden ne geçiyorsa onları dans figürlerine dökmeye başladı, seyredenlerin hepsinde bir ritim duygusu olduğu için, ister istemez onlarda da bir kıpırdanma başladı, derken müzisyenler girdi araya, yaptığı dansa uygun müziği hemen orada icra etmeye başladılar müzisyenler, her şey kendiliğinden oldu ve dansın sonunda başta en iddialı rakibi olmak üzere, herkes alkışladı onu…

Sonuçta belki onu, başlarına geçirmediler, ona bir sınıf atlatmadılar; ama ülke içinde istediği şekilde dans etmesi için izin verdiler…

O da çiftçilerle beraber yaşamayı tercih etti, onlarla birlikte tarla sürdü, çapa yaptı, ekinle uğraştı; günlük ihtiyaçları için çalıştı; ama gün içinde çiftçilerde de zaten, eğlence ve dinlenmek için hep beraber dans etme alışkanlığı vardı; nitekim filmin son sahnesinde, filme göre öğle arası gibi, bir boşlukta; tenekelere, tahtalara vurarak bir müzik çıkardılar, toprağın ve güneşin kanat takmış neşesiyle kuş dilinde şarkı söyleyip; dans ettiler, dans ettiler, dans ettiler…

Yani diyeceğim, kalbimizin yerini bulduracak olan tanımlar değil; dans etmek varken, tanım denen kapana ne gerek… Dansı konuşturan “hezarfen gövde”yiz biz; harf ve kelime üzerimizde eriyip gitmiştir bizim…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : mehmet hasret    13.05.2014
Yorum : Görüntü ve hareket aslında bir dil, harfleri renk, şekil, tablo, vücud, hareket olan bir dil; dolayısıyla o dili çözmek, o cümbüşe katılmak hayatın içinde...




Ekleyen : yavuz    20.02.2014
Yorum : Hem sinema, hem de dansı kullanarak bir fikri paylaşmak ve savunmak güzel olmuş.





 
Yaşayan Yemek... - Sayı 114
Yazmakla Görülen…... - Sayı 113
Hayatı Dram Yapan Cevher... - Sayı 112
Bozkırın Ensar ve Muhacir... - Sayı 111
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


*Eskiden Allah için verilen selam, artık “rüşvet deyü” veriliyor.
*İnsanlığın ölçüsü olan selamlaşmak, kaybolalı beri, çevrede insan görmek zorlaştı.
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Ana baş tacı olmalıdır
Analar baş tacımızdır
Hayatın merkezi anneler
Şaşırmadık
En sıcak sözcüktür anne!


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15430815
 Bugün : 4416
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 652362
 Bugün : 400
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 329
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim