Yaşayan Yemek Mehmet Hasret Sayı:
114 -
Çok düşündün, çok dert edindin, keyfiyeti mayalandırdın, bütün kayıp devirleri anlama kavuşturdun; zehirli lâmbaları geçtin, karanlık sokakların kasvetinden geçtin; bir vaha aradın, dikenli tellere takıldın, pes etmedin; başını dik tuttun, her şeye şifalı cevap oldun, boş kursaklara aziz ekmek oldun.
Azı iken, diş oldun, gül iken, hasırdan diken oldun, kül iken, demir oldun; yıldız iken, ülker oldun, nameli yelken oldun; ses tellerin kopmuşken, şarkı oldun, avaz oldun; yönünü kaybetmişken; yanmış içlere meltem oldun; harabe iken, herkesin seçtiği adres oldun; terk edilmiş bir renkken, her şeyi tutan bir resim oldun; dağların kapadığı bir yol iken, herkesin ulaşmaya çalıştığı zirve oldun; ölçü oldun, kıvam oldun, idrak ettin ve sonunda hazine oldun.
Söz ilminin karıncasısın sen; yaz ortasında kartopuydun, kalabalıkla çığ olmadın, çiğleşmedin, yaz ortasında kış serinliği dağıtan, ayva kokulu bir medeniyet oldun, kursağın vardı, ama sen kendini düşünmedin, her kursağa şifadan, yaşayan yemek oldun.
|