Kitap Yavuz Sert Sayı:
81 - Temmuz / Eylül 2014
Kitap, okumak, yeni eğitim, öğretim dönemi açılışı gibi gündemler için yapılacak konuşmaların veya yazılacak yazıların hemen hemen tümünün başında Alâk suresinin ilk âyeterine yer verilir:
“Yaradan Rabbinin adıyla oku…”
Biz de bu sayı konumuz “kitap” olunca, bu âyet ile başladık, ancak niyetimiz farklı...
Şöyle ki, bu âyetin anladığımız mânâda okuma, yazma ile tahsil etme ile bir ilgisi yoktur. Bu nedenle bu konularla irtibatlı şekilde kullanılması yanlıştır. Elbette bu İslâmiyet’in ilme, okumaya, tahsile verdiği önemi düşürmez, ancak özelde Efendimiz’e ilk gelen âyeterin okuma, yazma ile ilgisi yoktur.
Düşünelim, Hz. Cebrail’in Efendimiz’e “Oku” demesi sırasında Efendimiz’in elinde bir suhuf veya kitap mı vardı? Cebrail (as) elinde bir kitapla mı gelmişti? Hayır. Öyleyse Efendimiz’den okumasını istenilen şey neydi? Âlimler, bu soruya kısaca “kâinat” diyerek yanıtlamışlardır. Yani burada Allahu Zülcelal’in Efendimiz’den okumasını istediği şey bir anlamda sistem, sünnetullah ve kâinattır. Efendimiz’in cevabı olarak kitaplarda genellikle “ben okuma bilmem” dediği belirtilir ancak kimi âlimler aslında Efendimiz’in “okuma bilmem” değil “okuyamıyorum” dediğini söylerler. İlk gelen âyette Allah, Efendimiz’e nasıl okuyabileceğini bildirir: “Rabbinin adı ile…” Yani Allah’ın adı olmadan hiçbirşey olmaz.
Kur’ân-ı Kerîm’in bizim anladığımız mânâ ile kitap haline gelmesi yani mushaf olması Efendimiz’den sonradır. Yani âyetler inzal olduğu sırada, ortada bugünkü mânâda bir kitap yoktur. Ancak Kur’ân-ı Kerîm’de kitap kelimesi birçok âyette geçer. Daha mushaf sırasına göre ikinci sure olan Bakara suresinin ikinci âyetinde şöyle der Allahu Teâlâ: “Bu, kendisinde şüphe olmayan bir kitaptır.”
Bu gibi âyetler “kitap” kavramı ile anlatılmak istenenin, aslında iki cilt arasındaki sayfalardan daha başka birşey olduğunu göstermiyor mu? Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bir âyet de var: “Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir.” Burada ise “kitabın”, bizim anladığımız mânâda kullanıldığı açıktır.
Sözün özü, Âlemlerin Rabbi olan Allah, “HAK” yolu göstermek için kitabı aracı yapmıştır. Bu açıkca göstermektedir ki, “kitap” sadece dünyevî ve insanî bir kavram olarak düşünülemez. Kitap, “Rabbanî” bir kavramdır.
Kardelen’in bu sayı konusunu sunarken kullanılan soru ile bitirelim: “İnsan mı kitaptan doğdu, kitap mı insandan”. Bu yazının konusu olan “kitap” söz konusu olduğunda, açıktır ki, “insan, Kitap’tan doğmuştur”. İnsan, “Kitab’a” uyarsa insandır.
|