Gazeller Mehmet Ârif Erişmiş Sayı:
82 - Ekim / Aralık 2014
GAZEL 12 (Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün)
Şol diyâr-ı Rûm içünde şâir-i bâkî misün
Âteş-i dîle bu kevseri sunan sâkî misün
Nev-be-nev zafere erişen şu şeyh gâlib gibi
Bülbül-i şeydâya bâkî olmaya tâlib misün
Kalem-i lisân ola neş’e ayân nedîm gibi
Dehr-i dûn içre ki gâlib gelmeye kadîm misün
Zerre de olsa şu âlem-i ma’nâ nef’î gibi
Ol sihâm-ı bile nedîm et ki sen nâfî misün
Bu tarîk-i ehl-i dîl nef’î desin tâbi’ misün
GAZEL 8 (Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün)
Sana görünen bahâristan bu değilmiş meğer
Gayesi bahâr-ı ömrünü de almakmış meğer
Aç senâyâ oldunuz sanki o da size semîh
Ol garîb-âne günahı yâri sevmekmiş meğer
Sen ciğer-pâreni yek-bâre verib oldun selîb
Amma senânir-cilâs olanda yemekmiş meğer
Nerde eski hâl-i keyfin yıktı seni ol selîs
İmdi bakmazlar niyet hep sana gülmekmiş meğer
Dinle sözlerim ki der 'Ârif bırak sen kal selîm
Bilmesin yalancı sansın seni yalanmış meğer
GAZEL 10 (Fâ'ilâtün, Fâ'ilâtün, Fâ'ilâtün, Fâ'ilün)
Senü görmek maksad-ı teşbih soran dil nerdesün
Haste-dil çün bulamaz senü diye der nerdesün
Leb-i cânân rû-yi hûb ebrû-yi zâl-i zer olan
Razı bu gönül ki ebr u mîg gibi gel nerdesün
Dîde-i giryân ile bâb-ı saâdete gelen
Şu garibe çok degül bir kez haber ver nerdesün
Hûş-nümâ sende o hazineyi bendim ki bulan
Bilirüm gelmez hazîne ser-i divâr nerdesün
'Ârifi hayâl-i âşık-âneye teslim eden
Durma öyle dürr-i berfin işte şitâ nerdesün
GAZEL 14 (Fâ'ilâtün, Fâ'ilâtün, Fâ'ilâtün, Fâ'ilâtün)
Divara baksam da sûretin görünen ey perî yâr
Sivari biner ata ki gubarı sen ey perî yâr
Deşme artık kalbimi hûn kalmadı ciğerde al bak
Seyl olur eşk-i revânım sana yoksun ey perî yâr
Al bu zenciri vefâsız istemem artık ya sen tak
Ya da göster yüzini gönül alışmış ey perî yâr
Soldu yapraklar ki demez oldular zikirle yâ hâk
Fark ider mi acaba bilmem ki gelsen ey perî yâr
'Ârifîye hasl olur cemâli diyü doldu varak
Yazdığı her beyti yek bâr gûşda duysan ey perî yâr
GAZEL (Mefâ’ilün, Mefâ’ilün, Mefâ’ilün, Mefâ’ilün)
Şerâre eyledü bezm-i fukâra dîde sen söyler
Yanar od gibi âh u figânla nice sen söyler
Firâk u derd ile bab-ı safâ’-yı selâmına ki
Yetiştüm hûn-feşân kalb ile anda bile sen söyler
Felekler kim duyar ser-zenişim ahvâl-i perişân
Ki ağlarlar guş-ı ruhumda dembedem ya sen söyler
Nedür mestâne olduğum o dilber-i ra’nâ diyü
Mey-i hun-ı cefâ içen dil-i sûzân da sen söyler
Ya ‘Ârifsen çâre bul bu dâg-ı derûnuma
Ya ‘ömr-i hazîn ü me’yûsum her dem sen söyler
|