Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1515 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kargalar
Esat Çelik

  Sayı: 85 - Temmuz / Eylül 2015

Eli kanlılar silâh sevmez ve delikanlılar tetiği.

Bel kemeri ve kemer ağırlık yapan silâhı.

Kimse sevmez ama kurşun deler zamanı gözünden.

Uzar namludan namluya acı, keder, hasret ve vicdan.

Mukayese.

 

İniyor tepeden postallarıyla,

Seksenine çürük bir merdiven dayamış çatık kaşlı.

Yirmi yedinin babası.

Omuzunda bir iç karışıklılık var

Ve adalet eli bağlı merhamet bekler.

 

Cellâdın salyası dökülürken babamın ellerine,

Yüzümü baltanın gölgesi kesiyor hiçbir şey yapamamanın acısı ile.

Kan çiçekleri suluyor adı gül oluveriyor,

İnsan babasının kanına susar mı iftar saati gibi?

Kan kuruduğunda izi kalır toprakta,

Gördüm ben yerden izmarit alınca,

Gözlerimi toprakta gördüm.

Biliyorum delice gelecek ama toprak kan kusuyordu

Ya da ben kan ağlıyordum çamurdan bir kefene.

Dipnot düşercesine alrım çatlıyor.

Damardaki kanın ve toprakta ki kökünün,

Dışlanmış bir büyücünün ve ezilmeyi hak eden bir karıncanın

Dilindeki son kelimeler olduğunu her ıslaklıkta hissediyordum.

Yoksa başka nasıl bir açıklaması olabilir,

Adımızın küçük harflerle başlamasının.

 

Dereden karşıya geçerdik babamla,

Medeniyetin nimetleriyle kucaklaşmak için.

Paçalarından dökülen su daha o zamandan kanlanmıştı.

Nereden bilecekti babam okun kılıcın yerine medeni bir kurşunun acısını?

Ben nereden bilebilirdim kara maskeli cellâdın elinde baltasıyla,

Medeniyetin kucağında oturduğunu?

Dereden yalnız geçemeyeceğimi nasıl anlatabilirdim karşıdan bakanlara?

Aslında gitmenin dönmekten zor olduğunu,

Baba olmanın babasızlıktan zor olduğunu?

 

Kurumuyor bazı ıslaklıklar,

Paçalarınız cebiniz ömrünüz kurur,

Yağmurdan sonra toprak kurur

Ama boğazınızda takıla kalan tükürük kurumaz,

Uykunuz yoksa gece kurumaz,

Haksızlık alınca bağrına toprak kurumaz,

Babanız yoksa gözünüz kurumaz.

Belki de bu yüzdendir gözlerimi toprakta görmem.

Sonra...

Sonrası öyle işte,

Cebimize Lidyadan kalma lanet doluyor ve seviniyoruz istemsizce.

Ağlanacak bir hal göremiyoruz,

Tekilken çoğul cümleler kuruyoruz böyle.

Yalnızlıktan değil hâşâ!

İçimizde ölmeye başlayanları yaşatmaya çabaladığımız için.

Gerisi aynı. Sokağın iki ucunda aynalar,

Bir ucundan diğer ucunu görüp yetiniyoruz.

Taşlar sadece ayaklara takılmak için var burda.

Biraz daha sonrasında unutuyoruz her şeyi,

Elektrik tellerinde.

Tellere konup ölen kardeşlerine, babalarına, oğullarına üzülen kargalar gibi.

Ve burda tilkiler uçabiliyor.

 

Ama olsun diye bir baş hareketi ele geçirdi beni,

Babam uzunca yaşadı hâlâ yaşamakta,

Eskisi kadar olmasa da.

Ama zalimler,

Asıl onlara yazık. Kısacık yaşarlar.

Tam kavramışken insan olmanın gereğini,

Alıverilir boğazlarından kelimeler harf harf.

Bir dağ çöker kara duman tüten göğüslerine

Ve gözlerinde o her şeyi anlamışlık bakışı beliriverir.

Bu bakışın kendileri için son olduğunu bilirler.

 

Zalimler ahı kadar yaşar.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kargalar... - Sayı 85
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Türkçe’nin kırpıla kırpıla ne hale getirildiğine bakmadan kalkmışız, “eser vermeli, eser vermeli” diyoruz.
Halbuki “Güneş Dil Teorileri”nin temel yapılmak istendiği bir dili kullanarak karşımızdakilerle konuşup, anlaşabildiğimize şükretmeliyiz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15277453
 Bugün : 7540
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647478
 Bugün : 915
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim