Annelerimiz-11- Yavuz Sert Sayı:
90 - Ekim / Aral?k 2016
Efendimiz Hazretleri’nin, Hz. Zeyneb validemizden sonra nikâhlandığı validemiz, Reyhâne binti Şem'un hazretleridir. Allah şefaatine nail etsin, bu validemiz, veda haccından kısa bir süre sonra, yani Efendimiz'den önce göçmüştür. Reyhâne validemiz, validelerimiz arasında en az bilinenidir. Bunun bir nedeni de, cariye miydi, hanım mıydı diye tartışma olmasıdır.
Yahudilik ırkî bir dindir, Arap'dan, Acem'den veya Türk'den Yahudi olmaz. Validemiz İbranî’dir ve esas itibari ile Yahudi'dir. Validemiz'in Benî Nadir'den olduğunu söyleyenler yanında, Hendek savaşından sonra Medîne dışında bulunan ve bir kaleye sığınıp kendilerini müdafaa etmek isteyen Benî Kureyzâ'dan olduğunu söyleyenler de vardır. Efendimiz, Hendek'ten sonra bu kaleye sığınan ve devamlı huzursuzluk çıkaran Benî Kureyzâ yahudilerinin üzerine yürümüştür.
Validemiz'in ismi Reyhâne binti Zeyd diye de geçmektedir, babası hadîs kitaplarında geçen önemli sahabelerden olan Ebû Reyhâne Şem'un bin Zeyd el-Ezdî'dir. Bu isimdeki “Şem'un” kısmını atlayıp validemize Reyhâne binti Zeyd diyen de olmuştur.
Efendimiz Benî Kureyzâ'nın sorun olacağını düşünerek Hendek gazvesi biter bitmez bu kabilenin üzerine gitmiştir. Kale muhasara edilmiş, bunun üzerine çıkan harpte sulhe yanaşmayan, savaşabilecek yaştaki tüm erkekler kılıçtan geçirilmiştir. Kadınlar ve çocuklar ise esir alınmıştır. Bu savaşta, o sırada Reyhâne validemizin evli olduğu Abdülhakem adında bir zat da öldürülmüştür. Reyhâne validemiz de esirler arasındadır.
Peygamber Efendimiz'in ganimet hissesinin özel bir adı vardır, buna “sâfi” denir. Reyhâne hazretleri sâfi olmuştur, yani Efendimiz'in hissesine düşmüştür. Selma binti Kays Ümmü Münzir hazretleri, Efendimiz hazretlerinin yakınlarındandır. Efendimiz, Reyhâne validemizi Ümmü Münzir'in evine gönderir. Reyhâne validemiz o evde bir ay kadar kalmıştır. Efendimiz, bu süreden sonra, o sırada halen Yahudi olan Reyhâne validemiz ile görüşmeye gider. Reyhâne validemiz çok hayâlı bir hanımdır. Validemiz, Efendimiz geldiğinde, kocasının ve babasının Efendimiz'i öldürmek istemelerinden dolayı huzuruna çıkamayacağını düşünerek bunu Ümmü Münzir'e söyler ve huzura çıkmaz. Efendimiz onun bu hayâsından çok memnun ve mütehassıs olur, yanına çağırır ve kendisini serbest bıraktığını, dilerse kendi dininde kalabileceğini, dilerse müslüman olabileceğini söyler. Validemiz kendi dininde kalmak istediğini söyleyince Efendimiz "dinde zorlama yoktur, senin dinin sana, benim dinim bana" düsturu ile birşey demez. Efendimiz'in bu sırada "müslüman olursan seninle evlenirim" dediği rivayet edilmektedir. Bazı rivayetlerde bu sözün farklı bir zamanda söylendiği de geçmektedir.
Ashâb-ı Kiram'dan Salebe bin Saye hazretleri eski ticarî münasebetlerden dolayı Reyhâne validemizi daha önceden tanımaktadır. Bu hazret, Ümmü Münzir'in evinde validemizle görüşür ve İslâm'ın ana prensiplerini kendisine anlatır. Bu sohbetler sonrasında Hz. Reyhâne'nin kalbi İslâm'a ciddi şekilde ısınır. Efendimiz daha sonra validemizi tekrar ziyaret eder ve "Sen Allahu Tealâ'nın ve O’nun Resûl'unun yolunu tutmak istemez misin, o yola dâhil olmak istemez misin, doğrusu ben senin için böyle münasip olduğunu biliyorum" der. Bunun üzerine validemiz müslüman olmuş ve Efendimiz kendilerini azad etmişlerdir.
Validemiz, Efendimiz veda haccından döndükten çok kısa bir süre sonra vefat etmiştir ve Bakî kabristanına defnedilmiştir. Validelerimiz arasında Hatice validemiz hem ilk evlendiği hanımı olarak, hem de ilk göçen validemiz olarak en kıdemlidir. Zeyneb validemiz ve Reyhâne validemiz de Efendimiz'in hayatlarında vefat etmişlerdir, Efendimiz hiç bir zaman on iki, on üç hanımla birlikte yaşamamıştır.
(“Ömer Tuğrul İnançer ile Seyir Defteri” programı kayıtlarından derlenmiştir.)
|