LİSAN-I BİLECİK İbrahim Şaşma Sayı:
93 - Temmuz / Eylül 2017
Bir yanım Selçuklu’dur, bir yanım Kayı benim.
Ertuğrul’un kalesi, Osman Bey’in yurduyum.
Koç yiğidin attığı, o okun yayı benim.
Ben kudreti aşk olan, tek kişilik orduyum.
Cihana kök salarken, ulu çınar Söğüt’te.
Kıtaları aşmaya, namzet idi bir âdem.
Gönlüm Edebali’ye buyrulan bir öğütte.
İnsanı yaşat oğul, devlet yaşasın o dem.
Yüksek dağın kartalı, Bilecik benim adım.
Kelebek kanadı gibi, nazeninim ben ancak.
Sevene vatan olmak, asırlardır inadım.
Düşmedi düşmeyecek, bendeki kutlu sancak.
Bolluktur berekettir toprağımın nakışı.
Osmaneli’nde ayva, İnhisar’da narım ben.
Dursun Fakih Baba’nın, gök kubbeden bakışı.
Evliyalar yurdunda, baş köşede varım ben.
Sipahi Dağlarından, gökyüzüne doğrulan,
Cümle ağaç esvabım, sırtımda yeşil gömlek.
Ustanın ellerinde, maharetle yoğrulan,
Toprağımla can bulur, Kınık Köyünde çömlek.
Hatrımı sorar gider, bir nehir hep akarken.
Her seherde yüzümü, Sakarya’da yıkadım.
Toprağım taşım hâlâ, şehit kanı kokarken,
Benim adım memleket, benim başka yok adım.
Muhabbetle kurulur, vefadır zembereği.
Saat kulesinde zaman, her dem soylu mazidir.
Çarparken öz yurdumda ecdadımın yüreği
Vakit kâh Osman Bey’dir, kâh Ertuğrul Gazi’dir.
Düştü düşecek gibi, bende Zincirli Kaya.
Bilmeyenler bilesi, görmeyenler göresi.
Hele bir nail olsun, sular güneşe aya;
Bana hüzzam şarkılar söyler Hamsu Deresi.
Edebali aşkına, Bâlâ Hatun aşkına
Çal kapımı ey âdem, çal da dosta açılsın.
Sefer eyle tezinden, Osmanlı’nın köşküne
Avucuna cihanın, yedi rengi saçılsın.
Ses ver Metris Tepe’de bir dem toprağa taşa.
Türk’ün yenilmezliği, karşına çıkacaktır.
Kervansarayda bekler Köprülü Mehmet Paşa
Avuçlarımda zaman, sen iste akacaktır.
Adım Bilecik benim, erenler secdegâhı.
Toprağımın altında ölmüş değil dirim var.
Ben ki cennet kapısı, huzurun girizgâhı
Herkese açık kapım, herkese bir yerim var.
|