Mescid-i Aksa İbrahim Şaşma Sayı:
95 -
Kök salan kızgın kuma, tevhid denen çınarsın.
Dokunsam titriyorsun, kırk yerinden kanarsın.
Böyle hasret görmedim bilmem kime yanarsın
İki cihan serveri, Dürr-i Yekta mı yoksa?
Kudüs’ün mahzun yüzü söyle Mescid-i Aksa.
Süleyman’ın göz nuru, ilk taşı parmağından.
Varmak için aşka ben, tutundum tırnağından.
Burak’a su getirdin cennetin ırmağından.
Şu kurumuş gönlüme ne olur katresi aksa?
Kudüs’ün mahzun yüzü söyle Mescid-i Aksa.
Yirmi yedi Recep’te aşk oduyla harlandın.
Kime nasip olmuş ki, İsra ile sırlandın.
O cemali sen gördün Miraç ile nurlandın.
Dağlar devrilmez miydi Muhammed dönüp baksa.
Kudüs’ün mahzun yüzü söyle Mescid-i Aksa.
Gök kubbem, aşk otağım, viran bağım, sarayım.
Diz çöküp eşiğine canı sana yorayım.
Hasretin vebalini, bilmem kime sorayım.
Yetimin gözyaşları değip zalimi yaksa.
Kudüs’ün mahzun yüzü söyle Mescid-i Aksa.
Aşkın pusulasında ilk kıblem, namazgâhım
Makberim mevzim benim, ebedî niyazgâhım.
Dilimdeki son ezgi, sözümde girizgâhım.
Seni yazmak mümkün mü kalem bendini yıksa
Kudüs’ün mahzun yüzü söyle Mescid-i Aksa.
Zalimler vicdan diye göğsünde taşırken taş
Asırlardır dinmedi gözündeki kanlı yaş
Kalkarsa arşa değer, o eğdiğin kutlu baş.
Cemre düşeydi eğer, ilâhî şimşek çaksa.
Kudüs’ün mahzun yüzü söyle Mescid-i Aksa.
|