Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1219 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Bir anma gününden röportaj
Konyalı

  Sayı: 97 -

(BÜYÜK DOĞU; 2 Ekim 1959 Cuma, CİLT II SAYI 31)

ERTUĞRUL GAZİ İHTİFALİ

Karakeçili aşiretine mensup Türkmenler millî kıyafetleriyle bu ihtifalde hazırdılar.

20 Eylül 1959 Pazar günü Söğüt’te Ertuğrul Gazi İhtifali yapıldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Kara Osman Bey’in babası büyük Türk ve İslâm kahramanı Ertuğrul Gazi Hazretleri anıldı. Bu anılma Türk’e ve Müslüman’a yakışan vakarlı bir şekilde yapıldı. Bu töreni “Söğüt Eski Eserleri Koruma ve Ertuğrul Gazi’yi Anma Cemiyeti” ile Söğüt’ün pek faal ve enerjik kaymakamı Osman Gümrükçüoğlu tertiplemişler…

Kırk yıldan beri gazeteciyim. Birçok törende bulundum. Hiçbir tören Ertuğrul Gazi İhtifali kadar samimi, içten ve ihtişamlı olmamıştır.

Türkler, Karakeçili aşiretine mensup Türkmenler içlerinden kopan büyük bir iştiyakla bu ihtifale koşmuşlar… Büyük Gazi’nin türbesini ziyaret etmişlerdir.

Bu ziyarette millî an’ane ile dinî gelenek kucaklaşmışlar, sarmaş dolaş olmuşlar, ihtifale haşmet, huşulu bir azamet veren bu asîl davranış olmuştur. İhtifalde konuşanlardan Yarbay Yavuz Senemoğlu büyük Türk’ün türbesini tarif ve tavsif eden nutkunu “azametli tevazu” pırlantasıyla süslemişti. Hakikaten ebediyetin eşiğinde Ertuğrul’un türbesi ve mezarı ihtişamlı, azametli ve ulvî bir tevazu içine bürünmüştü. Zarfında mazrufundaki heybet ve azamet yoktu. 1171 Hicri, 1757 Miladi yılında Üçüncü Sultan Mustafa tarafından yenilenen türbe harap olmuştu. Sultan Abdülmecid türbenin avlu kapılarının iki tarafına iki çeşme ve avluya bir de fıskiye yaptırmıştı. Ömrü vefa etmediği için türbenin ihyasını tamamlayamamıştı. Oğlu İkinci Sultan Abdülhamid babasının bu arzusunu tahakkuk ettirmiş, buraya bir fen heyeti göndererek incelemeler, sonra da bugün ayakta duran her şeyi yaptırmıştır. Bunları 1304 ve 1305 Hicri yıllarında tamamlatmıştır.

Türbeleri ve tekkeleri kapayan kanun yürürlüğe girmeden evvel her sene Mart’ın dokuzunda, Nevruzda büyük atayı anma töreni yapılırdı. Son yıllarda bu güzel an’ane ihya edilmiş, her Eylül’ün son pazarında yapılır olmuştur. İki seneden beri de Söğütlülerin hemşehrisi Millî Müdafaa vekili Ethem Menderes bu törenlerde bulunmaya, türbeyi ve Söğüt’ü ihya için gereken teşebbüsleri yapmaya başlamıştır. Hükümetin ihtifallerde böyle temsil edilişi Söğütlülerin kalbini fethetmiştir.

Vekil, Bilecik mebusları, valisi, kaymakamlar, nahiye müdürleri son senelerde işsizlikten nüfusunu kaybetmeye başlayan Söğüt’ü kalkındırmak, burasını turistik bir belde haline sokmak için iş ve himmet birliği yapmışlardır.

Yakın bir zamanda Söğüt bir seramik fabrikasına kavuşacaktır. Bu vaat Söğütlüleri çok sevindirmiştir. Türbenin imarı için geçen sene bütçeye 150 bin lira konmuştu. Bu sene bu para iki misline çıkarılmıştır. Hükümet, vali, kaymakam, mebuslar, Söğütlüler ve ziyaretçiler el ele vermişler, Söğüt’ün kalkınması, Ertuğrul Türbesi’nin ve müştemilâtının büyük ölüye lâyık eski mimarisine uygun bir şekilde imarına ve restore edilmesine çalışıyorlar. Allah sâylerine meşkur etsin.

Ertuğrul Gazi’yi Anma Cemiyeti ve Söğüt’ün Kaymakamı gelecek sene Karakeçili Türkmenlerinin giyiniş ve kuşanışlarında yeknesaklık ve âhenk teminini de şimdiden kararlaştırmışlardır.

Ertuğrul Gazi türbesinin avlu kapısından girerken hemen önündeki mezar taşı Ertuğrul Gazi’nin zevcesinin, solundaki oğlu Savcı Bey’indir. Bunların ve diğer 25 şehidin mezarlarını İkinci Sultan Abdülhamid yaptırmıştır. Türbenin solunda uzun kitabeli bir taş daha vardır. Bu da Sultan Osman’ın ilk medfenidir. Sultan Osman vefat ederken oğlu Orhan Gazi’ye Bursa alındıktan sonra cesedinin oradaki gümüşlü kümbede gömülmesini tavsiye etmişti. Tekfur buradaki kümbedin üstünü yeni kurşunlattığı için pırıl pırıl parlardı. Bunun için Türkler buna “Gümüşlü Kümbet”, “Gümüşlü Kubbe” derlerdi.

Oğlu babasının mübarek nâşini Söğüt’teki mezarından alarak Bursa’ya götürdükten sonra buraya bir taş diktirmişti. İkinci Abdülhamid buradaki şehitlerin hiç birisinin adını tespit ettirememiştir. Türbeyi tamir ettirdikten sonra padişah Yıldız Sarayında bulunan çok kıymetli bir şalı eliyle çıkarmış, öptükten sonra dedesinin sandukasının üstüne örtülmek üzere göndermiştir. Padişah ayrıca bir kıymetli avize ve yazma Kur’ân-ı Kerimler de teberru etmiştir.

 

Yunanlılar Söğüt’ü işgal ettikleri zaman bütün bu kıymetli şeyleri yağmalamışlar, türbeyi ayrıca tüfek ateşine tutmuşlardır. Bilecik’teki Şeyh Edebali’nin türbesi de böylece yağmalanmış ve tahrip edilmiştir. (İbrahim Hakkı Konyalı, Büyük Doğu, 2 Ekim 1959, Cilt 2, Sayı 31)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Bir anma gününden röporta... - Sayı 97
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15276834
 Bugün : 6921
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647444
 Bugün : 881
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim