Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2071 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Doksan dokuzun bereketi ile
Site Editörü

  Sayı: 99 -

Dostoyevski, yeraltından “gerçek, hastalıktır” diye seslendiğinde “gerçek” ile mutlak bir şuuru mu kastediyordu acaba? Belki de “gerçek” kelimesini hakikat olarak çevirmek lazımdı. Ama ya hastalık… Hakikatin sınırlarına yaklaştığı yerden hakikat ona hastalık gibi mi gözüktü dersiniz?

Hastalık, ilgili varlığın normalde içinde olmaması gereken bir durumda olduğunu gösterir. Ateşimiz normal koşullarda otuz yedi derece olmalıdır, bunun altında veya üstünde olduğunda ise normalin dışına çıkmış oluruz, hastayızdır. Normal durumda belirli bir uzaklık ve yakınlıktaki varlıkları görebilmemiz, belirli bir frekans aralığını duymamız beklenir, bu sınırların dışındaysak yani normalin aksi bir durum varsa hastayızdır. Hatta normalden çok daha iyi görüp, duyuyorsak da bir gariplik vardır.

Dostoyevski, “mutlak şuur” veya “tam bir bilinç” için de aynı şeyi mi demek istedi acaba? Zaten cümlesinin devamında az bir bilinç normal bir insana yeter diyor. “Ye aşı, yat aşağı” sözünün Dostoyevskicesi...

Sayı konumuz olan Esmaü’l Hüsna üzerine biraz tefekkür edince (elbette bir Varlığın isimlerini düşünüyorsak o isimlerin işaret ettiği kendisini de düşünmemiz çok olağandır) O’nun “her şeyin mutlak olanı” olduğunu idrak etmenin kıyısında dolaştım durdum. Aklıma sürekli, her şeyin Mutlak olanı O ise Varlık’ın da mutlak olanı O değil midir, sorusu geldi.

Efendimiz’in izini takip edenler için bu mesele “hastalık” olmamış. “Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler”, demişler. “Muhammed’den göründü kendi bizzat” demişler, Efendimiz’i takip etmişler. Kendi varlıklarından geçmişler, hakikatin tek olduğunu söylemişler, “İster isen bulasın cananı sen/Gayre bakma sende iste sende bul” diye bu tekliğe işaret etmişler.

Bizim gibi nâkıslar için de tek yol Efendimiz’in izinden gidenlerin izinden gitmek olsa gerek. Allah istikamet üzere kılsın bizleri.

Kardelen istişare toplantımızda doksan dokuzuncu sayımız için “doksan dokuzuncu sayıdan hareketle konumuz Esmaü’l Hüsnâ olsun” teklifini ilk duyduğumda ben de dergi editörümüzün söylediği gibi “bu konuda ne söyleyebiliriz ki” diye geçirdim içimden. Editör ne söyler, röportaj yapmak istesen kiminle neyi konuşabilirsin, esmaların anlamını bilmek isteyen heryerden bulabilir, gibi düşünceler aklımda sıraya dizilmişti.

Ancak böyle olmadı. Bu konu verimli bir tefekkür alanı açtı bizlere… Güzel yazılar çıktı ortaya. Röportajımızı, alanında söz sahibi bir âlim olan Ebubekir Sifil Hocamızla yapmak nasip oldu. Hepsi, O’nun isimlerinin bereketi ile olsa gerek.

Allah güzeldir, güzeli sever. O güzelliğe lâyık olmak haddimiz değil ancak inşallah bir nebze olsun yaklaştığımız bir sayı olmuştur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Tevhid yoksa huzur da yok... - Sayı 122
Anlam peşinde... - Sayı 121
Zor zamanların cesur sesi... - Sayı 120
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Emanet gazete isteyen, “bakabilir miyim?” diyor; “okuyabilir miyim” değil… Demek okunması gereken gazeteler, bakılır duruma düşmüş; yani albüm olmuş… Hem de (görmeyen gözlere yazıklar olsun) “fuhş albümü”…
Ortada bir basın olmadığına göre, neyin krizinden söz ediyorlar?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14443769
 Bugün : 2630
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 627544
 Bugün : 264
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim