Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4767 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

K?lt?r, Gen Bilgisi, Palimsest Kentler ve K??eye Syky?my? Vicdanlar ?zerine..
Mehmet Hasret

  Sayı: 51 - Ocak / Mart 2006

İspanyol düşünür ve gezgin Goytisolo’ya göre Batı bilgisini anlamak için sadece Endülüs’ü değil, bütün Arap tarihini de anlamak gerekir. Biri diğerinden ayrı düşünülemez. Tıpkı Osmanlı’yı tarihten söküp aldığımızda Rus tarihinin, Alman, İngiliz ve Fransız tarihinin kıratının düşmesi, bütün tarihi unsurların anlamsızlaşması, tarih manzaralarının silinip ortadan kalkması gibi… Ne Romasız, ne Endülüssüz, ne de Osmanlısız bir dünya tarihi düşünülebilir veya bir dünya hayatı yaşanabilir…

Bugünün yunanın da eski yuna'dan bir iz, bir devam gördüğümüzü söylemek tartışmalıdır. Bu, yüklenmiş rolün getirdiği rol sorumluluğuyla birlikte uyarılmış olan bir bilinç meselesidir. Yani saf idrak… Bugünün Anadolulu halkı bugünün yunanlısından daha çok Roma’nın temsilcisi sayılır. Ve aynı zamanda ondan öte olarak Osmanlı’nın…

Kültür, genetik bir bilgidir… İspanyaya bakan bütün verimleriyle Endülüs’ü görür; Toledo’yu, Cordoba’yı, Granada’yı ve hepsinde El Hamra’yı bir cenin gibi görür. Keza Osmanlı’ya bakan da eski Mezopotamya kültüründen Roma’ya ve Roma’dan Bizans’a bir etki dizini görebilir. Ama hepsi bir mutasyon etkisidir.

Kültür, bir medeniyetin cenin halinden hangi uzuvlara ve şekillenmeye doğru tekâmül edeceğinin bilgisini taşıyan bir kromozom örgüsüdür. Bir kültür bir kültüre değdiği zaman, gelişme tetiktedir. Fatih dünyaya düzen verme anlamında Roma’nın devamı olduğunu her daim bildi ve bu mutlak dayanaksız bilgiye bir karakter kazandırmaksa mutlak anlamda İslam kültürünün hakkı oldu.

Endülüs sadece eski yunanı tercüme etmekle kalsaydı; bir insanlar güruhu olmaktan öteye geçemez ve bir medeniyet ölçüsü olarak anılamazdı. Endülüs, dünyada ortak bir kültürün devamıdır ve insanlığın ortak mirasının bir nüvesini o yüklenir. Kültürlerin iç içe geçerek gelişmesi, insanlık bilgisinin en makul ve en estetik olana doğru tekâmül etmesi kültürel bir mutasyonun varlığına delil… Örneğin mevcut mutasyon Endülüs ve Osmanlı’da müspet; bugünün egemen güçlerinde her daim menfi…

Mimarlar mimarı Sinan, Kanuni’nin mimari vakarı, Baki’nin taştan yontulmuş sedası olmuştur; bunu yaparken kendinden önceki Roma, Bizans ve Selçuklu mimari kalıplarını ve kendi yeteneklerini mezcetmiş; ortaya ıslah edilmiş üstün bir mimari keyfiyet koymuştur. Bugün İstanbul’un ruhu ve çehresi, her türlü çekirge ve iştah talanına rağmen, silinemiyorsa bu Sinan’ın İstanbul siluetine bastığı gül iklimi mühründe saklıdır. Dönüşüm denen vakıa sayesinde o devir için bir asalete doğru ıslah sağlanırken; ne yazık ki, bugünün rafine düşüncesinde ise dönüşüm denen lanet kromozom bilgileri bozulmuş hilkat garibelerinin eline kalmıştır.

Bir medeniyetin gözleridir kentler; eğer ki o gözlerde bir kötü niyet kıvılcımı okunmazsa, bilgi, kültür ve medeniyet üstün idrake işaret… New York’u bir cenin kılığındayken görseydiniz, ondaki parıltıya aldanıp onun geleceğin ışık mezarlığı bir ceset teni olduğunu daha o zamandan anlardınız; Paris’i, Londra’yı gizli kinlerinden dolayı akrep yumurtası gibi görürdünüz. Amerika’da Venedik gibi bir kent yapısı kurulduğuna şahit olsaydınız; onun bir şekilde toprak üstüne diktiği otel ve kumarhane gövdeleriyle övüneceğini sezerdiniz. Kentleri okumayı bilseydiniz; bir kenti ‘Iago’ların, ‘Barabbas’ların eline teslim eden kötü tohumun ne olduğunun anında kavrardınız.

Araplar, Avrupa karasına ayak bastığı vakit, o andan itibaren o adımların Endülüs’e dönüşeceği belliydi; Arapların ileri matematik, felsefe, astronomi, fizik gibi ilmi bilgileri sayesinde İspanya’da sulama kanallarıyla çevrili, ay ışığında damıtılmış güzel bahçelerle bezeli bir toprağın kabaracağı, su kemerleri ve çeşmelerle bir medeni kent dokusu oluşacağı; o topraklarda herkesin beraber yaşamakta bir sakınca görmediği bir iklimin hâkim kılınacağı belki hikâye başlamadan belliydi.

Endülüs’ün ilim deryalarından “İbnü’l Arabî” yer yer şu ayet mealini hatırlatır: “Sizi sınayacağız, ta ki bilelim…” Othello’nun yüzünden ekşiyip gelen ter, kıskançlık, kin Rogojin’in iliklerine girdiğinde ve bunu biz okuduğumuzda sınandığımızı bileceğiz; Bağdat’ta, Şam’da, Gazze’de bir ev yıktığımızda ve yuva yıkmanın bilim ötesi literatürde ne anlama geldiğini öğrendiğimizde sınandığımızı bileceğiz; şu sınırlarların yumak olduğu arz-küre üzerinde hangi coğrafyaya gidersek gidelim aslında bir medeniyet ceninin her şeye düzen verme ruhuna bağlı bir kromozom bilgisi olduğunu idrak edip sınandığımızı bileceğiz.

Mesela Goytisolo’ya göre İstanbul, tıpkı parşömen üzerinde silinmiş kadim izler taşıyan, çokdilli “palimpsest-elyazması” sihrinde bir mekân ve zamandır. Üzerinden birçok cenin gölgesi geçmiştir; ama biz kurduğumuz kentlerde, dünyayı okuma biçimlerimizde hep vicdanı olan ruhlara gövdelik etmek isteriz, biz vicdanı olan mekân ve zamanlar peşindeyiz. İnsanlığa merhamet olarak kurulacak kentlere bir örnek teşkil edelim; ta ki Allah’ın rızasıyla bilinelim diye…

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : sinem    18.03.2008
Yorum : çok güzel yaışzmışsınız maşallah ama birazcık uzun kaçmış




Ekleyen : kynyko?lu    
Yorum : toprakların "fıtratları" olduğunu düşünürdüm hep.. bu yazıdan sonra kendi kendime sordum: acaba toprakların fıtratları, aslında o topraklara basanların fıtratı mı? insan topraktan değil mi? o halde fıtratını ona geçirmesi çok zor olmasa gerek ;)




Ekleyen : hasret    
Yorum : elbette. ama bizimkisi monteskiyö gibi "iklim sıcak olduğu için veya coğrafi konum böyle olduğu için falanca kıtada veya filanca toplumda çok eşli evlilik görülür." gibi garip hükmi bir önerme içermiyor bizim tahlilimizim... Daha çok sağlam bir kültürün davranış biçimlerini nasıl şekillendirdiği ve onlara arı bir doğa ve kıyas ilmi kattığı üzerinden hareket ediyor, bunun böyle olabileceğini çeşitli örnekleriyle(endülüsten osmanlıya iyi örnekleri-avrupadan amerikaya kötü örnekleri olmak üzere ortaya koymaya çalışıyor...





 
Yaşayan Yemek... - Sayı 114
Yazmakla Görülen…... - Sayı 113
Hayatı Dram Yapan Cevher... - Sayı 112
Bozkırın Ensar ve Muhacir... - Sayı 111
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190526
 Bugün : 1569
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642386
 Bugün : 116
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim