Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3295 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Uluslararasyla?an D?nya
Olda? Pynar

  Sayı: 51 - Ocak / Mart 2006

Mülkiyet! Belki de her şeyin temelinde yatan olgu veya hak.


Binlerce yıl ötesinde bir insan çıkıyor ve o zamana kadar hiç söylenmemiş, akıllara bile gelmemiş bir cümle kuruyor; “şu etrafımda çizdiğim toprak parçası, burası benimdir bana aittir”. İşte bu güne kadar oluşmuş bütün sistemlerin, ekonomilerin temelinde bu söz yatmaktadır. Bu sözden sonra insanoğlu sahip olma yarışına girmiş; insan grupları, klanlar, kabileler, toplu yaşam tarzı ve ülkeler ve ordular doğmuştur. Herkes bir şeyin en çoğuna sahip olmak için savaşa girmiş, bu uğurda kitaplar yazılmış, ekoller oluşmuş, farklı düşünceler doğmuştur. Kimisi kapitalist demiş, kimisi sosyalist kimisi de komünist demiş. Aslında tüm sistemler aynı şeyden kulaklarını farklı şekillerde tutarak bahsediyor, herkes kimin neye nasıl ve hangi şartlar altında sahip olacağından yani mülkiyet denen olgudan bahsediyor.


Bugün bizler bu sistem içersinde ki ne olduğunun bence bir önemi yok bizim gibi bir çok ülkeyle beraber yaklaşık otuz yıldır dünyanın ve ekonomik sistemin hegemonya dayalı bir güç olduğunu iyice gösteren Amerikan kapitalist sisteminde çevre kapitalist ülke adı altında yaşıyoruz.


1980 sonrasında dışa açılan, sınırlarını kaldıran dünyada sermaye hareketleri bir su gibi o ülkeden o ülkeye hızla akmaya başlamıştır. İşte bu dışa açılan dünyanın küçük ülkelerinde ki şirketler rekabet denen aslanla yüzleştiler kimisi yok olup gitti kimisi de yabancı sermaye denen olgunun içine karıştı ortak oldu. Büyük şirketler dışa açıldıkça başka şirketlerle ortak oldukça aslında sınırların ülkelerin çevresinde değil içinde olduğunu gördüler. Zaten yıllarca gelişmelerine engel oldukları ülkelerin yasaları, kanunları ve mevzuatları kendilerine uygun değil hareketlerini kısıtlar nitelikteydi. Engeller kavramını daha spesifik hale getirirsek iyi yada kötü, işlevini yerine getiren yada getirmeyen olsun o ülkelerin muhasebe sistemleriydi. Yabancı yatırımcı önünü görmek ister, yabancı sermaye yatırım yapacağı alanın karlı olduğunu bilmek ister, bir şirketi alacaksa veya ortak olacaksa onun gelecek vaat ettiğini bilmek ister. Şeffaflık önemlidir ama kim için ve ne için şeffaflık? Bu da önemlidir. Ortaklar, potansiyel yatırımcılar, kredi verenler, yabancı sermaye… şeffaflık bunlara mıdır? Kavramsal çerçeve denen olgu bu insanlara yönelik midir? Yoksa bankada parası, emeklilik tazminatı, birikimleri batan ve bunu da yine kendi cebinden ödediği vergileriyle tazmin eden insanlara yönelik midir? Bence yaşanan gelişmeleri Goethe’nin ünlü eseri Faust çok güzel özetlemektedir;


…Faust, çalışmalarını sürdürürken etrafında ki bölge tümüyle yenilenmiş, onun imgesinde yepyeni bir dünya yaratılmıştır. Sadece kıyı boyunda küçük bir toprak parçası kalmıştır hala eskisi gibi. Burada çok eski zamanlarda yerleşmiş sevimli bir yaşlı çift yaşamaktadır. Faust bu yaşlı çifte onların elinde bu küçük araziye takar kafasını “Şu yaşlılar uzaklaştırılmalıdır… Benim olmayan şu birkaç ağaç, dünyalara sahip olma, arzumu zedeliyor. Zenginlik içinde yüzerken dünyada sahip olamadığımız nesnelerinde var olduğunu düşünmek gibi bir işkence var mıdır?” Faust’un yapıtının doruğa ulaşması için uzaklaştırılmaları gerekmektedir, bu yaşlı çift tarihin, ilerlemenin, gelişmenin yolunda birer engeldir, miadı dolmuş insanlardır ve çekilip atılmaları gerekir. Faust’un emriyle bu yaşlı çift öldürülür.. Cinayet sadece Faust’un kişiliğinden değil, modernleşmeye özgü kolektif kişisel olmayan bir güdüden de kaynaklanmaktadır.Eski dünyanın görünüm ve duyuşundan tek bir iz bile taşımayan türdeş,tümüyle modernleşmiş bir alan yaratma güdüsü(1)


Biraz ironik, ama kafamın içinde bir yerlerde karşı olduğum ve yaşamaya da mecbur olduğum bu ilişkiler düzeninde bende uluslararasılaşmak, şeffaflaşmak istiyorum.

1-Fuat Ercan, Modernizim, Kapitalizm ve Az Gelişmişlik, Bağlam yayınları, 2003, s.71


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Uluslararasyla?an D?nya... - Blog
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15277472
 Bugün : 7559
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647480
 Bugün : 917
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim