Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1403 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Rosetonun gizemi
Ekrem Esad Atan

  Sayı: 103 -

“Bu insanlar yaşlılıktan ölüyordu, o kadar”

Roseto, İtalya’nın güney doğusunda Apenin dağları eteklerinde ortaçağ köyleri tarzında bir kasabadır. Tarıma imkân vermeyen coğrafyasıyla okumaya yazma bilmeyen ve son derece yoksul halkın gidişatı içlerinden 11 kişilik bir grubun 1882 yılında Amerika’ya gitmesiyle değişmeye başladı.

Önce New York’un küçük İtalya’sı Mullberry caddesindeki bir işletmeye sığındılar. Sonra batıya giderek bir maden ocağında iş buldular. Ertesi yıl 15 Rosetolu daha İtalya’dan ayrılarak onlara katıldı. Yenidünyanın haberleri İtalya’daki Roseto’ya ulaştıkça Rosetolu gruplar ardı ardına çantalarını toplayarak onların yanına geldi. 1894 yılına kadar eski köylerinin bütün sokaklarını terk edilmiş halde bırakarak hep birlikte Amerika’ya yerleşmiş oldular.

Rosetolular kendi kurdukları yeni kasabalarını başlangıçta “New İtaly” olarak adlandırmış olsa da sonradan Roseto’ya çevirdiler. Kiliselerini kurarak başlattıkları canlanma sosyo-ekonomik gelişmelerle devam ederek İtalya’da terk edilmiş ölü Roseto Amerika’da hayat bulmuş oldu.

1950’li yılların sonlarında yazlarını Roseto’ya yakın bir çiftlikte geçiren Doktor Wolf oradaki bir meslektaşıyla sohbet ederken; Rosetoluların son derece sağlıklı insanlar olduğunu, 65 yaşın altında kalp hastalığına yakalanan birisiyle hiç karşılaşmadım sayılır dediğini duyunca hayretler içinde kaldı. Bu yıllarda Amerika’da kalp krizleri yaygındı. Kolesterol düşürücü ilâçlar ve kalp hastalıklarını engellemeyi hedefleyen sert önlemlerin ortaya çıkmasından yıllar önceydi. Kalp krizleri 65 yaş altı erkekler arasında önde gelen ölüm nedeniydi. Doktor Wolf bu durumu araştırmaya karar verdi ve şaşırtıcı sonuçlar aldı.

Roseto’da 65 yaşın altında kalp krizinden ölen ya da her hangi bir kalp hastalığı belirtisi gösteren hemen hiç kimse olmamıştı. Hattâ her tür nedene bağlı ölüm oranı beklenenin %30 ile 35 altındaydı.

Sonra bir sosyologdan yardım alarak çalışmalarını derinleştirdi ve daha da şaşırtıcı sonuçlar elde ettiler: “Roseto’ da hiç intihar yoktu, hiç alkolizm, ilâç ya da uyuşturucu bağımlılığı yoktu ve çok az suç vardı. Sosyal yardım alan hiç kimse yoktu. Sonra peptik ülserlere baktık. O da hiç kimsede yoktu. Bu insanlar yaşlılıktan ölüyordu. O kadar.”

Dr.Wolf’un ilk düşüncesi, Rosetoluların Eski Dünya’dan getirip devam ettikleri ve onları Amerikalılardan daha sağlıklı kılan kimi beslenme alışkanlıkları olabileceği şeklindeydi ancak böyle olmadığını çabucak fark etti. Diyetisyenlere Rosetoluların tipik beslenme alışkanlıklarını analiz ettirdiğinde kalorilerini %41 gibi okkalı yağlardan aldıkları ortaya çıktı. Burası insanların gün doğumunda yataktan kalkıp yoga yaptıkları ya da bisiklete atlayıp altı mil aktif pedal çevirdikleri bir kasaba değildi. Çoğu sigara içiyordu ve birçoğu şişmanlıktan muzdaripti.

Bulgular diyet ve egzersizle açıklanamıyorsa, genetikle açıklanabilir miydi? Roseto’lular İtalya’nın aynı bölgesinden gelen kenetlenmiş bir gruptu ve Wolf’un bir sonraki düşüncesi onların hastalıktan korunmalarını sağlayan güçlü kuvvetli bir soydan gelip gelmedikleri oldu. Bu nedenle Amerika’nın diğer bölgelerinde yaşayan akrabalarını inceledi ama onlar böyle değildi.

Bu kez coğrafyayı inceledi ama onlara komşu olan diğer kasabalardakilerin durumu da onlar gibi değildi. Roseto’nun sırrı, diyet, egzersiz, genler ya da coğrafî bölge şartlarında değildi ve Dr. Wolf işin sırrını bir türlü bulamıyordu.

Sır Roseto’nun kendisi olmalıydı. Bir gün kasaba çevresinde yürüyüş yaparlarken bu sırra erdiler.

Rosetoluların birbirlerini nasıl ziyaret ettiklerini, meselâ İtalyanca sohbet etmek için sokakta nasıl durduklarını ya da arka bahçelerinde birbirleri için nasıl yemek pişirdiklerini gördüler. Kasabanın sosyal yapısının altında yatan geniş aile klanları hakkında bilgi sahibi oldular. Kaç evde üç kuşağın bir arada yaşadığını ve büyük annelerle büyük babalara nasıl saygı duyulduğunu gördüler. Kiliselerindeki ayine gittiler ve kilisenin bütünleştirici ve sakinleştirici etkisini gördüler. Nüfusu 2 bin kişinin altında olan bir kasabada 22 sivil kuruluş tespit ettiler. Toplumun zenginleri kendi başarılarıyla gösteriş yapmaktan alıkoyan ve onları diğerlerinin başarısızlıklarını kapatmaya yardımcı olmaları için teşvik eden eşitlikçi hayat felsefesini keşfettiler.

Güney İtalya’nın Paesani kültürünü doğu Pennsylvania dağlarına nakleden Rosetolular kendilerini modern dünyanın baskılarından soyutlayan güçlü, koruyucu bir sosyal yapı oluşturmuştu. Rosetolular geldikleri yer nedeniyle dağlardaki küçücük kasabalarında kendileri için oluşturdukları dünya nedeniyle sağlıklıydı.

 “Roseto’ ya ilk kez gittiğim zamanı hatırlıyorum; üç kuşağın bir araya geldiği aile yemeklerini, bütün o fırınları, insanların sokaklarda gezindiklerini, verandalarında oturup birbirleriyle konuştuklarını, erkekler arduaz ocaklarında çalışırken kadınların da gün boyu çalıştığı giysi atölyelerini görebilirdiniz” diyor sosyolog Bruhn. “Büyüleyiciydi”

O zamana kadar yapılan sağlık çalışmaları hep birey odaklıydı ve hiç kimse sağlığı topluluk çerçevesinde düşünmüyordu. Oysa bireyin ötesine bakmak gerekiyordu.

İnsanın parçası olduğu kültürü, arkadaşlarının ve ailesinin kimler olduğu, aile kökenleri, kimlerle ve ne şekillerde yaşadığı kısaca derin kimliği onun sağlığını belirler.

(Malcolm Gladwell’in Outliers-Çizginin Dışındakiler kitabından alıntılarla düzenlenmiştir.)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Rosetonun gizemi... - Sayı 103
Kaygılanacak ne var... - Sayı 101
Sahte diplomalı zanlılar... - Sayı 100
Bir oyun oynanır, oyalanı... - Sayı 96
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16379518
 Bugün : 2710
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 703114
 Bugün : 225
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 921
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim