Hayat arkadaşıma Halis Arlıoğlu Sayı:
104 -
Melül-mahzun bakışı var, yüzüme.
Kan damlıyor her nazarda, özüme.
Nev bahardı döndü mevsim, güz’üme.
Niçin böyle bizi saldın, hüzün’e?.
Ne hayâl ne arzu, kalmadı özde.
Sararıp-solmuştu, o yeşil gözde.
Bakarken çâresiz, nazarlar düşmüş,
Bin türlü hâtıra, kalbe üşüşmüş...
Soluk benizleri, “İmdât” istiyor.
Hayat arkadaşım, belki gidiyor.
Çâresiz bir acı, vardır içimde.
Târifi ne mümkün, hangi biçimde.
Boş nazarları, duvara dikmiş.
Bir hastalık ki, ah neler etmiş?
Gürül-gürül akan, bir çağlayandı.
Suları çekilmiş, kuruyup gitmiş.
Göz-göze gelmekten, kaçarken şimdi.
Bir “İmdat” içinde, sanki ümidi…
“Kadere râzı, olmaktır ”derdi.
Nerde o haller, nerdedir şimdi?
Durup-dinlenmeden, koşardı dâim.
Gece niyazında, gündüzde “sâim”.
Bâzen çok haşin, bazen mülâyim...
Bir mahzun bakışın, mahkûmu şimdi.
Yüzüne bakınca, gözlerim doldu..
Hayâlim mâziye, münkalîp oldu. (geçmişi hatırlattı.)
Mahzun bakışında, derin hüzün var.
Ne emel, ne arzu, nice hayaller!?
Kader çizgisini, çekiyor böyle.
İster hüzünlen, istersen söyle.
HAK şifa verir, tevekkül eyle.
Bu evin içinde, hüzün var şimdi.
Çocuklar gelmiş, tâ uzak yerden.
Ne şifa-ne devâ, gelmiyor elden.
Nasıl ayrılır, bu can bu tenden?.
Ey Yüce Mevlâm, şifâsı senden.
Bir yalnızlık sardı, içimde kasvet.
Başladı bitmeyen, o derin hasret.
Gönül bu derde, sen durma sabret.
Koyma ey sevgili, zindân içinde..
Okurdu dâimâ, elinde Kur’ân…
Durmazdı zikirsiz, gezerdi her an.
Göster ey Allahım, sen bize bürhan.
Bırakma bizleri, figân içinde...
Yıllar ne çabuk, geçiyor bilmem…
Bu hicran ateşi, yürek yakıyor…
Kaç gece uykusuz, kalmıştım ben?
Onca mutlu yıllar, burada bitiyor..
(Hanımın 15 günlük hastalığı esnâsında yazdığım bu şiirde, çocuklarımız da uzaklardan koşarak annelerinin yanında olmak için gelmişlerdi. Onların böyle zamanlarda ve anneleri için çırpınışlarını görünce çok duygulanarak bunları dile getirmeye çalıştım.)
|