Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1265 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kafalar karışık
Site Editörü

  Sayı: 109 -

2019 yılı başlarında hayatımıza giren kovid 19, yıkıcı etkisi azalmış görünse de halen gündemdeki ilk konu... Atılan her adım, alınan her nefes bu virüse göre belirlenmiş durumda. 

İlk günlerde normal gripten de bu kadar hasta olan, hayatını kaybeden var, kovid abartılıyor diyenler gün geçtikçe etraflarından da genç yaşlı ölümler başlayınca işin ciddiyetini daha iyi anladılar. Normal gripte daha çok ileri yaştakiler risk altında bulunurken kovid nedeni ile hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması giderek azalmaya başladı.

Bu grip türünün bildiğimiz gripten diğer bir farkı ve asıl tehlikesi ise bulaşma hızıydı. Evlere kapanmanın, temizilik, maske, mesafe kuralının amacı bulaşım hızını azaltmaktı. Bu hız bazen azalsa da halen virüsün varyantları tehlike oluşturmaya devam ediyor. Dünya çapında aşılama ile yayılmanın önüne geçilmek isteniyor. 

Doksanlarda globalleşmeyi anlatırken kullanılan bir söz vardı: dünya artık bir köy diye... Bu söz çok doğru bir ifade, dünya artık bir köy veya şehrin bir mahallesi gibi. Hemen herkes birbirinden haberdar ve herkesin her şey hakkında bir fikri var. Eskiden köy veya mahalle kahvehanelerindeki çay muhabbetlerinde herkes uzman olduğu futbol, siyaset ve din konularında görüş bildirirdi. Günümüzde bu görevi sosyal medya araçları görüyor. İnternet erişimi olan ve bu araçları kullananlar da kahvehane müdavimleri gibi her konuda görüş bildiriyor. 

Sosyal medyada herkesin doğru bildiği veya öne çıkmak için doğru olduğunu düşünmese de aykırı gözükmek için belirttiği bir fikri var, bunu paylaşıyor, konu üzerinde çok düşünmeyen insanları da hemen etkiliyorlar. Yanlış bilginin yayılma hızı bu ortamda ışık hızı ile aynı. Hadsizliğin sınırı yok. Eskiler âlimin karşısında dilini, ârifin karşısında kalbini tut demişler. Bu sözden o kadar uzağız ki… Bu nedenle bir konu üzerinde fikir birliği olması, hakikate ulaşmak imkânsız hale geldi. 

Kovid konusunda kafaların bu kadar karışık olmasının bir nedeninin de sosyal medyanın bu kadar aktif olduğu bir dönemde ortaya çıkması olduğunu düşünüyorum. Cehaletle hadsizlik bir arada olunca bu karışıklığın önünü almak mümkün olmuyor. Geçenlerde şöyle bir tivit atılmıştı, aile aşı olmuş o sırada telefonlarında daha önce görülmeyen bluetooth cihazlar ortaya çıkmış. Aşının marifetiymiş. Büyük oyunu çözmüşler. Büyük ihtimal gırgırına atılan bu tivit o kadar çok kişi tarafından ciddiye alındı ki.

Bu işin bir tarafı. Böyle sululuklar gerçek bilgilerin, olması gereken tartışmaların da önüne geçiyor. Virüsün insan eli ile mi yoksa doğal yollarla mı ortaya çıktığı hâlâ meçhul. Aşıların güvenliği konusunda yukarıda örneğini verdiğim sululuklar dışında meslekleri doktor olan profesörler arasında da fikir birliği yok. Biri mutlaka olun diyor, diğeri kesinlikle olmayın diyor. Çok farklı görüşler var ama aşıların test aşamasını geçmeden kullanıldığını, bunun zorunlu tutulamayacağını söyleyenlerin sesi, aşının içinde çip var diyenler kadar çıkmıyor.

Bu karışıklık yetmezmiş gibi bir de mRna teknolojisi kullanılan aşının gündemde olması kafaları iyice karıştırdı. mRna son on beş, yirmi yılda geliştirilen bir teknoloji. Bu aşının karşıtları, aşının insan vücudunda kalıtsal değişiklik yapabileceğini söylüyorlar. mRna altyapılı aşı bildiğiniz gibi başında Türk bilim adamları bulunan Alman firması tarafından geliştirildi. Bu aşının alternatifi olan Çin aşısı ise eski usül yöntemli bir aşı, ona da Çin malı diye ucuz üretim oyuncak muamelesi yapılıyor. 

Peki, bu kadar kafa karışıklığının olduğu yerde halk ne yapsın, biz ne yapalım? 

Kişisel görüşüm, iki konuya dikkat etmemiz gerektiği yönünde: ilki “size bir fâsık haber getirirse doğruluğunu araştırın” hükmünce bu konuda duyduğumuz, okuduğumuz her şeye hemen inanmamak ve arkasını araştırmak. İkincisi de ulu’l emre itaat, eğer hayat sürdüğümüz vatanımızı emanet ettiğimiz devletimiz bu konuda ortak bir karara varmışsa ona uymak.

Aşı hakkı çıktıktan sonra birkaç gün bunları düşündüm ve kendi kendime şöyle dedim: eğer devletimiz bu aşıyı olmamızı istiyorsa, olmak gerek. Böylece mRna’lı Biontech aşısını oldum. İnşallah alınan önlemler ve aşılar bu sıkıntıdan kurtulmamıza vesile olur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Tevhid yoksa huzur da yok... - Sayı 122
Anlam peşinde... - Sayı 121
Zor zamanların cesur sesi... - Sayı 120
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14443744
 Bugün : 2605
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 627528
 Bugün : 249
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim