Bir Dergi Ne İşe Yarar? Dergi Editörü Sayı:
111 -
HİCRET
Hicret, yurt dışında aranan destek;
Dâva sahibine öz yurdu köstek.
Merkezi dışardan sarmaktır murad,
Merkezin çevreden fethidir istek.
Hicret, yurt dışında aranan destek; (Necip Fazıl, Esselâm)
Bir dergi ne işe yarar?
Kardelen’in okul duvar gazetesi olarak yayınlanmaya başladığı 1990 yılında, ortaokul öğrencisiydim. 1991’deki canlı yayınlarda izlediğimiz Körfez Savaşını iyi hatırlıyorum. 93’te rahmetli Özal’ın vefatı, 95 seçimleri, Refah Partisinin seçim galibiyeti, 28 Şubat süreci, başörtüsü zulmü, 99 depremleri, ekonomik krizler, 2000’li yıllara girişimiz, milenyum çılgınlığı, internetin ve cep telefonunun hayata hâkim olmaya başladığı günler, Ak Parti’nin iktidara gelişi, 11 Eylül, Ergenekon davaları, kuş gribi, domuz gribi, göçler ve daha neler neler hafızamda taptaze. Kardelen, bütün bu ve benzeri, ülke ve dünya gündemini meşgul eden, ilgilendiren konularda bir fikir beyan etti. Ya bu zikredilenler sayı konusu olarak ele alındı veya derginin sayfalarında meseleler üzerinde fikir yürütüldü.
Göçmenlerin dramını, bundan tam 6 sene önce Ekim/Aralık 2015 tarihli 86. sayımızda ele almışız. O gün meseleye, deniz yoluyla Avrupa’ya kaçmaya çalışırken botları batıp boğulan ve minik cesedi sahile vuran Aylan bebek üzerinden bakmışız. Sayı konusunu da şu cümlelerle ilân etmişiz; “ Dünyanın gözü önünde insanlık, ölü balıklar misali sahile vuruyor. Vatanlarını savaşla, terörle, istikrarsızlıkla yaşanmaz hale getiren Batı’ya, son çare olarak sığınan göçmenlerin dramı…”
86. sayımızda sözüm ona medeniyetin beşiği Batı için tespitimiz: “ (…) Batı, kendisinin bu hale getirdiği insanları görmek istemez… Sömürdüğü, şimdi muhtaç hale gelmiş insanları görmek işine gelmez. Çünkü o zaman zulmünü kabul etmek zorunda kalır. Denize düşen yılana sarılır misali son çare olarak kendisine sığınmak için ölümü göze alanları, ölüme terkeder; hattâ kendisi, onlar için ölüm şartları meydana getirir. Duvar yapar, telörgü çeker, botlarını, teknelerini batırır… Sinek gibi kovar… Hakaret eder, hor görür… (…)” (Ali Erdal)
Üzgünüz ama o gün yaptığımız tespitler, koyduğumuz teşhisler zaman içinde aynıyla vuku buldu. 6 sene sonra geriye dönüp baktığımızda üzülmemek için, bugün yine göç ve hicret üzerinden ama bu kez Batı merkezli değil kendi cephemizden meseleye bakmaya gayret ettik. Eldeki sayı konusunu da bunun için “15. İslâm asrında ümmetin çaresizliği; küfrün postalları altında ezilen vatanlar, göçe zorlanan insanlar... Peki göç edenler Muhacir, ev sahipleri Ensar ahlâkı üzerine mi? Hicret ahlâkının, Ensar-Muhacir hukukunun neresindeyiz?..” cümleleriyle ilân ettik.
Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at... İlanihaye… Hâk bir iman ve doğru bir fikir üzerindeki bir dergi çok işe yarar. Bir dergi, milletinin, kanayan beyni, duyan kulağı, gören gözü, hisseden kalbi olur. Milleti adına tefekkür eder, geçmişin muhasebesini, geleceğin hedeflerini ortaya koyar. Milletinin rotasını çizer, ona yön tayin eder. Kısa vadeli, günlük, küçük menfaatleri peşinde koşanlar bu sebeple dergiyi, dergiciliği anlamaz, anlayamaz. Bu elbise onlara bol gelir ama milletin maşeri vicdanı bunu hisseder, anlar. Kardelen, 32. yaşının arefesinde 111. Sayısıyla okuyucusuyla buluştuğuna göre tespitimizin doğruluğunu söyleyebiliriz…
Yazarımız, ağabeyimiz Sinan Ayhan’ın, arka kapağında okuyucusuna “Dekor çizen bir şiirin ufuklarında yaşayacağınız bir kitap “Su Uykusu”… Kâh rüya, kâh kâbus, kâh tüyden daha hafif bir hayal… Nesnelerden kavrama, kendine bir yuva arayan, hayalî bir yolculuk… Belki bu yolculuk, yola çıkmaya soyunanların milâdı olacak…” cümleleriyle seslenen dördüncü eseri “Su Uykusu” yayınlandı. Şiir tarzında kaleme alınan eser, Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık tarafından basıldı. Eserin okuyucusunun ve istifade edeninin bol olmasını temenni ediyoruz. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden yazarlarımızın kitaplarını hediye ediyoruz, bu eseri de aynı şekilde yapılacak çekilişle hediye edeceğiz.
Yazarımız, kardeşimiz Bahadır Kaya’nın annesi ve babası hâkka yürüdü. Cömertliğiyle, ikram severlikleriyle tanıdığımız büyüklerimize Allahtan gani gani rahmet diliyoruz, mekânı cennet olsun.
Önceki sayılarımızda, Yeni Türkiye dergisinin son sayısını Büyük Doğu ve Üstad’a hasrettiğini, Cumhurbaşkanımızın ilk yazıyı kaleme aldığı sayıda, Ali Hocamız ile Muzaffer Bey’in de eserlerinin yer aldığını yayınlamıştık.
Yeni Türkiye dergisinde eseri yayınlanan yazarlara, Kardelen göndermeye karar verdik. 54 eser sahibinden adresini tespit edebildiğimiz yirmi beşine (büyük çoğunluğu akademisyen) hitabımız ve çıkış beyannamemizin yer aldığı bir mektupla son 2 sayımızı ve Üstad sayımızı gönderdik. Diğer eser sahiplerinin de adreslerini tespit ettikçe göndermeye devam edeceğiz. Yazarlara, dergi editörü imzası ile şöyle hitap ettik:
“Gönüldaş!
31 yıldır! Kardelen, ekte dergilerle birlikte sunduğu “ÇIKIŞ BEYANNAMESİ”NDE ifade etmiş olduğu gibi, sadece FİKRİN DEĞERİNİ BİLEN DÜŞÜNEN ADAMLARA istinat etti; sadece onları aradı, sadece onlara ulaşmaya çalıştı ve sadece onların yolunu gözledi!
Selâm ve hürmetlerimizle…”
İyi okumalar…”
|