Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Ben kazandım, biz kazanacağız
Dergi Editörü

  Sayı: 126 -

Zaman, Miraç hadisesinden hemen sonra... 

-Bunları O mu söylüyor?

-Evet.

-O söylüyorsa doğrudur!

-Nasıl olur?

-BEN O'NA GÖKTEN MELEK VASITASIYLA VAHİY İNDİĞİNE İMAN ETMİŞİM, BUNA MI İNANMAYAYIM...

Eğer “doğru” mefhumunun kendi içinde dereceleri varsa, onun en üst seviyesinden söz söyleyen ve doğruyu “tasdik etme”nin de kendi içinde dereceleri varsa, onun da en üst seviyesinden kabul eden iki dost... Şefaatlerine ermek duasıyla...

*

Gazze, yanıyor, yıkılıyor, mazlumların ah'ı dalga dalga bütün dünyayı sarıyor... Fert fert bütün insanlık sanki yakasından tutulup hesaba çekiliyor; zulüm karşısında sen ne yaptın?..

Zalimi anıp onun lânetli ismiyle Kardelen'in tertemiz sayfalarını kirletmek niyetinde değilim. Zalimi nasıl bir akıbet beklediğini, sözlerin en güzelini söyleyen bildirdiği için asırlar öncesinden biliyoruz. İki Dost'tan Sıddik olan kadar tasdik edemeyiz, bundan aciziz ama O'na inanıyor ve iman ediyoruz. Bu sebeple zalimin sonunu merak etmiyoruz sadece zamanını bekliyoruz.

7 Ekim 2023 tarihine kadar geçen zaman içinde o günün mazlum coğrafyası her neresi ve zulme uğrayanlar her kim olursa olsun, zulüm ve mazlumluk bütün bir insanlığın, bütün bir dünyanın meselesi, derdi olmadı. 90'lı yılların zulüm merkezi Bosna'nın feryadı en çok Anadolu'da, iletişim araçları ile halklarını temsil etmeyen idarecilerinin izin ve imkân verdiği ölçüde diğer İslâm milletlerinde ve kısmen vicdan sahibi Batı dünyasında duyuldu. Sadece duyulmakla kaldı, cılız yardımlara rağmen güçlü ve merhametli bir el Boşnaklar’a uzanmadı, uzanamadı...

Doğu Türkistan da öyle... Mazlumların dindaşları ve ırkdaşları dâhil koca bir dünya, zalim Çin karşısında üç maymunu oynadı, oynamaya devam ediyor. Stratejik ortaklıklar, ekonomik gerekçeler, dünya üzerindeki güç dengeleri, vs. vs. Doğu Türkistan'daki zulmün insanlığın ortak derdi haline gelmesine engel oldu.

Ama Gazze başka... Gazze, yetmişbini aşan şehidiyle bu kötü gidişe dur, dedi. İnsanlık belki dünya kuruldu kurulalı ilk defa zulüm karşısında ortak bir tavır aldı, gücü neye yetiyorsa o nispette harekete geçti. Gazze, bütün putları devirdi, çığır açtı, milat oldu.

Masum bebekler, çocuklar, yaşlılar, kadınlar... Hastanelerde, mabedlerde, okullarda, hanelerinde en nihayetinde sıkıştırıldıkları ufacık bir toprak parçasında kahpe kurşunlarla, gökten yağan bombalar altında ama hep aç olarak şehid oldular... Onların şu anda tıpkı kafir mızrağı bedenine saplanınca “ben kazandım!” diyen kutlu sahabe gibi zaferlerini kutladığından hiç şüphemiz yok...

Asıl zulüm karşısında kıyama kalkan insanlığın durumu merakımızı celp ediyor...  Gazze'deki zulüm karşısında akan gözyaşları, yükselen sesleri, sokaklara, caddelere, stadlara taşan öfkeleriyle yeni bir insanlık teşekkül ediyor.

Bir gün kutlu ashabdan biri “cahiliye döneminde de insanlara yardım ettiğini, fakiri, zulme uğrayanları koruduğunu, bu fiillerinin de ahirette bir karşılığı olup olmayacağını” sorunca “O DAVRANIŞLARIN SEBEBİYLE MÜSLÜMAN OLDUN, KURTULUŞA ERDİN!” cevabını almıştı.

Gazze, ümmetin davete henüz icabet etmeyen kısmını uyandırdı. Görünenin dışında bir şeyler oluyor, olacak. İnsanlık hayırlara gebe...

YENİDEN DOĞACAĞIZ VE BİZ KAZANACAĞIZ... Yirmi birinci yüzyıla kadar dünya üzerinde aralarında bir savaşın veya savaşa götürecek gerginliklerin yaşandığı ülkeler açık olarak belliydi. Ülkeler düşmanını ve savaşacağını ilân ederdi. ABD-İspanya, İngiltere-Hollanda, Rusya-Osmanlı Devleti, Almanya-Rusya son birkaç asır içinde karşılıklı savaşan ülkelerden birkaçı…

İstatistiklere baktığımız zaman son yarım asırda dünya üzerinde bu şekilde savaş sayısının çok az olduğunu görüyoruz. Irak’ın işgali, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması bu az örneklerden ikisi. Ancak dünya geneline bakıldığında, özellikle de Orta Doğu’da ülkeler arası açık bir savaş olmamasına rağmen birçok yerde çatışma ve bu çatışmaların etkisi ile göç hareketleri görülüyor. Peki “savaş” yoksa bu savaşanlar kimler?

Doksanlı yıllarda lise talebesi iken haberlerde sık sık terör eylemleri ve şehit haberlerini duyardık. Duyduğumuz diğer bir şey de “bunlar dış güçlerin Türkiye’yi zayıflatmak için oyunları” yorumlarıydı. Kulağa beylik bir laf gibi gelen bu cümlenin doğruluğunu terörün ülkeye verdiği maddî ve manevî zarar meydana çıkınca daha iyi anladık.

Türkiye gibi, zayıf zamanında bile belirli gücü olan bir ülke, yarım asra yakın terörle mücadele etti, halen de tam bitmiş sayılmaz. Düşünün, uzun yıllar bütçesinin ilk sırasında savunma olan bir ülke ile bir grup terörist, gerilla yöntemleri ile savaşmaya çalışıyor. Teröristlerin topraklarında cirit attığı Irak bunlara sahip çıkmıyor, İran sahip çıkmıyor ama her nasılsa bu teröristlerin silahları, teçhizatları, lojistik ihtiyaçları, yemeleri, içmeleri yıllar boyu kesintisiz bir şekilde karşılanıyor. Bu elbette dışarıdan bir destek olmadan sürdürülebilecek bir durum değil.

Vekâlet savaşları işte bu şekilde yapılan savaşlara deniyor. Ülkeler cepheye kendilerini değil piyonlarını sürüyor. Kamuoyu önünde düşman gözükmüyor ama hedefindeki ülkeyi zayıflatacak ne varsa onun olması için maddî destek sağlıyor. Piyon bazen eli silahlı terörist oluyor, bazen bir gazete oluyor, bazen dinî lider… Bugünkü Suriye’ye bakalım, ABD, İran, İsrail, Rusya ve Türkiye söz sahibi olmak için mücadele ediyorlar ama bu ülkeler arasında resmî bir savaş yok.

Vekâlet savaşları cephe savaşlarına göre daha zor. Bu tür savaşlarda cepheler net değil. Sosyal medyanın parlatması ve piyonlar vekâleti ile kaşınan konular çok çabuk alev alabiliyor. Son birkaç on yıla baktığımızda (etnisite), mezhep kavgaları, ekonomik hareketler Türkiye ile uğraşırken başvurulan diğer yöntemler. Etnik ve dinî farklılığa sahip olma ülkenin zenginliğini ve büyüklüğünü gösterirken bu tür saldırılara da ister istemez açık hale geliniyor. Bugün İsrail’e karşı ilk iki yöntemle savaş çok zarar vermez ama İran’a, Türkiye’ye verebilir. Ekonomi ise global dünyada herkes için bir risk. Ülkelerin ithalat vergi oranları ile ilgili kararları bu tür savaşa örnek gösterilebilir. Kim bilir, karşısında güç sahibi ve etnik grupları besleyen ülkeler olduğunda Amerika’nın etnik yapısı da iç karışıklığa gidecek sorunlara sebep olabilir ileride.

Vekâlet savaşlarında kullanılan piyonların başarılı olmaması için en önemli etken toplumda hiçbir fark gözetmeden adaletin sağlanmasıdır. Adaletin olduğu yerde piyon bulmak kolay olmaz. Elbette maddî güç ile bu durumu da aşabilir düşmanlar ama adalet varsa çözüm de kolaylaşır. Bir diğer önemli konu sorunların çözümünde merhametin değil adaletin önde olmasıdır. Dünya hayatında adalet her an lâzımdır. Ekonomik bağımsızlık da en az adalet kadar önemli. Rahip Brunson olayını hatırlayın.

Ülkemiz her geçen gün caydırıcı bir ülke olma yolunda ilerliyor. Görünen o ki, biraz daha zaman lâzım. Bu sürede bizi zayıflatmak için başvuracakları ilk yol yine piyonlar olacaktır. Bunlarla mücadele kolay değil. Türkiye son yıllarda bu yolda savunmadan çıktı ve saldırı moduna geçti. Örneğin Libya’da, Suriye’de kendi vekillerini oluşturuyor, Afrika’da bu yönde çalışmalar var. Suriye’deki yönetim değişikliği bu konuda başarılı olduğunu da gösteriyor. Ekonomi ve adalette savunma sanayisindeki başarıları elde edebilirsek arzu ettiğimiz güce erişmemiz çok daha kolay olacaktır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Ben kazandım, biz kazanac... - Sayı 126
Annesi gül koklasa ağzı g... - Sayı 125
İddiamıza arşivimiz delil... - Sayı 124
Hicret şuuru... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocuk
Çocuklar bizim geleceğimiz (mi)?
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16190378
 Bugün : 2892
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 688570
 Bugün : 133
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 514
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim