Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     624 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Asıl Kahramanlık Âfet Öncesi Yapılacaklardır
Site Editörü

  Sayı: 116 -

İnsanın hayat safhaları genelde bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık olarak belirtilir. Kişinin kemale ermesi için kırklı yaşlar işaret edilir. Efendimiz’e de ilk nüzul kırk yaşında (kamerî ay takvimine göre) gelmişti. Vakitlerden de ikindi vaktinin olgunluk vakti olduğunu söyler büyükler.

Kişinin olgunlaşmasını sağlayan, hem zaman içinde kazandığı tecrübeler hem de aklını kullanmadaki ilerleme ile olayları daha doğru değerlendirmesidir. Bu değerlendirmeler ile daha önce yaptığı hatalar insana komik, bazen de acı gelir. 

Devletlerin ve toplumların da insan hayatına göre daha uzun sürebilecek hayat safhaları vardır,  devlet ve toplumlar da hafıza sahibidir, onlar da olgunlaşırlar. Bu hafıza sayesinde olanlardan ders alıp olaylar tekrar ettiğinde doğru refleksi gösterirler. Bir musibet bin nasihatten yeğdir demişler, başa gelen musibetler bu reflekslerin oluşmasının acı kaynaklarıdır.

Örneğin havacılıkta birçok kural vardır, hattâ bazı kurallar için bu kadar da olmaz, buna ne gerek var, diyebilirsiniz. Ama şu söz sizi durdurur: “havacılıkta her kural kan ile yazılmıştır”. Havacılıkta her kaza çok detaylı incelenir, insan veya makine hatası mı belirlenir, bu hatayı önleyici katı kurallar, kontroller devreye sokulur ki tekrar etmesin.

Ülkemizin de tecrübe ettiği birçok olumsuzluk var, örneğin terör. Bugün terörle mücadelede bizim kadar tecrübeli ve iyi durumda olan kaç ülke daha vardır, bilemiyorum. Ancak bu tecrübeyi edinmek nice canlara, can yanında kıymeti olmasa da çok ciddi bütçelere mal oldu.

Deprem de ülkemizin bir gerçeği, tarih boyunca bu topraklarda hep depremler olmuş. Hayatını depremi tecrübe etmeden geçiren kişi sayısı çok azdır. İnsan her olandan bir anlam ve ders çıkartabilen bir varlık, depremler ve sonrasında yaşananlardan da hep ders çıkartılıyor ancak genelde büyük depremlerin oluşma periyodu insan hayatına göre daha uzun zamanlarda olduğu için bu âfetlerden ders almamız diğer kaza ve âfetlere göre daha zor oluyor.

Ülke olarak can kaybının olduğu her deprem sonrasında yerleşim yeri seçimi ve inşaat yapımı ile ilgili kanunlarda iyileştirmeler yapmışız veya yenilerini hazırlamışız. Kanun olarak günümüzde çok eksiğimiz olduğu söylenemez ancak burada iki sorun karşımıza çıkıyor, biri yazılı kanunlara uyumda yaşanan sorunlar, diğeri toplum olarak bu kanunlara alışma süremizin uzun olması.

Hatırlayın, yaya geçitlerinde önceliğin yayada olması kanunu yürürlüğe girdikten sonra birçok görüntüye şahit olduk, yaya geçidinde bir yaya geçmeyi bekliyor, onlarca araç durmadan geçiyor, hızları da az değil, bir tane araç yayaların geçmesi için duruyor, arkasından birkaç araç duran araca çarpıyor ve zincirleme kaza oluyor. Bu görüntüler yurdumdan medeniyet manzaraları diye yayınlanmıştı. Evet, yazılı kanun var ama hem uygulama ve denetlemede hem de toplumun bu kanuna alışmasında sorun var. Depreme dayanıklı inşaatlar konusunda da kanunlarımızın oldukça yeterli olduğu hattâ dünyada bu konuda en katı kanunlara sahip birkaç ülkeden biri olduğumuz söyleniyor. Önemli olan bu kanunlara uyulması ve bu uyumun denetlenmesi. Denetleme ve cezaî müeyyide olmadan kanunların tam olarak uygulanması mümkün değil. Yurt dışında kırmızı ışığı otuz metre öteden görünce duran ama memlekete gelince nasıl olsa af gelir, başkaları durmuyor ben neden durayım diyen vatandaşın davranışındaki farklılık yurt dışında cezanın çok yüksek olması ve af çıkmayacağından emin olunmasıdır. 

Yaşadığımız deprem felâketlerinden tahminlerin ötesinde bir alan ve nüfus etkilendi, Allah vefat edenlere rahmet eylesin, kalanlara sabır versin. Allah bizleri böyle âfetlerden muhafaza etsin. Devlet büyüklerinin de söylediği gibi ilk gün alanın büyüklüğünden yardımların organizasyonunda sorunlar yaşandı, sonraki günlerde ise hem devlet hem millet olarak büyük bir dayanışma ile hareket edildi, edilmeye devam ediliyor. Bu elbette bir kahramanlık örneğidir. Ancak bu başarıyı gölgelemeden, şunu da unutmamamız gerek, asıl görülmeyen kahramanlık âfet öncesi yapılacaklardır. İki öğrenci düşünün, birisi sınavlar için düzenli çalışıyor, günlük programı dâhilinde ders de yapıyor, oyun da oynuyor, sınav gecesi normalden bir tık fazla çalışıp yatıyor. Diğer öğrenci sınava kadar defter kitap açmıyor ama sınav gecesi uyumadan sabaha kadar ders çalışıyor. İkinci öğrenciyi gören annesi, ah yavrum sabaha kadar çalıştı deyip onu kahraman olarak görebilir ama bu hareketi doğru olanın bu olduğunu göstermez. Doğru olan ilk öğrencinin yaptığıdır.

Deprem konusunda da asıl kahramanlık, kahramanlığa ihtiyaç duyulmayacak ortamın sağlanmasıdır. Bu konuda sadece devlete değil belki de devletten daha çok millete görev düşüyor.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Tevhid yoksa huzur da yok... - Sayı 122
Anlam peşinde... - Sayı 121
Zor zamanların cesur sesi... - Sayı 120
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14443678
 Bugün : 2539
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 627482
 Bugün : 203
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim