Arabeske Methiye Gönüldaş Sayı:
117 -
■Bir asra yakın zamandır Batıcılar milleti müziğinden vaz geçirmeye ve ona yabancı müzikleri benimsetmeye uğraşıyorlar.
■Önce klâsik Batı müziği tutturulmak istendi. Okullarda müzik eğitimi buna göre yapıldı. Bestecilerinin hayatı kerrat cetveli gibi ezberlettirildi. Batı’nın en basit en basit melodileri, dünyanın sekizinci harikası edasıyle öğretildi, söyletildi. Bayram şarkıları onlardan seçildi. Ninniler bile onlardan seçildi. Neyse ki, Anneler çocuklarını bu ninnilerle uyutmak zorundadır, diye bir kanun çıkarmadılar. Radyo, daha sonra televizyon, müzik misyonerlerinin emrine verildi.
■Okullardaki eğitime, radyo ve televizyondaki hamaratlığa, Avrupalardaki bol reklâmlı özendirici müzik tahsillerine, masraflı ve tantanalı konserlere, her ihtiyacı karşılanmış konservatuvarlara rağmen klâsik Batı müziği tutturulamadı.
■Bunun üzerine “dış kaynaklı” her müziğe kucak açıldı ve aynı imkânlar hepsine tanındı.
■Millet, “Senin müziğin ilkel, meyhane havasından başka bir şey değil, sadece ağlamaklı ve hiç neşe yok, tek sesli ve monoton” diyenlere karşı bu söylenen vasıfları taşıyan bir tür ortaya koydu: ARABESK…
■Arkasından Arabesk bir şamata koptu ki, her şeye satıhtan bakan Batıcı baylar şaşkına döndü. Böyle yapmakla millet, “Benim müziğim, sizin dediğiniz gibi değil, madem benim müziğimin yolunu kapadınız, ona yakıştırdığınız vasıfta bir gürültüyle karşınıza çıkayım da görün” demiş oldu.
■Herkes şaşkına döndü ve arabeskin ne olduğuna ve sosyolojik önemine dikkat eden olmadı.
■Batıcı bayların içinde, yurdun her hangi bir yerinden (Meselâ Çankaya’dan) aday olup da arabesk müzikle seçim propagandası yapmayacak biri çıkabilir mi acaba?
■İşte böyle… Millet aslını inkâr edenlere tükürdüğünü yalatır…
Büyük millet böyle olur. (1980)
|