Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4874 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hayallerim, Oklarym ve Ben
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 57 - Temmuz / Eylül 2007

Efendim, malûmunuz Kardelen’in bu sayısının konusu “Mücerret Mânâda Devlet Başkanlığı”. Klavyenin başında, bu konuda neler karalayabilirim diye düşünürken, aklıma “mücerret bir röportaj” yapmak geldi.


Genelde röportajın zor kısmı, röportaj yapılacak kişiyi bulmak, randevu almak gibi işlerdir ama mücerret olunca bunlar çok sorun değil. Sadece kim ile yapılacağının bulunması yeterli…


Kim olsun, kim olsun diye beynime jimnastik yaptırırken, konu ile ilgisi olması bakımın- dan son cumhurbaşkanlığı seçimini gözümün önüne  getireyim  dedim. Nasıl olsa bu manzaradan röportaj yapacak biri kesin çıkar. E mücerret de olunca seç istediğini… Adana karpuzu gibi...


Meclise bir göz atalım en iyisi... Bahçe hayli kalabalık… Hayret, başkanlık seçimi yok mu Meclis’te? Bu kadar kişinin dışarda ne işi var? Bu elinde sopa ile bekleyen de kim ola? Dayanmış Meclis’in kapısına, elinde sopayla… İçeri girmek isteyen adamlarına fiske vurmaktan da çekinmiyor ha…


Tamam, tamam… Ben adamımı buldum. İşini bitirsin de yanına gideyim.

*

–Efendim, ilk olarak dergimiz adına röportaj teklifimizi kabul etti…


–İlk önce şunu belirtmem gerekir ki, ülkemiz son derece laik, bir o kadar da demokratik bir hukuk devletidir. Bundan kimsenin bir an bile şüphe etmemesi gerekir. Şüphe edenin de söz konusu şüphesinden bir an önce arındırılması gerekir. (Bu esnada elindeki sopayı gösteriyor.) Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, hattâ söylemezsem çatlarım; ülkemiz, hukuk devleti olmakla kalmayıp üstelik de anayasal bir hukuk devletidir.


–Neyse, ben yine de teşekkürümü tamamlayayım. Bahsettiğiniz hususlara kimsenin itiraz ettiği yok zaten. Hal böyle iken, neden sürekli bunları ön plâna çıkartıyorsunuz? Meselâ ne zaman sizler gibilerin ağızlarından ilk söz olarak, “Ülkemiz, teknolojik, modern, bilimsel bir uzay devletidir” lâfını duyacağız. Hoş uzay kelimesi biraz garip oldu ama neyse…


–Bakınız... Anayasa kuralları çerçevesinde her türlü bilimsel çalışmanın yanındayız. Ama devletin bekası ve demokrasinin sürdürülebilir olması için bu kuralların dışında kalan çalışmaları, Sayın Başkan’ın veto edeceğinden adım gibi eminim. Yani öyle ki, etmeyen benim gibi olsun, burnu muhalefetten kurtulamasın, o derece yani. Ayrıca, kimse ülkenin bölünmez bütünlüğünü, bilimsel çalışma adı altında bu tür davranışlarla tehlikeye atmasın.


Milletimiz, bilimsel çalışmanın ne demek olduğunu Tandoğan Meydanı’nda metrekareye düşen kişi sayısının hesabında görmüştür. Ha, çalışmalar olmayacak mıdır, olacaktır; ama dediğim gibi demokratik, lâik, anayasal hukuk devletimizin mahkemeleri vardır. Biz gerekirse mahkeme kapısında yatar yine bu tür buluşların patent almasını engelleriz. Zaten engellemezsek kaos olur maazallah.


–Efendim dergimizin bu sayısının konusu “Nasıl Bir Devlet Başkanı”. Size göre devlet başkanı nasıl olmalıdır?


–İlk olarak belirtmeliyim ki, başkanı bu meclisin seçmemesi taraftarıyım, hem de fanatik taraftar, doğuştan bir nevi. Ayrıca halkın seçmesinin de sakıncaları olabilir. Şimdi ek bir seçim,  sandıklar, gözlemciler... Boşuna masraf. En iyisi yeni meclis seçsin... Yok yok, o da seçmesin.   Ya   şundadır,  ya  bundadır mı  yapsak? Yazı tura atsak, orda bile yüzde elli kaybederiz... Hmm.. Neyse, seçimi bir tarafa bırakalım. Şartlar olgunlaşınca seçilirim aman seçilir nasıl olsa.
Peki, başkan nasıl olmalı demiştiniz değil mi? Efendim, bildiğiniz üzere ülkemiz demokratik, lâik, anayasal bir hukuk devleti olduğu kadar bir de modern bir devlettir. Ee, modern devletin de bıyıklı başkanı olmamalı. İlk şartım budur, bıyıksız olacak, evet evet kesinlikle bıyıksız.


–Anlayamadım, bıyıkla modern olmanın ne gibi bir ilgisi var?


–Bıyıkla yok zaten, bıyıksızlıkla var. Ne o, itirazın mı var yoksa? (Sopa yine devrede) Modernizm ile bıyığın alâkası olduğu gibi aynı zamanda etek boyunun, yaka açıklığının ve başörtüsünün de direk alâkası olduğu yönünde ciddi şüphelerimiz var.


–Peki onu anladık, başka şartlarınız yok mu? Sadece bu şartla önemli adayları elediniz ama yine de risk var?


–Elbette olacak. Biliyorsunuz ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili. Yani denizcilik çok önemli… O yüzden seçilecek kişinin, denize kıyısı olan illerimizden olması gerekir. Böylece deniz konusunda tecrübesi olmuş olur. Ancak, Karadeniz ve Marmara’nın iç deniz olması, Ege’nin de Akdeniz’in devamı olması hasebiyle, burada söz konusu olan deniz elbette Akdeniz’dir. Ancak, Akdeniz’in başındaki “Ak” kafaları karıştırmasın, benim belirtmek istediğim Akdeniz’e  kıyı  olan bir ilden çıkmalıdır. Bu arada, hemen belirtmeliyim ki, Akdeniz’in başındaki Ak’ın değiştirilmesi ile ilgili de Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Sonuç bekliyoruz.


–Akdeniz’e kıyısı olacak, öyle mi? Peki Antalya nasıl sizce? Bu arada “Deniz” takıntınızı da anlamadım ama hayırlısı…


–Hay yaşa! (Bir anda sopayı gerilere attı) Elbette, Akdeniz’in incisi Antalya olacak. Aklın yolu bir zaten. Hoş bir olmasa da, biz Anayasa Mahkemesi kararı ile bir haline getiririz. Ne de olsa ülkemiz neydi, evet hep beraber tekrarlıyoruz, anayasal bir hukuk devletidirrrr..


–Sayenizde aday profili kafamda oluştu, hatta öyle oluştu ki, tam karşımda hayal edebiliyorum desem abartmış olmam. O derece yani... Peki ya halk, sizce “Mücerret mânâda Halk” nasıl olmalı?..


–Ahh ahh.. Yaramı deştin evlâdım şimdi. Bu halk yok mu, bu halk... Adımız bile haykırıyor, “biz sizin partiniziz” diye ama.. Ne fayda.. Halk nasıl olmalı biliyor musun? Bir kere başkan seçmemeli… En azından benden gayrısını... Metrekareye en az 22 kişi sığabilmeli. Sığabilmeli ki milyonluk sayım yapabilelim. Zaten iktidara gelirsek, nüfus sayımı için tüm ülkeyi Konya ovasına toplayıp “google map” ile sayım yapmayı düşünüyoruz. Bu metotla yeni nüfusumuzun yaklaşık 192 milyon çıkmasını umuyoruz. Neyse, konuyu dağıtmayayım, ne diyordum; halkımın aklında devamlı ülkenin demokratik lâik olduğu olmalı. Her sabah, demokratik, lâik, hukuk devletine uyanmanın mutluğu ile günde belirli kereler bunu tekrar etmeli. Zaten Anayasa Mahkemesi’nden bu şekilde bir karar çıkartmak da istiyoruz.


–Anlaşıldı efendim. Bize zaman ayırdığınız için tekrar size teşekk..


–Bakınız; medya, demokratik, lâik anayasal bir hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Âdeta dördüncü bir kuvv…


–Röportaja girerken kestin sözümü bir şey demedim, adı üstünde mücerret röportaj bu, mücerretsin kabul et artık bunu... Kestim röportajı... O kadar...

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Emanet gazete isteyen, “bakabilir miyim?” diyor; “okuyabilir miyim” değil… Demek okunması gereken gazeteler, bakılır duruma düşmüş; yani albüm olmuş… Hem de (görmeyen gözlere yazıklar olsun) “fuhş albümü”…
Ortada bir basın olmadığına göre, neyin krizinden söz ediyorlar?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15174950
 Bugün : 903
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 641610
 Bugün : 183
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 93
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim