Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4827 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hayallerim, Oklarym ve Ben
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 57 - Temmuz / Eylül 2007

Efendim, malûmunuz Kardelen’in bu sayısının konusu “Mücerret Mânâda Devlet Başkanlığı”. Klavyenin başında, bu konuda neler karalayabilirim diye düşünürken, aklıma “mücerret bir röportaj” yapmak geldi.


Genelde röportajın zor kısmı, röportaj yapılacak kişiyi bulmak, randevu almak gibi işlerdir ama mücerret olunca bunlar çok sorun değil. Sadece kim ile yapılacağının bulunması yeterli…


Kim olsun, kim olsun diye beynime jimnastik yaptırırken, konu ile ilgisi olması bakımın- dan son cumhurbaşkanlığı seçimini gözümün önüne  getireyim  dedim. Nasıl olsa bu manzaradan röportaj yapacak biri kesin çıkar. E mücerret de olunca seç istediğini… Adana karpuzu gibi...


Meclise bir göz atalım en iyisi... Bahçe hayli kalabalık… Hayret, başkanlık seçimi yok mu Meclis’te? Bu kadar kişinin dışarda ne işi var? Bu elinde sopa ile bekleyen de kim ola? Dayanmış Meclis’in kapısına, elinde sopayla… İçeri girmek isteyen adamlarına fiske vurmaktan da çekinmiyor ha…


Tamam, tamam… Ben adamımı buldum. İşini bitirsin de yanına gideyim.

*

–Efendim, ilk olarak dergimiz adına röportaj teklifimizi kabul etti…


–İlk önce şunu belirtmem gerekir ki, ülkemiz son derece laik, bir o kadar da demokratik bir hukuk devletidir. Bundan kimsenin bir an bile şüphe etmemesi gerekir. Şüphe edenin de söz konusu şüphesinden bir an önce arındırılması gerekir. (Bu esnada elindeki sopayı gösteriyor.) Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, hattâ söylemezsem çatlarım; ülkemiz, hukuk devleti olmakla kalmayıp üstelik de anayasal bir hukuk devletidir.


–Neyse, ben yine de teşekkürümü tamamlayayım. Bahsettiğiniz hususlara kimsenin itiraz ettiği yok zaten. Hal böyle iken, neden sürekli bunları ön plâna çıkartıyorsunuz? Meselâ ne zaman sizler gibilerin ağızlarından ilk söz olarak, “Ülkemiz, teknolojik, modern, bilimsel bir uzay devletidir” lâfını duyacağız. Hoş uzay kelimesi biraz garip oldu ama neyse…


–Bakınız... Anayasa kuralları çerçevesinde her türlü bilimsel çalışmanın yanındayız. Ama devletin bekası ve demokrasinin sürdürülebilir olması için bu kuralların dışında kalan çalışmaları, Sayın Başkan’ın veto edeceğinden adım gibi eminim. Yani öyle ki, etmeyen benim gibi olsun, burnu muhalefetten kurtulamasın, o derece yani. Ayrıca, kimse ülkenin bölünmez bütünlüğünü, bilimsel çalışma adı altında bu tür davranışlarla tehlikeye atmasın.


Milletimiz, bilimsel çalışmanın ne demek olduğunu Tandoğan Meydanı’nda metrekareye düşen kişi sayısının hesabında görmüştür. Ha, çalışmalar olmayacak mıdır, olacaktır; ama dediğim gibi demokratik, lâik, anayasal hukuk devletimizin mahkemeleri vardır. Biz gerekirse mahkeme kapısında yatar yine bu tür buluşların patent almasını engelleriz. Zaten engellemezsek kaos olur maazallah.


–Efendim dergimizin bu sayısının konusu “Nasıl Bir Devlet Başkanı”. Size göre devlet başkanı nasıl olmalıdır?


–İlk olarak belirtmeliyim ki, başkanı bu meclisin seçmemesi taraftarıyım, hem de fanatik taraftar, doğuştan bir nevi. Ayrıca halkın seçmesinin de sakıncaları olabilir. Şimdi ek bir seçim,  sandıklar, gözlemciler... Boşuna masraf. En iyisi yeni meclis seçsin... Yok yok, o da seçmesin.   Ya   şundadır,  ya  bundadır mı  yapsak? Yazı tura atsak, orda bile yüzde elli kaybederiz... Hmm.. Neyse, seçimi bir tarafa bırakalım. Şartlar olgunlaşınca seçilirim aman seçilir nasıl olsa.
Peki, başkan nasıl olmalı demiştiniz değil mi? Efendim, bildiğiniz üzere ülkemiz demokratik, lâik, anayasal bir hukuk devleti olduğu kadar bir de modern bir devlettir. Ee, modern devletin de bıyıklı başkanı olmamalı. İlk şartım budur, bıyıksız olacak, evet evet kesinlikle bıyıksız.


–Anlayamadım, bıyıkla modern olmanın ne gibi bir ilgisi var?


–Bıyıkla yok zaten, bıyıksızlıkla var. Ne o, itirazın mı var yoksa? (Sopa yine devrede) Modernizm ile bıyığın alâkası olduğu gibi aynı zamanda etek boyunun, yaka açıklığının ve başörtüsünün de direk alâkası olduğu yönünde ciddi şüphelerimiz var.


–Peki onu anladık, başka şartlarınız yok mu? Sadece bu şartla önemli adayları elediniz ama yine de risk var?


–Elbette olacak. Biliyorsunuz ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili. Yani denizcilik çok önemli… O yüzden seçilecek kişinin, denize kıyısı olan illerimizden olması gerekir. Böylece deniz konusunda tecrübesi olmuş olur. Ancak, Karadeniz ve Marmara’nın iç deniz olması, Ege’nin de Akdeniz’in devamı olması hasebiyle, burada söz konusu olan deniz elbette Akdeniz’dir. Ancak, Akdeniz’in başındaki “Ak” kafaları karıştırmasın, benim belirtmek istediğim Akdeniz’e  kıyı  olan bir ilden çıkmalıdır. Bu arada, hemen belirtmeliyim ki, Akdeniz’in başındaki Ak’ın değiştirilmesi ile ilgili de Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Sonuç bekliyoruz.


–Akdeniz’e kıyısı olacak, öyle mi? Peki Antalya nasıl sizce? Bu arada “Deniz” takıntınızı da anlamadım ama hayırlısı…


–Hay yaşa! (Bir anda sopayı gerilere attı) Elbette, Akdeniz’in incisi Antalya olacak. Aklın yolu bir zaten. Hoş bir olmasa da, biz Anayasa Mahkemesi kararı ile bir haline getiririz. Ne de olsa ülkemiz neydi, evet hep beraber tekrarlıyoruz, anayasal bir hukuk devletidirrrr..


–Sayenizde aday profili kafamda oluştu, hatta öyle oluştu ki, tam karşımda hayal edebiliyorum desem abartmış olmam. O derece yani... Peki ya halk, sizce “Mücerret mânâda Halk” nasıl olmalı?..


–Ahh ahh.. Yaramı deştin evlâdım şimdi. Bu halk yok mu, bu halk... Adımız bile haykırıyor, “biz sizin partiniziz” diye ama.. Ne fayda.. Halk nasıl olmalı biliyor musun? Bir kere başkan seçmemeli… En azından benden gayrısını... Metrekareye en az 22 kişi sığabilmeli. Sığabilmeli ki milyonluk sayım yapabilelim. Zaten iktidara gelirsek, nüfus sayımı için tüm ülkeyi Konya ovasına toplayıp “google map” ile sayım yapmayı düşünüyoruz. Bu metotla yeni nüfusumuzun yaklaşık 192 milyon çıkmasını umuyoruz. Neyse, konuyu dağıtmayayım, ne diyordum; halkımın aklında devamlı ülkenin demokratik lâik olduğu olmalı. Her sabah, demokratik, lâik, hukuk devletine uyanmanın mutluğu ile günde belirli kereler bunu tekrar etmeli. Zaten Anayasa Mahkemesi’nden bu şekilde bir karar çıkartmak da istiyoruz.


–Anlaşıldı efendim. Bize zaman ayırdığınız için tekrar size teşekk..


–Bakınız; medya, demokratik, lâik anayasal bir hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Âdeta dördüncü bir kuvv…


–Röportaja girerken kestin sözümü bir şey demedim, adı üstünde mücerret röportaj bu, mücerretsin kabul et artık bunu... Kestim röportajı... O kadar...

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


“Yeni Dünya Düzeni” diye bir şey attılar ortaya… Ondan sonra ne ses çıktı, ne soluk… “Yeni Dünya Düzeni” dedikleri, boşluğun sessizliğini dinlemek gibi bir şey mi acaba?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591202
 Bugün : 1743
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630625
 Bugün : 271
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim