İsrail-SAMİRİ-oğulları Muhsin Hamdi Alkış Sayı:
119 -
Toprak kutsallığı Allah’ın ve Peygamberinin bildirmesinden geliyor. İnsanların da şerefi Allah’ın bildirmesinden.
Her insanın olduğu gibi her kavmin de bir fıtratı var. Kur’ân-ı Kerîm bize pek çok surede İsrailoğullarından bir zamanlar üstün kılındıklarından ve onlara gelen Peygamberlerden haber veriyor. Ancak acıdır ki bunca Peygambere rağmen ıslah olmamakta direnen ve isyan eden bir kavim. Allah onları Hz Musa ile şereflendirdiğinde, Firavun’un zulmünden kurtarıp denizin yarılması mucizesi gözlerinin önünde gerçekleşip imanları artacak yerde, Hz Musa onlardan kısa bir süre Allah (cc) ile mülaki olmak üzere ayrıldığında Samiri isimli bir münafık ve müşriğin yaptığı buzağı heykeline tapmaya başlıyorlar.
Bu kavmin nankörlük seviyesine oldum olası hayret etmiş ve hanif olarak tek Tanrı inancını vicdanıyla bulmuş milletimizle kıyaslamadan edememiştim. Çocuk aklımla: Yüce Yaratan’dan sizin için daha ne yapmasını bekliyorsunuz be nankörler diye düşünürdüm.
Elbette yüce Yaratan ezeli ilmiyle bildiği ve bize ibretlik vakıalar olarak gösterdiği İsrailoğulları içlerinden Allah’ın üstün kıldığı* "Allah şöyle dedi: Ey Musa! Seni, sana vahyettiğim şeylerle ve seninle konuşmamla insanlar arasında üstün kıldım..." (el-A'raf, 7/144) Hz Musa da çıkıyor. Samiri gibi “belhum adallar” da..
Halihazırda İsrail devletinin ve siyonizmin insanlık dışı katliam ve soykırımını gören vicdan kırıntısı sahibi her insan “üstün” kılınanlardan değil, bunların belhum adal, samirilerden, neseben veya fikren samirioğullarından olduğunda ittifak edecektir.
Öyleyse Allahın şerefli kıldığı İsrail ismiyle anılmayı haketmeyen bu vahşilere SAMİRİOĞULLARI demekte bir beis de yoktur.
Bölgenin sulh ve huzur bulduğu nadir yüzyıllar Türk idaresinde olduğu zamanlar. Öyle ki Osmanlı zamanında bir zabitle idare ediliyor. Osmanlı devletinin yıkılışı ve Türk idaresinin bölgeyi terk etmesinden sonra idareyi üstlenen İngilizler, zengin Yahudi bankerlerle ittifak içerisinde Belfour deklarasyonu ile bir İsrail devletinin kuruluşuna ve Avrupa’daki samirioğullarının göçüne ön ayak oluyorlar. Hattâ Hitlerin yükselişine de bir süre sessiz kalmalarının sebebibini bu şeytanî plânda görenler hiç az değil. Bunu yapmaktaki gayeleri; bir taşla pek çok kuş vurmak. Hem Avrupa’daki nüfuslarını azaltmak hem de samirioğullarının elindeki parasal ve şeytanî güçleri yanlarına çekmek.
O halde bu ittifakın temelinde yer alan toplumları halkları hattâ ülkeleri köleleştiren mülksüzleştiren borca ve faize dayalı para sistemini yok etmeden samirioğulları problemini çözmek mümkün değildir.
Bunu yapmak ise, ekonomik güçleri sayesinde siyasetten dış politikaya bilimden sanata, askerî güce her alanda kurdukları hâkimiyetini de kırmaktan geçer. Samirioğulları -dünyada her birliği bozan onu ya satın alarak ya da alternatiflerini meydana getirerek yok eden bir topluluk. Finans sistemi medya hukuk Batı dış politikası üniversiteleri bunların kontrolünde. Nüfusları az olduğu için kurdukları, kurdurdukları kukla örgütlerle mensuplarını kendilerine hizmet ettiriyorlar. Vaad edilmiş topraklar dedikleri alanda nifak ve bölünmeden besleniyorlar.
SAMİRİOĞULLARIYLA MÜCADELEDE NE YAPILMALI -PAX TURCA-
FİKRİ HAKİMİYET :
Öncelikle kavramsal fikri altyapı oluşturulup moral üstünlüğü vicdan sahibi tüm insanlıkla hareket ettirilmesi ve dünyanın tüm milletlerinin samirioğullarının kölelik düzenini idrakine varması sağlanmalıdır. Zira goy-im dedikleri ve Yahudi olmayan herkesi yarı insan saydıkları için soykırım yaparken dahi en ufak bir vicdan azabı duymayan ve hattâ belki sevap kazandıklarını düşünen bu samirioğullarının kurdukları kölelik düzeni gerçeği korkmadan tüm açıklığıyla fikirde sanatta ilimde iş dış politikada haykırılmalı ve vicdan uyanışı sağlanmalıdır. Halklar uyandığında bir avuç azınlık samirioğulları zulmüne ve kölelik düzenine karşı asıl gücün kendilerinde olduğunun farkına varacaklardır. Nitekim tüm engellemelere rağmen kendiliğinden gelişen bir refleksle dünyanın her yerinde stadyumlardan meydanlara milletlerin vicdan kalkışması yaşadığını görüyoruz.
ORGANİZASYON AŞAMASI
O halde çare onların şeytanî yönteminin tam zıddıdır. Nifaka karşı uzlaşma, bölünmeye karşı birleşme, sömürü yerine ortak çıkarlar temelinde onurlu işbirlikleri...
Devletler üstü, birleşmiş milletler gibi birliklerin neredeyse tümünün gizli veya açık kontrolü bunlarda olduğundan BM’den karar çıkartmakla şu veya bu kongreyi toplamakla, şu veya bu mahkemede yargılamakla tehdit etmekte netice alınamaz. Mevcut dünya kölelik sistemi yıkılıp yerine adil dünya düzeni kurulmalıdır.
Türkü Arabı Uzakdoğulusu İslâm milletleri ekonomik ve askerî işbirliği teşkilâtı kurmalı, Avrupa Asya halkları da keza… Sonra bu birlikler birbirleriyle insanlık düşmanı sorunları çözmek için başka birlikler kurmalı.
İkinci aşamada hattâ bir önceki birlik hamlesiyle eşzamanlı, samirioğullarının kölelik düzeninin damarlarındaki kan olan , yaşam enerjisi olan borca ve faize dayalı kölelik düzeni hedef alınmalı ve Bretton-woods sistemi devrilerek alternatifleri meydana getirilip ülkelerin birbirleriyle ticaretlerinde kendi para birimlerini kullanması sağlanmalı ve kaydi para olarak da müşterek bir dijital para sistemi kurulmalı, hür teşebbüslerin ortaklık kurması ve sermayeye ulaşması faizden ve samirioğullarının hâkimiyetindeki banka sisteminin de tekelinden çıkarılmalıdır.
AKSİYON AŞAMASI
Birlikler kurulurken, yukarıda da değindiğimiz gibi bölgenin huzur ve sükûn ve hepsinden önemlisi adalet bulduğu tek devr-i idare olan Türk idaresinin yeniden sağlanması dünya vicdanın da ortak kanaati olacaktır. Maide suresi 54 âyette ve Muhammed suresi 38. Âyetlerinde işaret edildiğine inandığımız milletimiz aksiyon safhasının elbette ki lider gücü olmalıdır. Hiçbir ırkî taassub taşımadan söylemek icab eder ki: Arapların girdikleri savaşlarda İsrail’e karşı düştüğü durumun asker millet olan Türk milletiyle mukayese edilemeyeceğinin soğuk ve ilmî bir tespit olması hasebiyle, liderliğin Türk milletinde olmasının alternatifsizliği de meydandadır.
Aksiyon aşamasının ilk safhası ve olmazsa olmazı maddeye tam hâkimiyetle ilimde sanatta ve bilhassa askerî güçte hazır hale gelmek olmalıdır. Söylemek bile gereksiz, hava deniz kara uzayda kuvvetli ordu… Ancak hepsinden önemlisi, nükleer gücüyle tehdit eden ve bunu kullanmaktan çekinmesi ancak kendine eşdeğer bir güçle tehdit edilmesi halinde mümkün olan bu şeytanî samirioğulları devletinin elinden bu koz alınmalı ve tam bir ilmî seferberlikle nükleer güce erişilmelidir. Elinde hiçbir ağır silâh bulunmayan Filistinli mücahitlere karşı İsrail devletinin düştüğü durum gerçek bir orduyla karşılaşma ihtimaline dahi tahammül edemeyeceklerini gösteren bir emaredir.
Türk milleti madde ve mânâda hazır olduğunda sadece şu kadar kilometrekarede Filistinde meskûn, yapma bir devlet olduğu iddia olunan İsrail’i değil, samirioğullarının kölelik düzenini yıkacaktır!
Bu millet; hazırım! deyip ayağa kalktığında önünde duracak yoktur biiznillah! Samirioğullarının bu kölelik düzenini yıkmaya Allah bu milleti ve ordusunu memur etsin!
|