Kardelenden haberler Kardelen Dergisi Sayı:
121 -
Kardelen’in 42. Toplantısı Yapıldı
Kardelen’in yayın periyoduna uygun olarak yapılan toplantılarının 42.si, 20 Nisan 2024 tarihinde düzenlendi. Toplantı; bu toplantının başkanı Ekrem Yılmaz’ın takdim konuşması ile başladı. Daha sonra derginin son sayısı ile yeni çıkacak sayısı değerlendirildi. Günün olaylarının müzakeresinden sonra bir sonraki toplantının yeri ve tarihi belirlendi.
TOPLANTI BAŞKANI Ekrem YILMAZ’IN KONUŞMASI
Bismillahirrahmanirrahim. Sonsuz hamd Âlemlerin Rabbi yegâne yaratıcı Allah-ü Teâla’ya ait, bütün övgüler onun. Selât ve selâmın en güzeli Sevgili Habibine âli ashabına ve seçmiş olduğu kullarına olsun. Allah’ın selâmı, rahmeti bereketi hepimizin üzerine olsun.
120. doğum yılına denk gelen 120. sayımız yeni şeylerin söylendiği bir sayı oluyor Allah’ın izniyle. Gaye şahıs değil şahısta tecelli eden dâvâdır, herhalde bunun anlatıldığı bir sayı olacak, küfrü faka bastıran adamın şahsında…
Hayatı ve eserleriyle taşları yerinden oynatan o ki düzmece tarih algılarını tersine çevirdi hakikati haykırarak… Bir şeyleri tersine çevirdiği gibi cemiyete de yeni bir yön verdi. İslâm yenilenmez, anlayışı yenilemek gerekir diyerek. Sırtımız dağ gibi büyüklere dayalı. Onların samimiyet ve cehtleri mükâfatlandırılarak isimleri kıyamete dek anılacak, hatırlanacak… İmamı Âzam, Hoca Ahmet Yesevî, Mevlâna, Yunus ve benzerleri… Bu halis insanların gayesi Allah rızasından başka ne olabilirdi, Müslümanca yaşayıp Müslümanca ölmekten başka ne muratları vardı. Hanefî, Yesevî, Mevlevî yollar açılmasına vesile olup etkileri derinlerde, meyveleri gönüllerde olmuş… Acaba bunlar ben bir mezhep kurayım, bir tarikat icat edeyim diye yola çıkmış olabilirler mi? Böyle bir işe kolları sıvamayacaklarını her selim akıl görür, anlar. İşte böyle madenini işleyip gömene Allah-ü Teâla mükâfatını veriyor ve yolunu açıyor. Bir büyük diyor ki “biz şeyhlik etseydik zamanımızda şeyh geçinenler mürit bulamazdı. Zira biz sultanlara hakkı tavsiye ve terkiye yolunu seçtik.” Bu benzerlik içinde ömrü geçen Üstadı selâmlıyor, rahmetle anıyor ve kendisinden şu alıntı ile bitiriyorum: “Hem gerektirdiği şartlar ve hem esasen getirdiği şartlar ve hem de getirilmesi gereken şeylerin tanımlanmış olması bakımından apaçık içtihat kapısı yeni bir geçişe sımsıkı kapalıdır. Bu devirde ve gelecek çığırlarda yeni zaman ve mekân tecellilerine karşı ancak şeriat bütünlüğünden zerre feda etmeyen büyük mütefekkirler gelebilir ve bunlar asır yenileyicisi olmak gibi muazzam bir makama namzet olabilirler, fakat asla müçtehit olamazlar.” Allah’ın selâmı üzerinize olsun!
|