Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     8457 kez okundu.     4 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Al?k S?resi ve D???nd?rd?kleri
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 61 - Temmuz / Eylül 2008

Kur'an-ı Kerim'in ilk inen ayetlerinin Alâk (İkra') Sûresinin ilk beş ayeti olduğu hususunda İslâm alimleri arasında mutabakat vardır. Yazının hemen başında isterseniz bu ayetleri hatırlayalım:

“İkra! BismiRabbikellezi HAlâk, HAlâkal insane min Alâk. İkra, ve Rabbükel ekrem. Ellezi alleme bilkalem. Allamel insane malem ya'lem”

Türkçe meali ise şu şekilde: “ Oku, Yaratan(halk eden) Rabbinin adıyla oku. O, insanı alâktan yarattı (halketti). Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediklerini öğretti.”

(Alfabemizdeki harflerin Arapça'daki bazı sesleri tam olarak karşılamadığını hatırlamakta fayda var. Özellikle “halâka” fiilindeki “h”nin genizden okunmadığı durumda farklı anlamlara geldiğini unutmayalım.)

Kur'ân'ın inzalinin başlamasından önceki süreçte, Efendimizin yıllarca dağlara, tepelere çekilip çoğu zamanını tefekkürle geçirdiğini siyer kitaplarından biliyoruz. Ve kırk yaşına geldiğinde vuslat gerçekleşiyor ve yıllardır içinde biriken yoğunlaşmanın cevabını Alâk Sûresi'nin ilk ayetleri ile alıyor.

Üzerinde durmak istediğim konu da bu... Yani, Efendimizin hangi düşüncelerine karşılık bu ayetlerin kalbine işlendiği (inzal olduğu)…

Aranızda, “Bunlar bir cevap mı?” diye soranlarınız var mı bilemiyorum, ama bana kalırsa bu ayetler, yıllarca Hira'da veya başka yerlerde Efendimizin tefekkür ettiği konulara olan yoğunlaşmasının son noktaya geldiği bir anda kalbine işlenen (inzal olan) cevaplardır.

Şimdi bir an için Rasûlullah'ın içinde bulunduğu tefekkür boyutunu idrake çalışalım.

Kafanızdaki hafakanlarla alıp başınızı gitseniz dağlara, bir mağaraya çekilseniz, günlerce orada kalsanız, neyi tefekkür edersiniz? Daha doğrusu, hangi düşünceler günlerinizi dağlarda yalnız başınıza tefekkür ederek geçirtir?

İnsanların tefekküre daldıkları zaman ilk akla gelen şey genelde “Neden, Nasıl” olur. “Neden varım? Ve Nasıl varım?”. Çünkü, ilk nokta orasıdır. O nokta olmazsa, örneğin “Şafii” ismine, “Rahman” ismine mazhar olacak bir “varlık” olmaz ortada. İlk önce bir şeyin “olması” gerekir. Olsun ki, mazhar olsun.

İşte “Halık” ismi, olması gerekeni olduran, yaratan sıfattır. Ve ayetle de sabittir ki “insan yaratılmıştır” (halâkal insan).

İlk ayette “ “Yaratan(Halâk)” Rabbinin adı ile” denmesinin sebebi bu olabilir mi sizce? Yani, “Şifa(Şafii) veren Rabbinin adı ile oku” veya “Adil(Adl) olan Rabbinin adı ile oku” şeklinde gelmemiş ayet. “Yaratan” sıfatı kullanılmış. Üstelik ikinci ayette de aynı sıfat var. “O insanı alâktan yarattı”. Allahualem, belki de Efendimizin üzerinde yoğunlaştığı, tefekkür ettiği konulardan biri de insanın nasıl yaratıldığı olabilir.

Bir önceki sayımızda da belirttiğim gibi, Rabbi dileseydi Efendimizi kırk yıl bekletmez, Kur'an'ı yirmiüç senede inzal etmezdi. Ancak, kırk yaşına kadar geçen bir kemalât döneminde Efendimiz'in yaşadıkları sonucunda Hira'daki vuslat meydana gelmiştir kanımca. O kırk yıllık tefekkürün de ilk cevabı Alâk suresinin ilk ayetleridir.

Alâk suresinin ilk ayetlerinde dikkatimi çeken ikinci nokta “Allah” yerine “Rab” isminin kullanılmasıdır. Yani ayet “Yaratan Allah adına” değil “Yaratan Rabbin adına” şeklinde gelmiş. Yine aynı şekilde “İnna ila Rabbikerruc'a Şüphesiz dönüş Rabbinedir” ayetindeki kullanımına da bu gözle bakabiliriz.

Bu farkı izah edecek ilme sahip değilim, bu konuda çeşitli araştırmalarım oldu, belki kafamda oturan bazı noktalar da var ama yazıya dökecek kadar değil. Sadece, buradaki fark üzerine sizin düşünmenize vesile olabilmek için bu satırları yazıyorum.

İlk dönemlerde inen ayetlerde “Allah” isminin “Rab” ismine oranla çok daha az kullanıldığı hakkında bir görüş okumuştum. Bunun da konu ile ilgisi olduğu kanaatindeyim. Belki de, yeni bir toplum inşa etme sürecinin de (inşa yani terbiye - rububiyet) bununla ilgisi vardır Allahualem...

Alâk suresinin ilk birkaç ayeti üzerine düşünürken aklıma gelenleri sizinle paylaşmak istedim. Burada belirtmem gereken husus, bu yazılanların ilimsel bir değeri elbette yok. İçimden gelen düşünceler bunlar. Hatalı da olabilirler. Ancak bu düşüncelerle ortaya koymak istediğim asıl şey, Kur'ân'a karşı bakış açımızı kontrol etmemiz gerektiğidir...

Bu konuda çok şeyler söylenebilir aslında ama bu hakka sahip hissetmiyorum kendimi. Sadece hep beraber Kur'ân'ı daha iyi anlamak için gayret sarfedelim diyorum.

Alemlerin Rabbi, O'nu hakkı ile, O'nun istediği şekilde bilmeyi, kitabını istediği şekilde anlamayı nasip etsin, kolaylaştırsın inşallah.

Amin.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Rasim Kaan    13.11.2009
Yorum : Değerli din kardeşlerim.. Eğer biz kendimizi ''müslüman'' diye tanıtıyorsak müslümanlığın vasıflarını yerine getirmeliyiz. Buna da öncelikle Kur'an-ı Kerim'i anlamakla başlamalıyız. Bu da ancak kutsal kitabımızı anladığımız dilden yani Türkçe'den okumakla gerçekleşir. Yüce Rab'bimize layık bir kul olabilmek için '' Oku'' emrine uymalı ve bunu sevap kazanma niyetinden çok dinimizi öğrenmek, idrak etmek için yapmalıyız. Tekrar tekrar söylüyorum; Lütfen Kur'an-ı Kerim'i Türkçe okuyalım..




Ekleyen : taha yasin ramazan    15.02.2009
Yorum : ben ben olmuşluğu aşıp biz tabanından birlik ve vahdete ermiş bir toplumun ancak okumaktan ve ilimden geçtiğini toplumumuza anlatabilmemizin ilayı kelimetullahın tesisinde büyk bir ilerleme kaydedeceğinin altını çizer saygılar sunarım selamun aleyküm




Ekleyen : ergun tekkalmis    13.10.2008
Yorum : eğer Rab isminin açılımına bakarsınanız neden Rab isminin seçildiğine dair bir ışık yanabilir.saygılarımla.




Ekleyen : ?mer    28.09.2008
Yorum : allah razı olsun .biraz daha açılım





 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Türkçe’nin kırpıla kırpıla ne hale getirildiğine bakmadan kalkmışız, “eser vermeli, eser vermeli” diyoruz.
Halbuki “Güneş Dil Teorileri”nin temel yapılmak istendiği bir dili kullanarak karşımızdakilerle konuşup, anlaşabildiğimize şükretmeliyiz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591437
 Bugün : 1978
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630755
 Bugün : 402
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim