Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     8655 kez okundu.     4 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Al?k S?resi ve D???nd?rd?kleri
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 61 - Temmuz / Eylül 2008

Kur'an-ı Kerim'in ilk inen ayetlerinin Alâk (İkra') Sûresinin ilk beş ayeti olduğu hususunda İslâm alimleri arasında mutabakat vardır. Yazının hemen başında isterseniz bu ayetleri hatırlayalım:

“İkra! BismiRabbikellezi HAlâk, HAlâkal insane min Alâk. İkra, ve Rabbükel ekrem. Ellezi alleme bilkalem. Allamel insane malem ya'lem”

Türkçe meali ise şu şekilde: “ Oku, Yaratan(halk eden) Rabbinin adıyla oku. O, insanı alâktan yarattı (halketti). Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediklerini öğretti.”

(Alfabemizdeki harflerin Arapça'daki bazı sesleri tam olarak karşılamadığını hatırlamakta fayda var. Özellikle “halâka” fiilindeki “h”nin genizden okunmadığı durumda farklı anlamlara geldiğini unutmayalım.)

Kur'ân'ın inzalinin başlamasından önceki süreçte, Efendimizin yıllarca dağlara, tepelere çekilip çoğu zamanını tefekkürle geçirdiğini siyer kitaplarından biliyoruz. Ve kırk yaşına geldiğinde vuslat gerçekleşiyor ve yıllardır içinde biriken yoğunlaşmanın cevabını Alâk Sûresi'nin ilk ayetleri ile alıyor.

Üzerinde durmak istediğim konu da bu... Yani, Efendimizin hangi düşüncelerine karşılık bu ayetlerin kalbine işlendiği (inzal olduğu)…

Aranızda, “Bunlar bir cevap mı?” diye soranlarınız var mı bilemiyorum, ama bana kalırsa bu ayetler, yıllarca Hira'da veya başka yerlerde Efendimizin tefekkür ettiği konulara olan yoğunlaşmasının son noktaya geldiği bir anda kalbine işlenen (inzal olan) cevaplardır.

Şimdi bir an için Rasûlullah'ın içinde bulunduğu tefekkür boyutunu idrake çalışalım.

Kafanızdaki hafakanlarla alıp başınızı gitseniz dağlara, bir mağaraya çekilseniz, günlerce orada kalsanız, neyi tefekkür edersiniz? Daha doğrusu, hangi düşünceler günlerinizi dağlarda yalnız başınıza tefekkür ederek geçirtir?

İnsanların tefekküre daldıkları zaman ilk akla gelen şey genelde “Neden, Nasıl” olur. “Neden varım? Ve Nasıl varım?”. Çünkü, ilk nokta orasıdır. O nokta olmazsa, örneğin “Şafii” ismine, “Rahman” ismine mazhar olacak bir “varlık” olmaz ortada. İlk önce bir şeyin “olması” gerekir. Olsun ki, mazhar olsun.

İşte “Halık” ismi, olması gerekeni olduran, yaratan sıfattır. Ve ayetle de sabittir ki “insan yaratılmıştır” (halâkal insan).

İlk ayette “ “Yaratan(Halâk)” Rabbinin adı ile” denmesinin sebebi bu olabilir mi sizce? Yani, “Şifa(Şafii) veren Rabbinin adı ile oku” veya “Adil(Adl) olan Rabbinin adı ile oku” şeklinde gelmemiş ayet. “Yaratan” sıfatı kullanılmış. Üstelik ikinci ayette de aynı sıfat var. “O insanı alâktan yarattı”. Allahualem, belki de Efendimizin üzerinde yoğunlaştığı, tefekkür ettiği konulardan biri de insanın nasıl yaratıldığı olabilir.

Bir önceki sayımızda da belirttiğim gibi, Rabbi dileseydi Efendimizi kırk yıl bekletmez, Kur'an'ı yirmiüç senede inzal etmezdi. Ancak, kırk yaşına kadar geçen bir kemalât döneminde Efendimiz'in yaşadıkları sonucunda Hira'daki vuslat meydana gelmiştir kanımca. O kırk yıllık tefekkürün de ilk cevabı Alâk suresinin ilk ayetleridir.

Alâk suresinin ilk ayetlerinde dikkatimi çeken ikinci nokta “Allah” yerine “Rab” isminin kullanılmasıdır. Yani ayet “Yaratan Allah adına” değil “Yaratan Rabbin adına” şeklinde gelmiş. Yine aynı şekilde “İnna ila Rabbikerruc'a Şüphesiz dönüş Rabbinedir” ayetindeki kullanımına da bu gözle bakabiliriz.

Bu farkı izah edecek ilme sahip değilim, bu konuda çeşitli araştırmalarım oldu, belki kafamda oturan bazı noktalar da var ama yazıya dökecek kadar değil. Sadece, buradaki fark üzerine sizin düşünmenize vesile olabilmek için bu satırları yazıyorum.

İlk dönemlerde inen ayetlerde “Allah” isminin “Rab” ismine oranla çok daha az kullanıldığı hakkında bir görüş okumuştum. Bunun da konu ile ilgisi olduğu kanaatindeyim. Belki de, yeni bir toplum inşa etme sürecinin de (inşa yani terbiye - rububiyet) bununla ilgisi vardır Allahualem...

Alâk suresinin ilk birkaç ayeti üzerine düşünürken aklıma gelenleri sizinle paylaşmak istedim. Burada belirtmem gereken husus, bu yazılanların ilimsel bir değeri elbette yok. İçimden gelen düşünceler bunlar. Hatalı da olabilirler. Ancak bu düşüncelerle ortaya koymak istediğim asıl şey, Kur'ân'a karşı bakış açımızı kontrol etmemiz gerektiğidir...

Bu konuda çok şeyler söylenebilir aslında ama bu hakka sahip hissetmiyorum kendimi. Sadece hep beraber Kur'ân'ı daha iyi anlamak için gayret sarfedelim diyorum.

Alemlerin Rabbi, O'nu hakkı ile, O'nun istediği şekilde bilmeyi, kitabını istediği şekilde anlamayı nasip etsin, kolaylaştırsın inşallah.

Amin.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Rasim Kaan    13.11.2009
Yorum : Değerli din kardeşlerim.. Eğer biz kendimizi ''müslüman'' diye tanıtıyorsak müslümanlığın vasıflarını yerine getirmeliyiz. Buna da öncelikle Kur'an-ı Kerim'i anlamakla başlamalıyız. Bu da ancak kutsal kitabımızı anladığımız dilden yani Türkçe'den okumakla gerçekleşir. Yüce Rab'bimize layık bir kul olabilmek için '' Oku'' emrine uymalı ve bunu sevap kazanma niyetinden çok dinimizi öğrenmek, idrak etmek için yapmalıyız. Tekrar tekrar söylüyorum; Lütfen Kur'an-ı Kerim'i Türkçe okuyalım..




Ekleyen : taha yasin ramazan    15.02.2009
Yorum : ben ben olmuşluğu aşıp biz tabanından birlik ve vahdete ermiş bir toplumun ancak okumaktan ve ilimden geçtiğini toplumumuza anlatabilmemizin ilayı kelimetullahın tesisinde büyk bir ilerleme kaydedeceğinin altını çizer saygılar sunarım selamun aleyküm




Ekleyen : ergun tekkalmis    13.10.2008
Yorum : eğer Rab isminin açılımına bakarsınanız neden Rab isminin seçildiğine dair bir ışık yanabilir.saygılarımla.




Ekleyen : ?mer    28.09.2008
Yorum : allah razı olsun .biraz daha açılım





 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16389091
 Bugün : 1612
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 704250
 Bugün : 88
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 316
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim