Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2506 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Aynadaki Yabancy
Çağlar Akda?

  Sayı: 61 - Temmuz / Eylül 2008

“Artık her aynaya baktığımda;

Sen de kimsin diyorum ve gülüp geçiyorum…”


İnsanoğlu; kendi penceresinden izleyerek, algılayarak, yorumlayarak kazanımlarını sindiren ve bir şekilde bunları yeniden kaynağına iade eden varlık…Dünya adeta bir sahne ve insanoğlu'nun gözlerinin önünde perdeye konan, sonu gelmez enfes müzikal, HAYAT…

GİRİŞ

Bazı zamanlar çalışma masamda yaptığım işe bir ara verip, şöyle bir durup ellerime ayaklarıma, görüş alanıma giren ve başımdan aşağı da kalan kısımlarıma uzun uzun bakıyorum… Bir an sanki kusursuz bir FPS (first person shooter tek kişi gözünden oynanan bilgisayar oyunlarının tümünü kapsayan oyun türü) içinde olduğumu düşünürüm… O AN, her oyuncunun muhakkak dillendirdiği bir söz gelir aklıma “Ne müthiş oyun, tıpkı gerçek gibi…”

Bu söz o kadar güzel bir hayranlığı ifade eder ki; âdeta insanın hayata, kendi gerçekliğine duyduğu ve onu her şeyin üzerinde tuttuğu bir sevgi itirafıdır… Hayatımız Tanrı'nın bizlere sunduğu kusursuz, rakip-siz ve mükemmel kalitede tasarlanmış en, en, en gü-zel ve kapsamlı OYUN… Bu ne güzel bir armağan… Düşündükçe insanı heyecanlandıran, inanılmaz keyif veren, ne kadar NAHİF bir HEDİYE…

Bilgisayar oyunlarına kendisini olması gerekenden çok fazlasıyla kaptırarak, kendi gerçekliğini unutan çocuklarınıza, arkadaşlarınıza ve yakınlarınıza işin bu boyutunu sık sık hatırlatmanın çok çok iyi sonuçlar doğuracağına inanıyorum…

Ben de herkes kadar bu oyunlara meraklıyım ve büyük keyif alırım oyun başında geçirdiğim zamanlar ancak işi çok fazla uzatmamaya çalışırım, kontrolü elden bırakmam çünkü; “dışarıda beni bekleyen ve başarılı olmam gereken, çoğu kimsenin ÖLÜM BENİM İSE DÖNÜŞÜM DİYE TANIMLADIĞIM olguyla karşılaşmadan evvel tamamlamam ve her seferinde bir sonraki level'a (finale doğru zorluk seviyesinin artmakta olduğu bölümler) kazanılmış zaferle ulaşmam gereken çok sağlam bir OYUN var… Bu YARATICI’nın OYUNU… Ve sadece BENİM İÇİN HAZIRLANMIŞ… Kimse gelip bu oyunu benim yerime oynayamaz… O zaman bu fırsatı, dolayısıyla hayatı kaçırmamalıyım ve cesaretle çıkıp bu oyunu kendi HAYATIMIN EN BÜYÜK OYUNUNU profesyonelce OYNAYARAK tamamlamalıyım ki DÖNÜŞÜM ZAMANI geldiğinde “GAME OVER” (kaybedilmiş oyun) hezimeti ilekarşılaşmak yerine “VICTORY” (zafer) çığlıklarıyla bir başka boyutta varlığımı huzurla v keyifle sürdürebileyim…”

GELİŞME

İşte böyle, dediğim gibi bazı zamanlar durup uzun uzun bakarım başımdan aşağıda kalan uzuvlarıma, vücudumun görebildiğim kısımlarına… Sonra kafamı şöyle bir kaldırıp etrafıma göz gezdiririm; iş arkadaşlarım, eşyalar, dışarıda yabancılar, doğa, bitkiler vs. vs… Ardından yeniden kendime dönerim ellerimi ayaklarımı görürüm ama kendi yüzümü, suratımı görmem aslında kendimi görmediğimi fark ederim… Kafamı bir daha kaldırırım ve çevremdeki her şeyi çok net görürüm, arkadaşlarımın yüzleri, ifadeleri, her şey her şey pırıl pırıl bir görüntü ile yansır görüş alanıma…

Şu içinde olduğum durumu derinlemesine düşününce bakın nasıl bir yere varıyor insan; “BEN KENDİMİ DEĞİL ama çevremi her an görebiliyorum. Demek ki çevremdeki HER ŞEY BENİM İÇİN var oluyor… Ancak çevremdekiler de kendilerini değil ama her an kendi çevrelerini ve doğal olarak beni görüyorlar… O zaman BEN DE ONLAR İÇİN VAR OLUYORUM…”

Bizler için kendi var oluşumuzun, kendi görüntümüzün sanırım hiçbir önemi yok çünkü bizler kendimiz için değil DİĞERLERİ için, bizim dışımız-da kalan her şey için, o her şeye bir şeyler katabilmek için VARIZ… Ve o her şey de bizim için VAR…

Her canlı çevresini, diğerlerini, bir diğerini KUTSAR, ve doğal olarak kendi dışında kalan HERŞEY de o canlıyı KUTSAR…

Her canlı çevresine, diğerlerine, bir diğerine bir şeyler SUNAR ve kendi dışında kalan O HERŞEY den sunduğu kadar bir nebze bir şeyler alarak İNANILMAZ BİR ZENGİNLİK sahibi olur…

Her canlı verir ve alır…Ver al… Ver-al…Ver-al…

“NE EKERSEN ONU BİÇERSİN…”

SONUÇ

Kendi görüntüm ve varlığım benim için pek bir şey ifade etmez, çünkü benim varlığımdan sadece ve sadece benim dışımda kalan HER ŞEYE birtakım faydalar var… BEN her şey için varım… Bu varlık ve görüntü bana tamamen DİĞERLERİNE faydalı olabilmek için sunulmuş geçici bir armağan gibi… Evet aynen böyle düşünüyorum çünkü ben kusursuz bir ŞEYİM ve ne olduğumu nasıl olduğumu bilemesem de bu kırılgan ve fâni bedenim sadece bu dünyaya ait bir ayrıntı… Ben bu bedenle SINIRLANAMAYACAK kadar KUDRETLİ bir yapının eseriyim... Aman Tanrım ben ben değilim!!!

“Bir ben vardır bende, benden içeru” (Yunus)

Aynanın karşısındayım, bakıyorum uzun uzun kendime, ilk kez onu görüyorum, kullandığım bedeni, bir maske bir kostüm olmalı bu dünyada OYUNU tamamlamak için tasarlanmış bir ayrıntı sadece… Derin derin bakınca aynaya sizler de bu duyguyu hissedebilirsiniz; AYNADAKİ GÖRÜNTÜ BİZE NE KADAR YABANCI… MERHABA;

“Sen de KİMSİN?”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : fikret akda?    17.09.2008
Yorum : tasavuf+yunus+mevlana= İNSAN





 
Aynadaki Yabancy... - Sayı 61
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14597458
 Bugün : 1681
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631768
 Bugün : 569
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 845
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim