Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2549 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Aynadaki Yabancy
Çağlar Akda?

  Sayı: 61 - Temmuz / Eylül 2008

“Artık her aynaya baktığımda;

Sen de kimsin diyorum ve gülüp geçiyorum…”


İnsanoğlu; kendi penceresinden izleyerek, algılayarak, yorumlayarak kazanımlarını sindiren ve bir şekilde bunları yeniden kaynağına iade eden varlık…Dünya adeta bir sahne ve insanoğlu'nun gözlerinin önünde perdeye konan, sonu gelmez enfes müzikal, HAYAT…

GİRİŞ

Bazı zamanlar çalışma masamda yaptığım işe bir ara verip, şöyle bir durup ellerime ayaklarıma, görüş alanıma giren ve başımdan aşağı da kalan kısımlarıma uzun uzun bakıyorum… Bir an sanki kusursuz bir FPS (first person shooter tek kişi gözünden oynanan bilgisayar oyunlarının tümünü kapsayan oyun türü) içinde olduğumu düşünürüm… O AN, her oyuncunun muhakkak dillendirdiği bir söz gelir aklıma “Ne müthiş oyun, tıpkı gerçek gibi…”

Bu söz o kadar güzel bir hayranlığı ifade eder ki; âdeta insanın hayata, kendi gerçekliğine duyduğu ve onu her şeyin üzerinde tuttuğu bir sevgi itirafıdır… Hayatımız Tanrı'nın bizlere sunduğu kusursuz, rakip-siz ve mükemmel kalitede tasarlanmış en, en, en gü-zel ve kapsamlı OYUN… Bu ne güzel bir armağan… Düşündükçe insanı heyecanlandıran, inanılmaz keyif veren, ne kadar NAHİF bir HEDİYE…

Bilgisayar oyunlarına kendisini olması gerekenden çok fazlasıyla kaptırarak, kendi gerçekliğini unutan çocuklarınıza, arkadaşlarınıza ve yakınlarınıza işin bu boyutunu sık sık hatırlatmanın çok çok iyi sonuçlar doğuracağına inanıyorum…

Ben de herkes kadar bu oyunlara meraklıyım ve büyük keyif alırım oyun başında geçirdiğim zamanlar ancak işi çok fazla uzatmamaya çalışırım, kontrolü elden bırakmam çünkü; “dışarıda beni bekleyen ve başarılı olmam gereken, çoğu kimsenin ÖLÜM BENİM İSE DÖNÜŞÜM DİYE TANIMLADIĞIM olguyla karşılaşmadan evvel tamamlamam ve her seferinde bir sonraki level'a (finale doğru zorluk seviyesinin artmakta olduğu bölümler) kazanılmış zaferle ulaşmam gereken çok sağlam bir OYUN var… Bu YARATICI’nın OYUNU… Ve sadece BENİM İÇİN HAZIRLANMIŞ… Kimse gelip bu oyunu benim yerime oynayamaz… O zaman bu fırsatı, dolayısıyla hayatı kaçırmamalıyım ve cesaretle çıkıp bu oyunu kendi HAYATIMIN EN BÜYÜK OYUNUNU profesyonelce OYNAYARAK tamamlamalıyım ki DÖNÜŞÜM ZAMANI geldiğinde “GAME OVER” (kaybedilmiş oyun) hezimeti ilekarşılaşmak yerine “VICTORY” (zafer) çığlıklarıyla bir başka boyutta varlığımı huzurla v keyifle sürdürebileyim…”

GELİŞME

İşte böyle, dediğim gibi bazı zamanlar durup uzun uzun bakarım başımdan aşağıda kalan uzuvlarıma, vücudumun görebildiğim kısımlarına… Sonra kafamı şöyle bir kaldırıp etrafıma göz gezdiririm; iş arkadaşlarım, eşyalar, dışarıda yabancılar, doğa, bitkiler vs. vs… Ardından yeniden kendime dönerim ellerimi ayaklarımı görürüm ama kendi yüzümü, suratımı görmem aslında kendimi görmediğimi fark ederim… Kafamı bir daha kaldırırım ve çevremdeki her şeyi çok net görürüm, arkadaşlarımın yüzleri, ifadeleri, her şey her şey pırıl pırıl bir görüntü ile yansır görüş alanıma…

Şu içinde olduğum durumu derinlemesine düşününce bakın nasıl bir yere varıyor insan; “BEN KENDİMİ DEĞİL ama çevremi her an görebiliyorum. Demek ki çevremdeki HER ŞEY BENİM İÇİN var oluyor… Ancak çevremdekiler de kendilerini değil ama her an kendi çevrelerini ve doğal olarak beni görüyorlar… O zaman BEN DE ONLAR İÇİN VAR OLUYORUM…”

Bizler için kendi var oluşumuzun, kendi görüntümüzün sanırım hiçbir önemi yok çünkü bizler kendimiz için değil DİĞERLERİ için, bizim dışımız-da kalan her şey için, o her şeye bir şeyler katabilmek için VARIZ… Ve o her şey de bizim için VAR…

Her canlı çevresini, diğerlerini, bir diğerini KUTSAR, ve doğal olarak kendi dışında kalan HERŞEY de o canlıyı KUTSAR…

Her canlı çevresine, diğerlerine, bir diğerine bir şeyler SUNAR ve kendi dışında kalan O HERŞEY den sunduğu kadar bir nebze bir şeyler alarak İNANILMAZ BİR ZENGİNLİK sahibi olur…

Her canlı verir ve alır…Ver al… Ver-al…Ver-al…

“NE EKERSEN ONU BİÇERSİN…”

SONUÇ

Kendi görüntüm ve varlığım benim için pek bir şey ifade etmez, çünkü benim varlığımdan sadece ve sadece benim dışımda kalan HER ŞEYE birtakım faydalar var… BEN her şey için varım… Bu varlık ve görüntü bana tamamen DİĞERLERİNE faydalı olabilmek için sunulmuş geçici bir armağan gibi… Evet aynen böyle düşünüyorum çünkü ben kusursuz bir ŞEYİM ve ne olduğumu nasıl olduğumu bilemesem de bu kırılgan ve fâni bedenim sadece bu dünyaya ait bir ayrıntı… Ben bu bedenle SINIRLANAMAYACAK kadar KUDRETLİ bir yapının eseriyim... Aman Tanrım ben ben değilim!!!

“Bir ben vardır bende, benden içeru” (Yunus)

Aynanın karşısındayım, bakıyorum uzun uzun kendime, ilk kez onu görüyorum, kullandığım bedeni, bir maske bir kostüm olmalı bu dünyada OYUNU tamamlamak için tasarlanmış bir ayrıntı sadece… Derin derin bakınca aynaya sizler de bu duyguyu hissedebilirsiniz; AYNADAKİ GÖRÜNTÜ BİZE NE KADAR YABANCI… MERHABA;

“Sen de KİMSİN?”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : fikret akda?    17.09.2008
Yorum : tasavuf+yunus+mevlana= İNSAN





 
Aynadaki Yabancy... - Sayı 61
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15277471
 Bugün : 7558
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647480
 Bugün : 917
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim