YSL?M'I YENYLEMEK Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
61 - Ekim / Aralık 2009
İslâm yenilenmez. Anlayışı yenilemek gerekir.
Anlayış mı? Nurun aynadaki aksi... Aynayı yenilemek...
Güneş yenilenemez. Göz yenilenir.
İslâm, başı ve sonu olmayan ebedi yeninin ismi... Ona her an biraz daha nüfuz etmektir ki, yenilik...
'Bir günü bir güneşe eş geçen aldanmıştır' hadisindeki sonsuz hikmettir ki, yeninin ve yeniliğin sırrını getirmiştir.
Dava işte bu mânâda İslâm'ın yeni neslini yoğurmakta...
İslâm'ın en yeni, değiştirilmez ve örnek nesli, Resul eliyle yoğurulan sahabiler...
Sahabelerin ardından 'Tabiî'ler bu nesil çizgisini uzatmışsa da onlardan sonra dava içtimaî plânda zaafa uğramış ve büyük ferdî zuhurların çevrelediği mahzun zümrelerden öteye geçilememiştir. Bu tecellide, muhafazası en zor iş olan aşkı kaybetmenin ve kaba akılla yapayalnız dış plânda kalmanın neticesi olarak ilâhî hikmet aşikâr...
Emevî ve Abbasî devrelerini takip ederek Türk'ün eline geçen İslâmî devlet livası, 600 küsur yıllık gerçek devlet hayatı ancak 250 senesinde böyle bir nesle yataklık etmiş, ondan sonra 300 yıl korkunç bir aşk ve üstün bir anlayıştan yoksunluk çığırına girmiş, 100 küsur senedir de aynı ham yobaz ve kaba softa idrakinin tersine dönük şekli ile bütün cehdini İslâm'a karşı çıkmakta bulmuştur.
O gün bugündür ki, nesillere kahraman diye tanıtılanlar, İslâm'dan tiksinmenin fikrî ve fiilî icracıları olmuştur.
İslâm'ı, zatından zerre feda etmeden olanca saffet ve asliyetiyle kucaklayabilecek ve nefislerinde yenileyecek nesillerin böylece köküne kibrit suyu dökülmeye başlayınca, din ihtiyacından büsbütün kurtulamayan muvazaacı mizaçlar her tarafta işi reformculuğa dökmüş; ve olduğu gibi bir İslâm yerine oldurulmak istenildiği tarzda bir İslâm'a kapı açmaya bakılmıştır.
Reformcu İslâm'ı şu veya bu görüş ve mezhep lokomotifine bağlamak, böylece çürük gördüğü bir binayı kendince payandalamaya yeltenmek bakımından, İslâm'a cepheden zıt olanlardan daha tehlikelidir; ve İslâm'ı kalp ve göz yenilemesi yoluyla koruyacak olan nesil, cemiyet dairesi içinde kendisine üç düşman tanıyacaktır. Aşksız ham yobaz, duygusuz kâfir, nasipsiz reformcu... Yani ruhu kör nefsinde kabuklaştıran, büsbütün inkâr eden ve bu ikisi arasında arabuluculuğuna kalkışan...
İslâm, 500 yıl kılıcını elinde tutan Türkiye'de bozuldu ve her yerde altüst oldu. Bu, ancak Türkiye'de düzelirse her yerde sağlığa kavuşabileceğine ait İlâhî bir ihtar...
İslâm'ı yenileyecek olan nesil, bu, ruh ve madde felâketleri Türkiyesi'nde son ve som, hepçi ve bütüncü tepki halinde zuhur etmekle mükellef...
Bunca zevalin ardından ancak kemal çığırı açılabilir...
Dört büyük halifenin sırayla şiarları olan merhamet, celadet, edep ve akılda tam ikmalli ve teçhizatlı olarak, 15. İslâm Asrının eşiğinde, İslam'ı yenilemek davasını çözümleyecek nesilden, ana rahmine tekmeleyici sesler duyuluyor.. Aya gitmek hüner değil, bu sesleri güneşten duyulacak şekilde fikirde ve aksiyonda yükseltmek marifet...
(İdeolocya Örgüsü 1979)
|